1. YAZARLAR

  2. Nurettin BÖLÜK

  3. Fitne nedir? Kur'an'da fitne
Nurettin BÖLÜK

Nurettin BÖLÜK

ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Fitne nedir? Kur'an'da fitne

A+A-

Kısaca Fitne: Kargaşa, bozgunculuk, karışıklık, huzursuzluk, ara bozma, insanları birbirine düşürme amaçlı yapılan söz ve davranışların tümüne fitne denir.

Bu söz ve davranışları ortaya atanlara da fitneci denir. Din ve toplum yasalarında yasaklanan fitne, büyük günahlardan sayılmaktadır. Aileyi, toplumu, milletleri bölme amaçlı çok çeşitli fitnelerin, insanlığa verdiği zararların telafisi çok zor olur.

Fitne, genel kabullerin yanında, siyasi ve sosyolojik boyutlarda olanlarının verdikleri zararların hızı ve kapsama alanları da çok büyük olur.

Fitne isim olarak kullanıldığında çok çeşitli anlamlar ifade eder. Bunlardan bazıları: Yakma, ateşte yakma, ateşte eritme. Musibetle imtihan etme; öldürme, işkence etme, azap; bela, musibet sıkıntıya sokma, acı verme, meşakkat, zorluk; zor bir teste tabi tutmak anlamlarında kullanılmıştır.

Bu anlamların dışında, bir şeyden çok hoşlanma, bir şeyi çok beğenme, bir şeye aşırı tutkun olma, büyülenme; ayartma, ayıp ortaya çıkarma, sapma, haktan sapma; saptırma, kargaşa, toplumsal kavga, fikir karışıklığı; insanlar arasında meydana gelen kavga ve savaş; zulüm, delilik gibi durumları ifade etmek için de kullanılmaktadır.

Fitne kelimesinin çoğulu olan fiten (diğer bir çoğulu ise fitîn) genellikle insanlar arasında meydana gelen olaylar ve birbiriyle savaş etme anlamında kullanılmıştır.

Aslen Arapça olan fitne kelimesi, dilimizde de aynen ve ayni anlamlarda kullanılmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığının hazırladığı Örnekleriyle Türkçe sözlükte fitnenin şu anlamları yer almaktadır. Karışıklık, kargaşa, ara bozumu, fesat; azdırma, baştan çıkarma, ayartma; fitneci arabozan, karıştırıcı; baştan çıkaracak kadar güzel (kadın), afet, dilber.

Türk Dil Kurumu’nun yayımladığı Türkçe Sözlükte ise fitne, geçimsizlik, karışıklık ve kargaşa anlamındadır.

Ferit Develioğlu ise bu kelimenin Türkçe’ deki anlamlarını şu şekilde sıralamaktadır: Bela, musibet, sıkıntı, ayartma, azdırma; fesat, ara bozma, karışıklık, ihtilal; dinsizlik, canilik; ceza, delilik; güzel yüz, güzel göz, güzel kadın.

Bir başka sözlükte de kelimeye şu anlamlar verilmiştir: İmtihan, deneme; ayartma, azdırma, baştan çıkarma; karışıklık, kargaşa; ara bozma, bozgunculuk, fesat, küfür, azgınlık, sapıklık; arabozan, kışkırtan, fesat çıkaran; fitneye sebep olacak kadar güzel kadın.

Fitne ile ilgili dilimizde kullanılan tabirler ve anlamları: Fitne fücur: Çok fitneci, Fitne sokmak: Ara bozmak; Fitneci: Fitne çıkaran, fesat. Fitneyi uyandırmak: Bir konuyu deşeleyerek fesat çıkarmak. Fitnelik: Karıştırma, çekiştirme. Fitnecilik: Fitneci olma durumu. Fitne engîz: Fesat çıkaran. Fitne âmiz: Fitne fesat karıştıran, bozguncu. Fitne-i âlem: Herkesi birbirine düşüren, arabozan. Fettan: Gönül ayartan, aşka düşüren, çekici, cilveli. Meftun: Büyülenmiş gibi birine gönül veren, aşık, tutkun. (Prof.Dr. Hasan Keskin AÜ İlahiyat Önlisans Tefsir Dersi 9.ünite)

Kur’an’da toplam olarak 58 ayette, 60 defa tekrar eden fitne ve çeşitleri açık açık verilmiştir. Çoğu ayetlerin iniş zamanlarında yaşananlardan hareketle örneklendirilmiştir.

