1. YAZARLAR

  2. Fazlı KÖKSAL

  3. BİR KADIN YOL AÇICI
Fazlı KÖKSAL

Fazlı KÖKSAL

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

BİR KADIN YOL AÇICI

A+A-

“BEDRA OSMAN HANIM”,

“Yol Açıcı”lar toplum hayatında değişiklik yapan, eylemleri ile toplumun yolunu açan, kaderini değiştiren kişilerdir… Peygamberler yol açıcıdır, düşünce adamları yol açıcıdır, kaşifler yol açıcıdır, mucitler yol açıcıdır, bazı siyasi önderler yol açıcıdır,düşünceleri eyleme geçiren liderler yol açıcıdır ve toplum hayatında ilkleri gerçekleştirenler yol açıcıdır.

Bu yazımda, bir ilki anlatacağım; Türk Kadının telefon memuresi olarak çalışma hayatına girmesini . Ve bu ilki gerçekleştiren  bir yol açıcıyı “Bedra Osman Hanım”[1]ı..

1911 yılında American Western Electric şirketine tanınan 30 yıllık bir imtiyaz karşılığında, bu şirket adına faaliyet göstermek amacıyla kurulan İstanbul Telefon Şirketi[2] 1913  yılının İlkbahar aylarında İstanbul’da yayınlanan günlük dergilere ilanlar vererek, telefon santrallerinde görevlendirmek üzere kadın memureler aradığını duyurdu. Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti’nin (Kadınların Hukukunu Koruma Derneği) yayın organı durumundaki Kadınlar Dünyası isimli dergi,  bu ilanı okuyucularına duyurdu. O tarihlerde İstanbul’da yayımlanan 38 kadın dergi ve gazetesi içinde en feminist çizgide olan derginin heyecanlı duyurularına, okuyucuları tepki vermediler. Derginin Yazarlarından Emine Seher Ali Hanım, Kadınlar Dünyası’nın 30.Nisan.1913 tarihli 14. sayısında yayınlanan yazısında, toplumsal hayata  katılmak isteyen, milletinin çıkarlarını korumak isteyen her kadının, üzerindeki ölü toprağını atarak, bir an önce çalışma hayatına atılmasının gerekli olduğunu vurgulayarak, bu ilana okuyucuların gösterdiği duyarsızlığı eleştirdi. Yazı şu cümlelerle bitiyordu; “Bundan sonra bize Cenab-ı Hak da yardım etmez. Çünkü çalışmayanı sevmemek Allah’ın emridir. Biraz olsun öğüt dinleyen olsak.”[3]

Emine Seher Ali Hanımın eleştirileri etkisini gösterir. Derginin okuyucularından olan Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti üyesi Bedra Osman Hanım, dergi yöneticilerinin de teşvikiyle İstanbul Telefon Şirketi’nin ilanına başvurmaya karar verir. Bedra Osman hanımın bu kararı, Kadınlar Dünyası’nın  4.Mayıs.1913 tarihli başyazısında okuyuculara duyurulur.  Bedra Osman hanım, kendisine müstakbel iş arkadaşları bulmakta gecikmez.Kendisi ile birlikte, Telefon Şirketinde Çalışmak isteyen dört kadınla birlikte ilana toplu başvuruda bulunmaya karar verirler.Telefon Şirketi’nin Nafia Nezaretine (Bayındırlık Bakanlığı) bağlı olduğunu düşünerek, bu Nezarete başvururlar. Nafia nezareti, ilanın kendileri ile alakası olmadığını söyleyerek, onları İstanbul Belediyesine yönlendirir. İstanbul Belediyesinin de konunun kendileri ile ilgisinin olmadığını söylemeleri üzere, Kadınlar Dünyası’nın yöneticilerinin tavsiyeleri üzerine Şirketin Galata’daki merkezine başvurmaya karar verirler.[4]

Beraberindeki dört hanımla birlikte Telefon Şirketine başvuruları sırasında yaşananları, Kadınlar Dünyası’na yazdığı mektupta şöyle  dile getirir;

“Efendim;

