Sosyal bilimler içerisinde en zor olanı herhalde TARİH...Bir tarihçinin, ön yargılarından arınmış olması gerekir. 

Bizde tarihçiler dünya görüşlerine, meşreplerine göre tarih oluşturma peşindeler... Muhteşem Yüzyıl tartışmasında da öyle oldu...

Yavuz Bahadıroğlu isimli bir tarihçi (Verdiği röportajda kendisini tarihçi olarak takdim etmiş ama aslında tarihi roman yazıcısı) ilginç bir laf attı ortaya; "Osmanlı sarayında öpüşme yoktu. Çünkü padişahlar salgın hastalık nedeniyle korunurdu." Ve tartışmalar başladı... Öpüşme ve sevişme üzerinden sürdürülen komik tartışmalar...

Kanuni Sultan Süleyman, aynı zamanda büyük bir şair. 

MUHİBBİ mahlasıyla yazdığı şiirleri ve 2798 gazelden oluşan çok büyük bir divanı var... Kültür Bakanlığı tarafından bastırılan bu Divan kitaplığımda da olduğu için merak ettim, Divana göz gezdirdim. Acaba Kanuni'nin şiirlerinde bu konuda bir ipucu var mı diye?

İpucundan da öte ilginç beyitler buldum.

Bakın şu beyitlere;

 

(Dudağının kadehinden bir kadeh içtiğim zaman, ta kıyamete kadar kaynayıp, ırmaklar gibi coşayım) 1858 Nu.lu gazel 1. Beyit

 

(Ölmeden dudaklarından bir öpücük ver dedim. Gam yeme son nefeste gönlünü hoş eyleyim dedi) 1858 Nu.lu gazel 4. Beyit.

 

(Dudağın çok tatlı şeker mi, nebat mı bilemedim. Ey dost dudağın zikrini tekrar ederim sanma..)1882 Nu.lu gazel 4. Beyit.

Bu beyitler, Yavuz Bahadıroğlu'nun iddiasını yalanlıyor...

Yavuz Bahadıroğlu'na sormak istiyorum;

Tarihle tüm ilgisi meraklı bir okuyucu olmaktan öteye geçmeyen ben bu beyitleri buluyorum da, siz bu beyitleri bulamıyor musunuz?

Tarihçinin görevi toplumu doğru bilgilendirmek mi, kişisel kanaatleri doğrultusunda kamuoyu oluşturmak mıdır? 

Yazdığınız onlarca tarihi romanı, tarihi verilere göre mi şekillendirdiniz, yoksa dünya görüşünüze göre mi?

 

Ve hepsinden önemlisi, Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleyman öpüşmeyi utanılacak bir eylem olarak görmeyip, şiirlerine konu ederken, siz kim oluyorsunuz da, öpüşmeyi bir kabahat gibi görüp, gerçekleri çarpıtarak Koca Kanuni'yi korumaya kalkıyorsunuz?