Siyasal ve sosyal boyutlu fitneler:

Günümüzde esas üzerinde durulması gereken fitneler, hızlı ve kitleleri etkileyen; siyasal ve sosyal boyutlu olanlarıdır. Diğer fitnelerin birçoğu dar ve küçük boyutlu topluluklara etki ettiğinden, zararlarını kısa sürede telafi etme imkânı olur ve etkileri uzun sürmez. Geçimsizlik, karışıklık, kargaşa, azdırma, fesat, ara bozma, sapıklık bu türden fitnelerdir.

Müslümanlığın ilk yayılma dönemlerinde Emevî halifesi Muaviye ve Yezid dönemlerinde kendilerine biat etmeyenlere yapılan baskılar, eza, küfürler, yaptıkları yanlışlıklara karşılık olsun diye uydurulan hadisler ve yaşanan Kerbelâ Olayı, Müslümanların hafızasından silinmeyen, ayrıştırması 1500 yıldır devam eden siyasi, sosyal-Dinî-bir fitnedir. O günün oluşturduğu kin ve nefret Müslümanlar arasında halâ devam etmektedir.

Kur’an’da günümüzde kullanılan ‘’sosyal kargaşa, anarşi, iç savaş’’ gibi kavramlar, bir anlam olarak bulunmamaktadır. Dini ve siyasi sebeplerle ortaya çıkan bu durumlar fitne olarak nitelenmese de hazırlayan sebepler fitnedir.

Son yıllarda ülkemizde de iktidar ve gücü elinde bulunduranlar, kendilerince doğru kabul ettikleri! yanlışlarını, büyük kitlelere zorla kabul ettirecek fitne ateşlerini yaktılar. Haktan görünerek haksızlığın en âlâsını yapmakta beis görmediler. Neticede düşünce ve gönüllere sokulan fitne kıvılcımları -Allah korusun- ateş yumağına dönüşme durumu arz etmektedir.

- Dinin yasakladıklarını -Dini hükümleri- yaptılar, sonrada "Nas" diye yaygara kopardılar. Mesela: Dinen yasak olan zinayı, faizi serbest kıldılar, karşı gelenleri ‘Nas’la susturmaya çalıştılar.

- Tabii Afetlerde, kendi yanlışlıkları ve beceriksizlikleri sonucu meydana gelen ölümleri, yıkımları, maddi zararları "Kader" deyip; suçu Allah’a yıktılar.

- İktidar kavgalarında (15 Temmuz) ölenlere şehit, yaralılara gazi unvanı vererek; şehitlik ve gazilik mertebelerini itibarsızlaştırdılar.

- Devlet idaresinde işe eleman alımlarında, ehliyeti ve liyakati bırakıp kendi liyakatsiz adamlarını alarak; devletine ve milletine karşı kin tutan bir nesil yetiştirdiler. Ve Nahl suresi 90. ayeti eğip bükerek, yanlışlıklarına kılıf aradılar.

- Sınavlardan yüksek puan alanları, özel yetenek gerekmeyen mesleklerde bile mülakat denilen ucube bir sınav yöntemiyle eleyip, kendilerine biat edecekleri aldılar.

- Kendileri terörist dedikleriyle kol kola gezip beraber iş bağlarken, karşı gelenleri terörist, vatan haini, bölücü, illet, zillet diye yaftalamaktan hiç imtina etmediler. Birleştirici olma yerinde olan iktidar, ötekileştirmekten medet umdular.

- Kendilerini yerli milli, kendilerinden olmayanları her çeşit olumsuz yakıştırmalarla yaftaladılar.

- Kendinden olanları dindar, olmayanları dinsiz ilan ettiler.

- İktidarları dönemindeki yanlışlıklara cevap bulma yerine, yüz yıl öncesini anlatarak kıyas yapmaya kalktılar, O dönemlerin ölmüş yöneticilerine iftira atma, aşağılama yarışına girdiler.

Örnekleri çoğaltabilirsiniz. Mevzu anlaşılmıştır sanıyorum. Beni üzen durum, yapılan bu "Hin"liklerin çoğunun din adına yapılmış olmasıdır.

Bu fitnelerin önüne geçilememesi durumunda ikinci bir Kerbelâ Vak'asından korkuyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

               

               

               

 

 

               

               

                Fitne nedir? Kur’an’da fitne

                Kısaca Fitne: Kargaşa, bozgunculuk, karışıklık, huzursuzluk, ara bozma, insanları birbirine düşürme amaçlı yapılan söz ve davranışların tümüne fitne denir.

                Bu söz ve davranışları ortaya atanlara da fitneci denir. Din ve toplum yasalarında yasaklanan fitne, büyük günahlardan sayılmaktadır. Aileyi, toplumu, milletleri bölme amaçlı çok çeşitli fitnelerin, insanlığa verdiği zararların telafisi çok zor olur.

                Fitne, genel kabullerin yanında, siyasi ve sosyolojik boyutlarda olanlarının verdikleri zararların hızı ve kapsama alanları da çok büyük olur.

                Fitne isim olarak kullanıldığında çok çeşitli anlamlar ifade eder. Bunlardan bazıları: Yakma, ateşte yakma, ateşte eritme. Musibetle imtihan etme; öldürme, işkence etme, azap; bela, musibet sıkıntıya sokma, acı verme, meşakkat, zorluk; zor bir teste tabi tutmak anlamlarında kullanılmıştır.

                Bu anlamların dışında, bir şeyden çok hoşlanma, bir şeyi çok beğenme, bir şeye aşırı tutkun olma, büyülenme; ayartma, ayıp ortaya çıkarma, sapma, haktan sapma; saptırma, kargaşa, toplumsal kavga, fikir karışıklığı; insanlar arasında meydana gelen kavga ve savaş; zulüm, delilik gibi durumları ifade etmek için de kullanılmaktadır.

                Fitne kelimesinin çoğulu olan fiten (diğer bir çoğulu ise fitîn) genellikle insanlar arasında meydana gelen olaylar ve birbiriyle savaş etme anlamında kullanılmıştır.

                Aslen Arapça olan fitne kelimesi, dilimizde de aynen ve ayni anlamlarda kullanılmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığının hazırladığı Örnekleriyle Türkçe sözlükte fitnenin şu anlamları yer almaktadır. Karışıklık, kargaşa, ara bozumu, fesat; azdırma, baştan çıkarma, ayartma; fitneci arabozan, karıştırıcı; baştan çıkaracak kadar güzel (kadın), afet, dilber.

                Türk Dil Kurumu’nun yayımladığı Türkçe Sözlükte ise fitne, geçimsizlik, karışıklık ve kargaşa anlamındadır.

                Ferit Develioğlu ise bu kelimenin Türkçe’ deki anlamlarını şu şekilde sıralamaktadır: Bela, musibet, sıkıntı, ayartma, azdırma; fesat, ara bozma, karışıklık, ihtilal; dinsizlik, canilik; ceza, delilik; güzel yüz, güzel göz, güzel kadın.

                Bir başka sözlükte de kelimeye şu anlamlar verilmiştir: İmtihan, deneme; ayartma, azdırma, baştan çıkarma; karışıklık, kargaşa; ara bozma, bozgunculuk, fesat, küfür, azgınlık, sapıklık; arabozan, kışkırtan, fesat çıkaran; fitneye sebep olacak kadar güzel kadın.

                Fitne ile ilgili dilimizde kullanılan tabirler ve anlamları: Fitne fücur: Çok fitneci, Fitne sokmak: Ara bozmak; Fitneci: Fitne çıkaran, fesat. Fitneyi uyandırmak: Bir konuyu deşeleyerek fesat çıkarmak. Fitnelik: Karıştırma, çekiştirme. Fitnecilik: Fitneci olma durumu. Fitne engîz: Fesat çıkaran. Fitne âmiz: Fitne fesat karıştıran, bozguncu. Fitne-i âlem: Herkesi birbirine düşüren, arabozan. Fettan: Gönül ayartan, aşka düşüren, çekici, cilveli. Meftun: Büyülenmiş gibi birine gönül veren, aşık, tutkun. (Prof.Dr. Hasan Keskin AÜ İlahiyat Önlisans Tefsir Dersi 9.ünite)

                Kur’an’da toplam olarak 58 ayette, 60 defa tekrar eden fitne ve çeşitleri açık açık verilmiştir. Çoğu ayetlerin iniş zamanlarında yaşananlardan hareketle örneklendirilmiştir.

