MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin MHP Grup toplantısında yaptığı konuşmada 26 Ağustos 2018 tarihinde erken seçim yapılmasını teklif etmesinden sonra AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir araya gelerek vardıkları mutabakat sonucu 24 Haziran 2018'de erken seçim yapılacağı açıklandı. Böylece bir anda ülkemizin gündemine erken seçim daha doğru deyişle baskın seçim yapılması oturdu.

Erken (baskın) seçim gündemi henüz sıcaklığını korurken bu sefer de Meral Akşener’in Genel Başkanlığında 25 Ekim 2017 tarihinde kurulan İYİ Parti'nin erken (baskın) seçimlere katılıp katılamayacağı gündeme geldi. Bu konuda kamuoyunda ciddi tartışmalar yaşanmaktadır.

Bilindiği üzere İYİ Parti 25 Ekim 2017 tarihinde kuruldu ve ülkemizdeki il sayısının yarısından bir fazlasında ve o illerin de en az 1/3 ü oranındaki ilçelerinde teşkilatlarını kısa bir zaman içinde kurdu. Daha sonrada 10 Aralık 2017 tarihinde kurucular kurulu üyelerinin delege olarak katılımıyla ilk olağan genel kurulunu yaptı. İYİ Parti bir erken ya da baskın seçime karşı tedbir amaçlı olarak böyle bir yolu benimsemiştir. Çünkü, Seçim Kanununu 11.maddesi şöyle demektedir: ‘’11. (Değişik: 31/3/1988-3420/1 md.) Siyasi partilerin milletvekili genel ve ara seçimlerine ve belediye başkanlığı ile belediye meclisi, il genel meclisi üyelikleri genel ve ara seçimlerine katılabilmeleri için illerin en az yarısında, oy verme gününden en az altı ay evvel teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olmaları veya Türkiye Büyük Millet Meclisinde gruplarının bulunması şarttır. Bir ilde teşkilatlanma, merkez ilçesi dahil o ilin ilçelerinin en az üçte birinde teşkilat kurmayı gerektirir.’’

Yani, Seçim Kanununa göre yeni kurulan bir partinin kurulduktan sonra yapılacak ilk seçime katılabilmesi için ya TBMM’de grup kuracak kadar milletvekiline (20 milletvekili) sahip olması ya da illerin en az yarısında teşkilatlanması ve de büyük kongresini yapmış olması gerekmektedir.

İYİ Parti yönetimi il sayısının yarısında ve o illerin de 1/3 oranındaki ilçelerinde teşkilatlandığı için kurucular kurulu ile olağan genel kurulunu yapmıştır. Çünkü, aynı uygulama daha önce Anadolu Partisi, Türkiye Partisi ve Merkez Parti tarafından da yapılmış ve bu üç parti seçimlere rahatlıkla katılmışlardır.

Ancak, YSK’dan alınan sinyaller 10 Aralık kurultayının yok farz edileceği yönünde olunca her ihtimale karşı alelacele ilçe ve il kongreleri tamamlanarak 1 Nisan 2018 de İYİ Parti 1. Olağanüstü kurultayı yapıldı.

Bu durumda ,eğer YSK 10 Aralık kurultayını baz alırsa İYİ Parti 24 Haziran seçimlerine girebiliyor ancak 1 Nisan'ı baz alırsa İYİ Parti 24 Haziran seçimlerine 6 aylık süreyi doldurmadığı için seçime giremiyor. İşte kamuoyunda tartışma yaratan konunun özeti budur.

YSK, eğer 10 Aralık 2017'de kurucularla yapılan Olağan Genel kurulu yok farz edip 1 Nisan 2018 tarihli kongreyi baz alarak karar verirse daha önce Anadolu Partisi, Türkiye Partisi ve Merkez Parti için yaptığı uygulamaların tam tersi bir uygulamaya imza atarak kendisini inkar etmiş olacaktır.

Yani YSK ya hukuki bir karar vererek İYİ Parti'nin kendi adı ve amblemiyle seçimlere katılmasına ya da siyasi bir karar vererek İYİ Parti'nin kendi adı ve amblemiyle seçimlere girmemesine karar verecektir.

16 Nisan 2017 Cumhurbaşkanlığı referandumunda seçim yasasının hilafına ‘’mühürsüz oy pusulaları geçersizdir’’ hükmünü çiğneyerek, geçmişte bu yönde yaptıkları çeşitli uygulamaları da göz ardı edip siyasi bir kararla mühürsüz oy pusulalarını geçerli sayan YSK'nın bu sefer de Seçim Yasasının ve geçmiş uygulamalarının aksine bir karar alarak İYİ Parti'yi seçime sokmama kararı alması doğrusu beni hiç şaşırtmayacaktır.

Böyle bir kararın çıkması halinde elbette İYİ Parti yönetiminin de b ve c planları mevcut olup her halükarda bir şekilde seçimlere katılınacak ve AKP-MHP ittifakının kurduğu oyunu bozarak ‘’16 yıllık reklam arasına’’ son verecektir. Bundan hiç şüpheniz olmasın.