MHP, kongre sürecinde yalpalayıp; kendi seçtiği delegelere bile güveneyim kongreden kaçmıştı. Kimi ülkücüler, bu durumdan çok rahatsızdı. Çünkü Devlet Bey yönetimindeki MHP’nin bırakın iktidar olmayı, barajı açması bile konuşulur hale gelmişti.

Devlet Bey, Erdoğan’ın önünü açmak, elini güçlendirmek için AKP’ye “Şartsız-şurtsuz” desteğe başlayınca, bu durumun tehlikeli “MHP- Ülkücüler ve ülke açısından çok sakıncalı” olacağını ve olmaya başladığını söyleyince: MHP’de kalan ülkücü dostlar, “Yasanın TBMM’nde MHP’li vekillerce ret “edileceğini söylemişlerdi. TBMM’inde MHP’li vekillerin de oyları ile kabul edilince bu kez de yasanın “Referandumda MHP’li seçmenlerce ret olunacağını söylemişlerdi.

Referandumda da “EVET” çıkınca; MHP’de kalan kimi ülkücüler, “Ne var yani AKP’lilerin yediği ekmeğin bir ucundan da azıcık biz yesek kötü mü olur?” savunmasına geçmişlerdi.

Erdoğan’ın bazı milliyetçi söylemleri gelmeye başlayınca da, “Devlet Bey söylüyor Erdoğan yapıyor. Artık Erdoğan MHP ve Devlet Bey’e mahkûm ve mecbur” diyerek desteği savunmaya devam etmişlerdi.

Oysa AKP ve Erdoğan’ın niyeti belliydi: içte ve dışta çok yalnız kalmışlardı ve bir desteğe ihtiyaçları vardı. Bahçeli ve MHP’nin desteği ile Erdoğan alacağını almış, Bahçeli’de vereceğini vermişti, Erdoğan’ın hayal bile edemeyeceği “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini” Türkiye’nin gündemine yerleştirmişlerdi.

AKP açısından yerel seçimlerde ittifakın bir kıymeti harbiyesi yoktu. Ama MHP açısından Adana, Mersin, Manisa’nın kıymeti harbiyesi vardı. Bahçeli ve MHP’nin geleceği açısından bu belediyelerin kazanılması önemliydi ve MHP’nin de tek başına buraları kazanması zor gibiydi.

Bizde bir söz vardır, “Kiminle çuvala girdiğinize dikkat edin” diye. MHP ve Devlet Bey çuvala yanlış adamla girmişlerdi.

Siz sanıyor musunuz ki bu ittifakın bozulmasının nedeni “Af, Papaz Brunson ve Andımız”?

MHP ve Bahçeli, AKP ve Erdoğan’ı her sıkıştığında her başının derde girdiğinde can simidi olmuş ve kurtarmıştır. Son örnek: EYT yasa görüşmesinde ortaya çıktı, Erdoğan söyledi Bahçeli önce Usta’yı görevden aldı, sonrada iki saat önce “EVET” dedikleri EYT yasasına çekimser kalarak AKP’nin dediğini yapmış oldular.

Neyin karşılığı idi?

Efendim “Beka” meselesi tutturmuşlardı. Gelinen nokta gösterdi ki, asıl amaç” Ülke bekası” değil de “Koltuk ve gelecek bekası” imiş.

Önümüzdeki yıllar: Bahçeli ve MHP’yi, AKP ve Erdoğan’a kayıtsız şartsız destek veren, can simidi olan MHP’de kalan ülkücüleri de bu desteği alkışlayanlar olarak yazacak ve anacaktır.

MHP ve Bahçeli, kamuoyunda Türkiye’nin çok partili demokratik sistemini değiştiren ve TEK ADAM sistemini yürürlüğe sokan isim ve parti olarak konuşulmakta.

Ekmeğin ucundan yeniyor mu? Oğlunuz, kızınız atandı mı?

MHP tüzüğünde, “MHP çok partili demokratik parlamenter sistemi benimser ve savunur” maddesine rağmen bu sistemi yıkan olarak tarihe geçmiştir.

Zararın neresinden dönersek kârdır. Ne Devlet Bey MHP’yi iktidara ne de Erdoğan Türkiye’yi refaha çıkarabilirler.

Evet! Devlet Bey söylüyor Erdoğan yapıyormuş hayali de buraya kadar.

Esen kalınız.