                Siyasal ve sosyal boyutlu fitneler:

                Günümüzde esas üzerinde durulması gereken fitneler, hızlı ve kitleleri etkileyen; siyasal ve sosyal boyutlu olanlarıdır. Diğer fitnelerin birçoğu dar ve küçük boyutlu topluluklara etki ettiğinden, zararlarını kısa sürede telafi etme imkânı olur ve etkileri uzun sürmez. Geçimsizlik, karışıklık, kargaşa, azdırma, fesat, ara bozma, sapıklık bu türden fitnelerdir.

                Müslümanlığın ilk yayılma dönemlerinde Emevî halifesi Muaviye ve Yezid dönemlerinde kendilerine biat etmeyenlere yapılan baskılar, eza, küfürler, yaptıkları yanlışlıklara karşılık olsun diye uydurulan hadisler ve yaşanan Kerbelâ Olayı, Müslümanların hafızasından silinmeyen, ayrıştırması 1500 yıldır devam eden siyasi, sosyal-Dinî-bir fitnedir. O günün oluşturduğu kin ve nefret Müslümanlar arasında halâ devam etmektedir.

 

                Kur’an’da günümüzde kullanılan ‘’sosyal kargaşa, anarşi, iç savaş’’ gibi kavramlar, bir anlam olarak bulunmamaktadır. Dini ve siyasi sebeplerle ortaya çıkan bu durumlar fitne olarak nitelenmese de hazırlayan sebepler fitnedir.

                Son yıllarda ülkemizde de iktidar ve gücü elinde bulunduranlar, kendilerince doğru kabul ettikleri! yanlışlarını, büyük kitlelere zorla kabul ettirecek fitne ateşlerini yaktılar. Haktan görünerek haksızlığın en âlâsını yapmakta beis görmediler. Neticede düşünce ve gönüllere sokulan fitne kıvılcımları -Allah korusun- ateş yumağına dönüşme durumu arz etmektedir.

  1. Dinin yasakladıklarını -Dini hükümleri- yaptılar, sonrada ‘’Nas’’ diye yaygara kopardılar. Mesela: Dinen yasak olan zinayı, faizi serbest kıldılar, karşı gelenleri ‘Nas’ la susturmaya çalıştılar.
  2. Tabii Afetlerde, kendi yanlışlıkları ve beceriksizlikleri sonucu meydana gelen ölümleri, yıkımları, maddi zararları ‘’Kader’’ deyip; suçu Allah’a yıktılar.
  3. İktidar kavgalarında (15 Temmuz) ölenlere şehit, yaralılara gazi unvanı vererek; şehitlik ve gazilik mertebelerini itibarsızlaştırdılar.
  4. Devlet idaresinde işe eleman alımlarında, ehliyeti ve liyakati bırakıp kendi liyakatsiz adamlarını alarak; devletine ve milletine karşı kin tutan bir nesil yetiştirdiler. Ve Nahl suresi 90. ayeti eğip bükerek, yanlışlıklarına kılıf aradılar.
  5. Sınavlardan yüksek puan alanları, özel yetenek gerekmeyen mesleklerde bile mülakat denilen ucube bir sınav yöntemiyle eleyip, kendilerine biat edecekleri aldılar.
  6. Kendileri terörist dedikleriyle kol kola gezip beraber iş bağlarken, karşı gelenleri terörist, vatan haini, bölücü, illet, zillet diye yaftalamaktan hiç imtina etmediler. Birleştirici olma yerinde olan iktidar, ötekileştirmekten medet umdular.
  7. Kendilerini yerli milli, kendilerinden olmayanları her çeşit olumsuz yakıştırmalarla yaftaladılar.
  8. Kendinden olanları dindar, olmayanları dinsiz ilan ettiler.
  9. İktidarları dönemindeki yanlışlıklara cevap bulma yerine, yüz yıl öncesini anlatarak kıyas yapmaya kalktılar, O dönemlerin ölmüş yöneticilerine iftira atma, aşağılama yarışına girdiler.

Örnekleri çoğaltabilirsiniz. Mevzu anlaşılmıştır sanıyorum. Beni üzen durum, yapılan bu ‘’Hin’’liklerin çoğunun din adına yapılmış olmasıdır.

       Bu fitnelerin önüne geçilememesi durumunda ikinci bir Kerbelâ Vakasından korkuyorum.

