1. YAZARLAR

  2. Nurettin BÖLÜK

  3. Dua ve önemi
Nurettin BÖLÜK

Nurettin BÖLÜK

ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Dua ve önemi

A+A-

Dua bir ibadettir. Diğer ibadetler gibi. Rükûunlar yoktur. El açma dua ederken bir rükün gibi görünse de şart değildir. Her durumda, her ortamda, her şekilde dua edilir. En makbulü da aracısız olanıdır.

Dua, Mutlak güç Allah’a yakarma, O’ndan isteme, halini O’na anlatmadır. İç halini O’ndan başka anlatacağı birini bulamadığında Onunla konuşmadır. İçini dökmedir. Yaratan O’dur. Yaşatan O’dur. Veren O’dur. Verecek olan da O’dur.

Dualar genelde imkânın bittiği yerde başlar. Beşer gücünün üstesinden gelemeyeceğini hissettiğimizde dua bilinci devreye girer. Allah’ın kapısına dua ile varılır ve kapı dua ile açılır.

Allah, Bakara suresi 152. Ayette: Artık siz beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, bana nankörlük etmeyin! Demektedir. Buradan, Allah’a şükrü olmayanın duasının da kabul olmayacağı anlamı çıkabilir.

Bize şah damarından daha yakın olan Allah’tan istemek için, araya başkalarını koymak, O’na aracısız ulaşamamak anlamına gelir ki, bu Allah’ın varlığını tanıyamamak demektir.

Ben günahkârım, günahkâr olmayan hocaların, velilerin duası kabul olur, benimki kabul görmez gibi düşünceler, İslami değildir. Kimin günahkâr olup olmadığı, kimin duasının kabul edilip edilmeyeceğini, Allah’tan başkası bilemez.

Bazıları, benim duam kabul olmuyor çok dua ettiğim halde istediklerim hiç yerine gelmedi gibi ifadeler kullanırlar. İbadetin kabul olmayanı olmadığı gibi, duanın da kabul olmayanı olmaz. İbadetin nasıl sürekli olanı makbul ise duanın da sürekli olanı makbuldür. Bir iki defa laf olsun diye içten yapılmayan dualar kabul görmez. Eğer, içten yaptığımız istekler, dualar kabul görmüyorsa, görülmemesi bizim için daha hayırlıdır. Biz bilemeyiz. Zaman içerisinde o isteğimizin kabul görmemesi bizim için daha hayırlı olduğu sonucuna da varırız.

Bir hadisinde Peygamberimiz, ‘’Allah katında duadan makbul ve kıymetli şey yoktur’’ buyurmaktadır.

Yine Furkan suresi 77. ayette Allah, ‘’Duanız olmasaydı ne ehemmiyetiniz olurdu’’ diyerek, beşere Allah tarafından verilen kıymetin, yaptığı dua ile ölçülü olduğuna vurgu yapılmaktadır. Dua, Rab ile kopan bağların yeniden kurulmasını sağlar. Yoksa, niye değer versin ki…

Mümin suresi 60.ayette: Bana dua edin size icabet edeyim, cevap vereyim…

Dua insanları daima iyiliklere, iyilik yapmaya yönlendirir. En iyi dua ‘’Allah’ın rızasını istemektir’’ Allah rızasını kazanan biri için dünyada da ahirette de korku yoktur.

Gencin biri, yaşlı bir amcayı arabasına alır. Genç para teklif eden amcaya, dua et yeter der. Yaşlı amca arabadan inerken gence, "Allah razı olsun" der. Genç, amca dua etmedin! diye söylenir. Yaşlı durur, dönerek; "Allah’ın rızalığını kabul etmiyorsan, sana edecek daha iyi bir duam yok!" cevabını verir, yoluna devam eder.

Kâinatta bütün varlıklar Allah’a dua ederler. Biz onların yaptıkları duaları insan olarak anlayamayız. Kur’an’da:

İsra suresi 44. Ayet: Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu hamd ile teşbih etmektedirler. Allah’ı övgüyle zikretmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat siz onların teşbihlerini anlayamazsınız. Kuşkusuz O, Halimdir, çok bağışlayıcıdır.

Hac suresi 18. Ayet: Görmez misin göklerdekiler, yerdekiler, bizzat güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde etmektedirler. Bu ayetlerin ışığında bir şairimiz,’’Her şeyde Allah’ın tek olduğunu söyleyen bir işaret vardır’’ diyerek bu durumu özetlemiştir. Yaratılanda, yaratıcının yüceliğini anlatan bir hali, bakan herkes görür. Yeter ki alıcı gözle baksın.

Dua insanları iyiliklere yönlendirir. Mümin biri, kendisi için istediğini mümin kardeşi için de ister. Bu konuda Kur’an’da herkesin bildiği iki ayetin manasını vermek istiyorum.

Rabbena duası olarak bilinen, Bakara suresi 201. Ayet: İnsanlardan kimi de: ‘’Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyiliği ahirette de iyiliği ver ve bizi ateşin azabından koru’’ der.

Yine Rabbena firliği duası olarak bilinen, İbrahim suresi 41.ayet: ‘’Rabbimiz, hesap günü geldiğinde beni, annemi, babamı ve tüm müminleri bağışla.’’

Yukarıdaki dua ayetlerinden de anlaşılacağı üzere dua hem kendimiz için hem de yakınlarımızdan başlayarak bütün müminler için yapılır.

Müslüman müminlerden, mümin için dua etmesi istense de Hz. İbrahim müşrik olan babası için dua etmiştir. (Tevbe /114 Müntehine/4) Yanlışta olan birine, "Allah seni ıslah etsin" duası sitemle olsa bile Allah’tan iyilik istemedir.

Çoğu zaman söz ile yaptığımız dualar, fiille takviye edilmezse kabul görmez. Toprağa tohumu ekip sonrasında hiçbir işlem yapmazsak, Allah’tan isteyerek bol ürün alamayız. Bu durumu duam kabul olmadı diye yorumlamak Allah’ın sünnetlerini bilmemektir. Tohum ekiminden sonra, sulama, gübreleme, ot alma, çapalama, ilaçlama gibi yapılması gerekenleri yaptıktan sonra yapılacak duanın kabul görmeme şansı yoktur.

Dua ile, çalışıp çapalamadan yeni bir buluş, Fetih suresini okuyarak savaş, uygun şartları hazırlamadan çokça üretim, çalışmadan sınav, Doktora gitmeden tedavi, aramadan rızık, ortaya çıkmadan eş bulma, niyet etmeden, planlamadan başarı, daha kimseye nasip olmamıştır.

Önce aklı kullanma, ilim, bilim. Sonra dua.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum