1. YAZARLAR

  2. Duygu SUCUKA

  3. Konya yaylalarında yörükler ve mera kullanımı
Duygu SUCUKA

Duygu SUCUKA

Yazarın Tüm Yazıları >

Konya yaylalarında yörükler ve mera kullanımı

A+A-

Tarih 5 Haziran 2022. Hadim yaylalarında çok çalışma yaptık ama yeşilin bu kadar canlı olduğu bir tarihte, Haziran ayı başında ilk defa bir çalışma yapıyoruz. Daha gerideki Geyik Dağında henüz erimemiş kar manzaraları varken, daha alt seviyelerdeki 2000 metre rakımlı Hadim yaylalarında meralar yemyeşil, baharın en koyu tonuyla can bulmuş gözüküyor. 

Doğuda Bolkar Dağları'ndan tutalım batıdaki Bozkır, Seydişehir Silifke’ye kadar olan bölgede, birçok kez obalarına gittiğimiz, çadırlarında paneller, toplantılar yaptığımız Toros Yörükleriyle bu defa Konya’nın Hadim ilçesi yakınlarında kurulan bir çadırda buluştuk. Bu çalışmaları yaptığımız bölge Orta Toroslar olarak bilinmektedir. Kışlakları Mersin’de, yaylaları Konya’dadır bu Yörüklerin. 12 ay çadır yaşamı sürerler. Yayla besicisi olarak bilinirler ve Anadolu’nun göç kültüründen gelen topluluklardır. Yani Anadolu’nun aslıdır onlar. 

Hadim Kaymakamlığının destek verdiği, Göç Eden Sarıkeçililer Derneğinin ev sahipliği yaptığı, bizim Güneydoğum ve Genç Nesiller Derneklerimizin organize ettiği toplantıda Yörüklerin yaşamsal sorunları bir kez daha tartışıldı, çözüm önerileri sunuldu. 

Göç Eden Sarıkeçililer Derneği Başkanı İbrahim Yagal, Yörükler'in son zamanlarda yoğun olarak yaşadığı sorunun mera sorunu olduğunu belirtti. Daha önce Yörükler'in yaşamsal sorunları adıyla yaptığımız birçok çalışmada, onların eğitimden sağlığa, ürünlerini satabilmekten aldıkları teşviklere, yollarda yedikleri cezalara kadar çeşitli sorunlarını rapor ettik. Bu son toplantıda ön plana çıkan başlık 'mera sorunu' oldu 

Orman, ormancılar, yazılan cezalar da konuşuldu ancak orman konusunda son yıllarda bir yumuşa olduğu, orman birimleri tarafından Yörükler'e karşı daha hoşgörülü yaklaşıldığı belirtildi. Bunu duyunca sevindim, zira yıllardır Yörükler'in orman konusundaki sıkıntılarını çok iyi biliyorduk ve hep bir arayol olsun diye çabalıyorduk. 
Keçi bizim keçimiz, orman bizim ormanımız, ikisinden de vazgeçemeyiz demiştik.

Çocukların eğitiminden bahsetti İbrahim Yagal. "Bunu bir biçimde telafi etmeye çalışıyoruz" dedi. Bu da çok önemli bir mesele. Yayla hayatının erken başlayıp geç bitmesi Yörük çocuklarının ve gençlerinin eğitimini olumsuz etkiliyor. Nisan-Mayıs gibi başlayan yayla göçü Ekim-Kasım gibi bitiyor. Bu arada okullar açıldığında ve kapanmadan önce 1-2 aylık eğitim kaybı yaşıyor çocuklar. Yörükler eğitime önem verdikleri için bu eğitim açığını telafi etmenin bir yolunu bulmaya çalışıyorlar. Okula giden çocuğu okul kapanıncaya kadar getirmiyor yaylaya, ya bir akrabasının yanında tutuyor veya aileden birisiyle bırakıyor. Burada devlet onlara yardımcı olabilir. Lise çağındaki çocuklar ev tutmak yerine devlete ait pansiyonlu okullardan, konuk evlerinden, cüzi bir ücretle ya da bedelsiz olarak yararlandırılabilir.