 

       Nurettin Bölük 22.01.2022

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

               

               

                Fitne nedir? Kur’an’da fitne

                Kısaca Fitne: Kargaşa, bozgunculuk, karışıklık, huzursuzluk, ara bozma, insanları birbirine düşürme amaçlı yapılan söz ve davranışların tümüne fitne denir.

                Bu söz ve davranışları ortaya atanlara da fitneci denir. Din ve toplum yasalarında yasaklanan fitne, büyük günahlardan sayılmaktadır. Aileyi, toplumu, milletleri bölme amaçlı çok çeşitli fitnelerin, insanlığa verdiği zararların telafisi çok zor olur.

                Fitne, genel kabullerin yanında, siyasi ve sosyolojik boyutlarda olanlarının verdikleri zararların hızı ve kapsama alanları da çok büyük olur.

                Fitne isim olarak kullanıldığında çok çeşitli anlamlar ifade eder. Bunlardan bazıları: Yakma, ateşte yakma, ateşte eritme. Musibetle imtihan etme; öldürme, işkence etme, azap; bela, musibet sıkıntıya sokma, acı verme, meşakkat, zorluk; zor bir teste tabi tutmak anlamlarında kullanılmıştır.

                Bu anlamların dışında, bir şeyden çok hoşlanma, bir şeyi çok beğenme, bir şeye aşırı tutkun olma, büyülenme; ayartma, ayıp ortaya çıkarma, sapma, haktan sapma; saptırma, kargaşa, toplumsal kavga, fikir karışıklığı; insanlar arasında meydana gelen kavga ve savaş; zulüm, delilik gibi durumları ifade etmek için de kullanılmaktadır.

                Fitne kelimesinin çoğulu olan fiten (diğer bir çoğulu ise fitîn) genellikle insanlar arasında meydana gelen olaylar ve birbiriyle savaş etme anlamında kullanılmıştır.

                Aslen Arapça olan fitne kelimesi, dilimizde de aynen ve ayni anlamlarda kullanılmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığının hazırladığı Örnekleriyle Türkçe sözlükte fitnenin şu anlamları yer almaktadır. Karışıklık, kargaşa, ara bozumu, fesat; azdırma, baştan çıkarma, ayartma; fitneci arabozan, karıştırıcı; baştan çıkaracak kadar güzel (kadın), afet, dilber.

                Türk Dil Kurumu’nun yayımladığı Türkçe Sözlükte ise fitne, geçimsizlik, karışıklık ve kargaşa anlamındadır.

                Ferit Develioğlu ise bu kelimenin Türkçe’ deki anlamlarını şu şekilde sıralamaktadır: Bela, musibet, sıkıntı, ayartma, azdırma; fesat, ara bozma, karışıklık, ihtilal; dinsizlik, canilik; ceza, delilik; güzel yüz, güzel göz, güzel kadın.

                Bir başka sözlükte de kelimeye şu anlamlar verilmiştir: İmtihan, deneme; ayartma, azdırma, baştan çıkarma; karışıklık, kargaşa; ara bozma, bozgunculuk, fesat, küfür, azgınlık, sapıklık; arabozan, kışkırtan, fesat çıkaran; fitneye sebep olacak kadar güzel kadın.

                Fitne ile ilgili dilimizde kullanılan tabirler ve anlamları: Fitne fücur: Çok fitneci, Fitne sokmak: Ara bozmak; Fitneci: Fitne çıkaran, fesat. Fitneyi uyandırmak: Bir konuyu deşeleyerek fesat çıkarmak. Fitnelik: Karıştırma, çekiştirme. Fitnecilik: Fitneci olma durumu. Fitne engîz: Fesat çıkaran. Fitne âmiz: Fitne fesat karıştıran, bozguncu. Fitne-i âlem: Herkesi birbirine düşüren, arabozan. Fettan: Gönül ayartan, aşka düşüren, çekici, cilveli. Meftun: Büyülenmiş gibi birine gönül veren, aşık, tutkun. (Prof.Dr. Hasan Keskin AÜ İlahiyat Önlisans Tefsir Dersi 9.ünite)

                Kur’an’da toplam olarak 58 ayette, 60 defa tekrar eden fitne ve çeşitleri açık açık verilmiştir. Çoğu ayetlerin iniş zamanlarında yaşananlardan hareketle örneklendirilmiştir.

