1. YAZARLAR

  2. Neşe DİLEKÇİOĞLU

  3. Gönlüm razı olmadı
Neşe DİLEKÇİOĞLU

Neşe DİLEKÇİOĞLU

TRT THM Sanatçısı
Yazarın Tüm Yazıları >

Gönlüm razı olmadı

A+A-

Aslında bu yazıyı yazmayacaktım sevgili okurlarım.
Dedim ki; Yahu  Neşe köşeli yazını henüz yazdın, dur üstünden 15 gün geçsin.
Otur oturduğun yerde, tak maskeni, çık dışarı 65 yaş altı olduğun için şükret ve yaş özgürlüğünün bari tadını çıkar. (Başka da bir şey yok da)
Daha önce ki yazım "Nefes alamıyorum"du maskeyle aldığın kadar, idare et dedim kendime.
Sana sokak kısıtlı değil, evin müstâkil, nefeslenmeye bahçen var, annen yanında, kuşlar, ağaçlar, börtü böcek, eee emekli maaşın da var, ne yazıyorsun dedim, derdin ne dedim, dedim de dedim, söylendim durdum kendime.
N'oldu, sonuç?
Söyleyim; "Gönlüm razı olmadı"
Sonra ekonominin çarklarının bir şekilde dönmesi lazım dedim (ama arasında sıkıştık kaldık doğrusu)
Bu nedenle covid rafa kalkıyor, yerine bundan sonra yeni yaşam şeklimiz sosyal mesafe, el yıkama, yunma, yıkanma, paklanma, yani suya sabuna dokunma meselesi, memleketin meselesi haline geliyor.
Öyle çok ki yağlama yapanlar en iyisi mi biz suya sabuna dokunalım diyorum.
Dokununca da biraz sorun oluyor tabii, eee olacak o kadar.
Normalleşme başladı diyorlar sayın saygıdeğer siyasetçiler.
Ardından sayın Bakan çıkıp yalanlıyor.
"Daha normalleşmeye zaman var"
Yani normalleşmek normal ülkelerde normal olarak zaten normal de, ya biz de nasıl?
Ekonomi anormal.
Ülkede işsizlik almış başını gidiyor.
Neredeyse kuyruklar Türkiye'nin bir ucundan diğer ucuna kadar uzayıp gidiyor.
A normal.
Her şey olağan oldu, öyle hale getirildi  memlekette, bu da anormal değil mi?
Gıda fiyatlarının güncellenmesi coronanın sırtına yükleniyor, anormal artıyor, normal mi?
Esnaf bu gidişe dayanamayarak  kepenk kapattı.
Köylü kredi borçlarıyla cebelleşiyor, toprağı ektiğinden bin pişman.
Emekli  geçinemiyor kredi kartları borçlarını kapatmak için başka bankadan çekerek kapatıyor borç sadece el değiştiriyor. 
İşsizlik ülkede pik yapmış.
Normalleşmeye yavaş yavaş geçiyoruz diyorlar. (O da maskeli, neyse 101 ülkeye yardım etmişiz bu konuda rahatladım.)
Bu normal mi?
Yazmazsam gönlüm razı olmaz, yazsam yandım.
Bu da bence anormal, niye yazmayım ki?
Neden? Niçin? Nasıl? Niye? 
İki kez şekil değiştirildikten sonra sokağa çıkma yasağına gönlü neden razı olmadı da kaldırdı sizce?
Halkına acıdı. 
Bu kadar hazırlık yapılınca haklı olarak gönlü razı olmadı.
İyi de oldu.
Kısıtlamalar kalkınca esnaf sosyal mesafeye dikkat ederek (hikâye) masa sayısını mekânında azalttı. 
Biraz yüzü güler gibi oldu sanırsam sa. (sanırım)  Muhabire TV'lerden nasıl mesafeyi koruyacağını, nasıl koyacağını ballandıra ballandıra anlattı esnaf kardeşlerimiz.
"Efendim kapıda maske dağıtımımız var müessesemizin ikramı olarak veriyoruz"
"Sonra garsonlarımız hazır kuvvet müşterilerimiz sağa sola dokundukça dezenfektan ile fıss fısss ellerini bir güzel temizliyorlar, bu da ücrete tabii değil.
"Eskiden yanar döner  meyvelerimiz ikramımız olurdu. Güncelleme sonucu meyve fiyatları el yakıyor malum, niye kendimizi ateşe atalım yakarak meyve tabağını? Onun yerine coronadan koruyoruz müşterilerimizi" (Liberalizm insanı nasıl köle haline getiriyor görüyor musunuz?) 
"Hatta bir öneri  getirebiliriz restaurant sahibi olarak bu da benim fikrim.
 "Sağlık Bakanımıza sesleniyorum, şöyle yani, meselâ, örneğin, farzı misal, veyada hutta (veyahut) maskeli yemek servisi.
"Sosyal mesafe çok tutmadı görüyorsunuz, en iyisi diyorum fermuarlı maskeler yaptırsalar da, yalnız restaurant sahiplerine dağıtsalar."
