1. YAZARLAR

  2. Bahattin AYHAN

  3. Halk İslâm’ının Kitabi İslâm’a yönlendirilmesi
Bahattin AYHAN

Bahattin AYHAN

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

Halk İslâm’ının Kitabi İslâm’a yönlendirilmesi

A+A-

 Halk İslâm’ının Kitabi İslâm’a yönlendirilmesi

Dini konular olur olmaz o kadar çok yerde konuşuluyor ki, sanki İslamiyet yeni keşfediliyor sanırsınız. Bir yerleri tutmuş olup bilse de bilmese de ahkam kesenlerin haddi hesabı yok. TV’ler, radyolar hep dini konuşmalarla dolu. Din adına güzel bir olay ama gelin görün ki dinde olmayan birçok konu halka dinde varmış gibi dayatılmaya çalışılıyor. Yüce Kitabımız Kur’an-ı kendilerine veya kendi çıkarlarına göre yorumlayanlar o tv senin bu tv benim diyerek at koşturuyor. Dine büyük zararlar veriliyor.

Bizim din anlayışımızda Vahabi anlayışa yer yoktur. Ahmet Yesevi, Mevlana, Hacıbektaş gibi Müslümanlığı özümsemiş düşünürlerimiz vardır. Ki bunların düşünceleri insanların modern hayatta yaşanan değişikliklere daha kolay intibak etmelerini sağlamaktadır. Softaların bilgilerine kendini teslim etmemiş insanlar inandıkları din hakkında kendilerince yeterli dini bilgilerle donatıldıklarına inanırlar. İnançları içtendir, dini çıkar olarak kullanmazlar. Din kutsaldır, dokunulmazlığı vardır. Bu arada dine İslami olmayan bazı inançların girmesi nedeniyle de rahatsızdırlar.

Türkiye’nin % 99’u Müslümandır dense de bu sayı hiçte sağlıklı bir rakam değildir. Sağlıklı rakamın % 96,4 olduğu bazı kaynaklarca tahmin olunmakta ve ileri sürülmektedir. Bunların içinde diğer dinlerden ve ateist olanlar bulunmaktadır. Aşırıları bir kenara bırakırsak insanımız kendini dinine inanan olarak kabul etmektedir.

Bu bağlamda siyasi ve bürokratların halka bazı dayatmalarla Halk İslam’ına değişik bir yön verme gayreti içinde oldukları herkesçe bilinmektedir. Bu da çok kişiyi rahatsız etmektedir. İslamiyet zaman içinde yaşam ve anlayış olarak modern ve en son din olduğunu herkese kabul ettirmiş bir dindir. Hepimizin bildiği gibi en belirgin özelliği de Allah ile kul arasında hiçbir aracının bulunmamasıdır.

Şimdi gelelim can alıcı soruya; sizce inanan insan ahlaklı mıdır desek cevabınız evet mi yoksa hayır mı olur? Halk İslam’ına bağlı bireylerin ahlaklı olduğunu hepimiz görüyoruz, yaşıyoruz. Dinci olup etik davranmayanlar maalesef içimizde bulunmaktadır. Kurunun arasında yaş yandığı gibi bunlarda inanların arasında bulunan çürük dişlerdir. Şu da bir gerçek ki dini inancı olanlar aynı zamanda ahlak sahibidirler. Olmayanlar değil midir derseniz, öyle bir kural yok. Haktan ve hukuktan yana olan başka inançlara sahip çok sayıda insanın dünyada var olduğunu unutmayalım.

İnsanımız dinini serbestçe yaşamak istemektedir. Sürekli olarak günün 24 saatinde yetkili ve yetkisizlerin beyin yıkamalarına kuşku ile bakmaktadır. Olur olmaz fetvalar, uçuk öneriler, uygulamalar inanç sahiplerini ürkütmektedir. Bu bağlamda insanımız dinin rolü; kişinin özel hayatındaki davranışlarını düzenlemesi gerektiğini üşünmektedir. Bu da ancak bilimsel yollarla olmalıdır.

Şimdi şu soruya cevap arayalım. Acaba insanımız şeriatın uygulandığı İslam devletinde mi yoksa kendi hür iradesiyle ibadet ettiği bir siyasisi sitem içinde mi yaşamak istemektedir. Siyasi konjüktür ve baskıyı bir kenara bırakacak olursak hür irade ile ibadetin baskın olduğu görülür.

Gelelim sapkınlıklara fala, büyücüye, gaipten haber verenler ve İslam dinine sonradan giren çok sayıda hurafeye inananların sayısında artış olduğu bir gerçektir. Peki bunların sorumlusu kimdi?   ‘Halk islam’ında’ genel insani değerlerin dini değerler ile sıkı bir birliktelik içinde olduğunu bir gerçektir. Kültürler arasındaki ilişkilerin çok sık gergin olduğu zamanımızda bu özellik Türk halkının yüksek seviyede uyum yeteneğine sahip olduğunu günümüzde de göstermektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.