Üzerinde en çok konuşulan mera meselesine gelecek olursak, devlet bu konuyu ciddi olarak ele alırsa herkesin yararına olacaktır. Bu insanlar zaten o meralar, o yaylım alanları için göç ediyorlar. Bu insanlar devlete hiçbir külfeti olmadan, çok zor yaşam koşulları içinde hayvan üreticiliği, besiciliği yaparak ekonomiye katkı sağlıyorlar. Gıda konusundaki sıkıntıları bugün gayet iyi fark ederek yaşamaya başladık. Böyle bir zaman dilimi gösterdi ki, çiftçi, üretici, besici, insanlık için gıda maddelerine katkısı olan her kesim ve herkese kolaylık sağlanması desteklenmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. 

Yörükler Toroslar'ın Akdeniz yamaçlarına, Mersin civarlarına kışlaklara gittikleri zaman ormanlık alanlarda yaşadıkları için mera sorunu, köylüyle mera tartışması yaşamıyorlar. Ancak Konya-Karaman yaylalarına geldikleri zaman mera konusu büyük dert. Köylüyle aralarında sıkıntılar baş gösteriyor. Hadim, Taşkent, Ahırlı, Bozkır, Seydişehir yaylaları ile Karaman taraflarında köylüler Yörükler'i istemiyor. Nedeni de mera paylaşımı, su paylaşımı. Haklı olabilirler. Ancak devlet bu konuda bir düzenleme yaptığı zaman ortada sorun kalmayacaktır.  Benim için üç yüz haneli köy halkının isteği bir tane Yörük çadırından daha önemlidir yaklaşımı yapan siyasetçi anlayışı bu sorunu çözmeye yetmez. Üç yüz haneli köyde mesela toplam bin tane hayvan besleniyorsa, Yörük obalarının her birinde 300-500 veya bin tane hayvan besleniyordur. Konuya oy sayısı yönünden değil ülke ekonomisi açısından bakılırsa çözüm aranacaktır. Sonuç olarak köydeki besiciyi de koruyalım, yayladaki Yörüğü de. Bunun için de iyi bir mera kanunu, iyi bir mera etüdü gerekir. O meralar tüm halkımıza yeter. Yeter ki korumayı ve kullanmayı bilelim. Yeter ki bizim olarak kalsın.

Bugün Mersin-Konya arasında yaşayan Sarıkeçililer'in hane sayısı yaklaşık 200 civarındadır. Her hanede ortalama en az 150-200 koyun ya da keçi olsa toplam sayı yabana atılır miktar değildir ve bu miktar ülke için çok önemlidir. Kaldı ki her obadaki küçükbaş hayvan sayısı yukarıdakinden çok daha fazladır. 

Buna benzer bir mera sorununu Bolkar Dağları'ndaki yaylalarda görmüştük. Oradaki Yörükler de Karaman’ın Yörüğü gelip bizim meralarımızı kullanıyor, bundan şikayetçiyiz demişlerdi. Haklılıkları şu yönden; bu meralara devlete vermiyorsalar bile işini bilen ağa-bey-muhtar kim varsa onlara kira veriyorlar Yörükler. Dolayısıyla para ödedikleri otlakları başkası kullansın istemezler. Ancak devlet konuya hepsi benim besicim bakışıyla yaklaşırsa, hepsini korur kollarsa ona göre planlama yapar, bu pürüzler de ortadan kalkar. 

İbrahim Yagal’ın mera konusundaki açıklamalarına ilgiyle yaklaşan Hadim Kaymakamı Sayın Mehmet Ali İmrak sorunun çözümünün Mera Kanunu'yla ve üst makamlarla alakalı olduğunu, bu konuda kendisine düşen bir şey varsa yapabileceğini belirtti. 

Özellikle Konya yöresinde yaşanan yaylım, otlak, mera anlaşmazlıklarının giderilmesi için daha üst mercilerin konuya yakın alaka göstermeleri gerekmektedir. Mesela Konya Valiliği bu konuda bir araştırma yaptırabilir, bir çalıştay düzenleyebilir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.