"Müşteri yemek yiyeceği esnada fermuarı açsa, yemeği kaşıklasa, sonra da kapatsa nasıl olur?
 ......
"Ağız şapırıdatması da duyulmaz hem, ağızlarının suyu da aksa elleriyle silme durumu olmaz, coronanın iştahı da kabarmaz böylelikle."
"Nasıl fikir ama?"
Şaka bir yana esnaf, üretici vatandaş, çare üretmeye daha meyilli hükümetten.
Otel sahiplerini izledim geçen haberlerde, mesala diyor ki; "Bakınız sahillere beyaz boya ile sosyal mesafe kurallarına uygun olarak daireler çizdik, onun içinde kimse birbirine dokunmadan ağzında maskeyle güneşlenebilir"
"Açık büfeyi de kaldırdık"
"Kumanya gibi ellerine poşet içerisinde takdim ediyoruz ara öğün olarak yiyecek içeceklerini"
"Kimse kimseye çıplak elle  dokunmadığı sürece sorun yok, ne diyorum, ben yaa zaten çıplaklar odalarında"
Yok artık, nasıl yani, odalarda kamera sistemi mi var? Denetleniyor muyuz diye düşünmeden edemiyor insan.
Çıbıldak soyunacaksın, ağzında maske, ama çıplak elle gıdalara dokunamayacaksın, birbirine sosyal mesafeli olacaksın.
İlginç.
O sosyal mesafeli şezlongları beyaz boyanmış dairelerin içinde görünce uzaylılar mi indi diye düşündüm. (Yalıkavak'da bir otelde şezlong ücreti 1000 tl imiş. Bir oda bir salon ev kirası gibi neredeyse)
Hatta deniz kenarlarında arsalar kıymetli olunca, acaba emlâk borsası mı kuruldu diye düşünmedim değil hani. 
Maskeyi ağzına değil de gözüne takan vatandaş corona günlerinde artan fiyatları görmemek için takmış olamaz 'mı?
Olur pek tabii.
Belki de korkudan espri yaptım dedi adamcağız.
(İlkini uçakta uyurken sanatçı dostum Cengiz Özkan yapmıştı zaten)
Hiç düşündünüz mü neyi görmek istemiyor vatandaş?
Belki de sizi.
Gönlünüz razı olmadı sosyolojik ve ekonomik olarak hafta sonu dışarı çıkma yasağına, tamam.
Peki neye razı oldu gönlünüz?
Esnaf sayenizde can çekişiyor, yaşayan mevta.
Köylü alâsını üretse de, ürettiğinin karşılığını alamıyor.
Ekonomi dediğiniz, anlattığınız gibi rayına girmiyor, duvara tosladı.
İkinci yarı, üçüncü çeyrek de tutmadı, millet gülüyor.
Halk geçinemez, evine ekmek götüremez hâle geldi.
İşsiz kalanlar kara kara düşünüyor kiralarını nasıl ödeyeceklerini. 
Elektrik, su, doğalgaz faturaları katlanarak  artıyor. Para yok insanlarda, altından kalkamıyorlar bu kadar el yakan fiyatların ve enflasyonun.
İntiharlar giderek çoğaldı, o da yetmezmiş gibi ardından corona yetişti.  
Ölen ölene. (yaşarken, yolda yürürken bile neredeyse entübeyiz)
65 yaş üstü belli ki evde yaşamaktan sıkıldı.
Bu gidişle evde maskeli öleceğiz diyorlar.
Özel giyimli sağlıkçılar gitseler evlerine, gel evlâdım, artık yetti; çenemi bağla yatır tabuta diyecek psikolojideler. 
Gönlünüz razı mı?
Siyasi muhaliflerinizi susturmak için elinizden geleni yapıyorsunuz. (ya çiftliklerine kilit vuruyor, ya içeri atıyorsunuz doğruyu yazan gazetecileri)
Konuşanın, kral çıplak diyenin vaay haline. 
Gönlünüz razı mı?
Ekonominin çarkları dönüyor.
Patronlar her dönemde kazanıyor, kazanmaları için her türlü kolaylık sağlanıyor. (köprülerden)
"Maske"
"Mesafe"
"Temizlik"
"Rahatlıkla sokağa çıkmanın önünü açtık"
"Normalleşmenin adımlarını attık"
"Yavaş yavaş normalleşmeyi hayata geçiriyoruz"
Pardon neyi geçiriyorsunuz?
Normalleşmeyi hayata mı geçiriyorsunuz?
Hayata geçirdiğiniz kesin, bunun adı normalleşme değil.
Gerçi normalleşmeye de geçirdiniz de.
Bize nefes almaya kulvar da bırakmadınız.
Demokrasinin nefes aldığımız rüzgârları kesildi.
Maskeli ya da maskesiz ölüyoruz.
Gönlünüz nasıl razı oldu? 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.