                Siyasal ve sosyal boyutlu fitneler:

                Günümüzde esas üzerinde durulması gereken fitneler, hızlı ve kitleleri etkileyen; siyasal ve sosyal boyutlu olanlarıdır. Diğer fitnelerin birçoğu dar ve küçük boyutlu topluluklara etki ettiğinden, zararlarını kısa sürede telafi etme imkânı olur ve etkileri uzun sürmez. Geçimsizlik, karışıklık, kargaşa, azdırma, fesat, ara bozma, sapıklık bu türden fitnelerdir.

                Müslümanlığın ilk yayılma dönemlerinde Emevî halifesi Muaviye ve Yezid dönemlerinde kendilerine biat etmeyenlere yapılan baskılar, eza, küfürler, yaptıkları yanlışlıklara karşılık olsun diye uydurulan hadisler ve yaşanan Kerbelâ Olayı, Müslümanların hafızasından silinmeyen, ayrıştırması 1500 yıldır devam eden siyasi, sosyal-Dinî-bir fitnedir. O günün oluşturduğu kin ve nefret Müslümanlar arasında halâ devam etmektedir.

 

                Kur’an’da günümüzde kullanılan ‘’sosyal kargaşa, anarşi, iç savaş’’ gibi kavramlar, bir anlam olarak bulunmamaktadır. Dini ve siyasi sebeplerle ortaya çıkan bu durumlar fitne olarak nitelenmese de hazırlayan sebepler fitnedir.

                Son yıllarda ülkemizde de iktidar ve gücü elinde bulunduranlar, kendilerince doğru kabul ettikleri! yanlışlarını, büyük kitlelere zorla kabul ettirecek fitne ateşlerini yaktılar. Haktan görünerek haksızlığın en âlâsını yapmakta beis görmediler. Neticede düşünce ve gönüllere sokulan fitne kıvılcımları -Allah korusun- ateş yumağına dönüşme durumu arz etmektedir.

  1. Dinin yasakladıklarını -Dini hükümleri- yaptılar, sonrada ‘’Nas’’ diye yaygara kopardılar. Mesela: Dinen yasak olan zinayı, faizi serbest kıldılar, karşı gelenleri ‘Nas’ la susturmaya çalıştılar.
  2. Tabii Afetlerde, kendi yanlışlıkları ve beceriksizlikleri sonucu meydana gelen ölümleri, yıkımları, maddi zararları ‘’Kader’’ deyip; suçu Allah’a yıktılar.
  3. İktidar kavgalarında (15 Temmuz) ölenlere şehit, yaralılara gazi unvanı vererek; şehitlik ve gazilik mertebelerini itibarsızlaştırdılar.
  4. Devlet idaresinde işe eleman alımlarında, ehliyeti ve liyakati bırakıp kendi liyakatsiz adamlarını alarak; devletine ve milletine karşı kin tutan bir nesil yetiştirdiler. Ve Nahl suresi 90. ayeti eğip bükerek, yanlışlıklarına kılıf aradılar.
  5. Sınavlardan yüksek puan alanları, özel yetenek gerekmeyen mesleklerde bile mülakat denilen ucube bir sınav yöntemiyle eleyip, kendilerine biat edecekleri aldılar.
  6. Kendileri terörist dedikleriyle kol kola gezip beraber iş bağlarken, karşı gelenleri terörist, vatan haini, bölücü, illet, zillet diye yaftalamaktan hiç imtina etmediler. Birleştirici olma yerinde olan iktidar, ötekileştirmekten medet umdular.
  7. Kendilerini yerli milli, kendilerinden olmayanları her çeşit olumsuz yakıştırmalarla yaftaladılar.
  8. Kendinden olanları dindar, olmayanları dinsiz ilan ettiler.
  9. İktidarları dönemindeki yanlışlıklara cevap bulma yerine, yüz yıl öncesini anlatarak kıyas yapmaya kalktılar, O dönemlerin ölmüş yöneticilerine iftira atma, aşağılama yarışına girdiler.

Örnekleri çoğaltabilirsiniz. Mevzu anlaşılmıştır sanıyorum. Beni üzen durum, yapılan bu ‘’Hin’’liklerin çoğunun din adına yapılmış olmasıdır.

       Bu fitnelerin önüne geçilememesi durumunda ikinci bir Kerbelâ Vakasından korkuyorum.

 

       Nurettin Bölük 22.01.2022

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

               

               

               

 

 

               

               

 

 

 

               

               

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.