Uyarılarınız üzerine Telefon Şirketine 4 bayan arkadaşımla birlikte başvurdum. Tercüman olması muhtemel olan  Sürenyan isimli bir Ermeni vatandaşımızın, hakaret ve alaylarına maruz kaldık. Hatta, bu görevi bizim yapamayacağımızı söyleyerek, dilekçemizi almak istemedi. Israrlarımız sonucunda dilekçelerimiz kabul edildi. Görevi yapmak için Fransızca veya Rumca konuşmak şartmış. Arkadaşlarım bu dilleri konuşamadıkları için, göreve alınmaları şüphelidir. Bu konu, bir ay sonra İngiliz Müfettişin gelmesiyle açıklığa kavuşacaktır.

 Saygılar sunarım 24 Nisan 1329

Bedra Osman.”[5]

Bedra Hanım ve arkadaşlarının maruz kaldığı muameleye, Kadınlar Dünyası Dergisinin tepkisi çok sert olur. Dergiye göre, asıl acı olan, Sürenyan Efendi’nin terbiyesizliğinden ziyade, alınacak memurlarda devletin resmi dili Türkçe yerine Fransızca ve Rumca  konuşma mecburiyeti aranmasıydı. Nafia Nazırına hitaben yazılan açık mektupta da, imtiyaz sözleşmesinde dil konusunda, hangi hükümlerin bulunmasının açıklanması isteniyordu.[6] Bu yazılara , gerek Telefon Şirketi, gerekse Hükümet bir cevap vermediği gibi kamuoyundan da yeterli destek gelmedi.  Bunun üzerine Kadınlar Dünyası eleştirinin dozunu artırdı. 12. Mayıs 1913 tarihli 26. sayısında “İzahat Bekleriz, Tarziye (Özür) İsteriz” başlıklı bir başyazı yayınlandı. Derginin tavrına, İçtihat Dergisi başyazarı Abdullah Cevdet’ten bir tepki geldi. Abdullah Cevdet Mısır ve Avusturya’da da Telefon Mamurelerinde Fransızca bilme şartının arandığını belirtiyor ve Şirketin tavrını haklı buluyordu. Abdullah Cevdet’in şu cümleleri dikkat çekicidir: “Kadınlarımızın bu hâl ve mevkide yapmalarını arzu ettiğimiz şey Fransızca ve Rumca ve hatta Ermenice lisanlarına aşina olmaları..dır”[7] Kadınlar Dünyası Abdullah Cevdet’e çok sert cevap verir. Kadınlar Dünyası konuyu her sayısında gündeme getirmeye devam eder. Bazı sayılarda Türkçe’nin önemine, bazı sayılarda kadın haklarına, kadınların çalışma hürriyetine önem veriliyordu. Bazen “Çalışmak hakkımız, hakkımızı alırız” gibi O gün için radikal gelecek  cümlelere yer veriliyor, bazen de Telefon Şirketini boykot etme tehdidi savruluyordu.

Derginin bu mücadelesi meyvelerini verir:  21. Mayıs 1913 günü Telefon Şirketinin bir temsilcisi Kadınlar Dünyası’nı ziyaret eder. Özür mahiyetindeki bu ziyarette, Telefon Mamurelerinde Fransızca konuşmanın gerekliliği vurgulanır. Ancak, dil gerektirmeyen bazı hizmetlerde  4-5 Müslüman Türk kadının istihdam edilebileceği  belirtilir.   Posta Telgraf Nezaretinden de dergiye 22.mayıs.1913 tarihli bir açıklama gönderilir. Bu açıklamada Telefon Mamuresi olacakların işlerini sağlıklı yürütmeleri için Fransızca ve Türkçe bilmeleri gerektiği, ancak Fransızca bilmeyi gerektirmeyen bölümlerde de kadın istihdam edilebileceği, uğranılan kaba muamele nedeniyle şirketin uyarıldığı belirtilmekte[8]  ve yazı şu cümleyle bitmektedir. “tebliğ-i keyfiyet olunur (durum bildirilir) efendim.”[9]

Bu olumlu gelişimler bile, dergiyi konuya ilgili yayınlara devam etmekten alıkoymaz. Bazen çok sert bir üslupla Telefon Şirketinin tavrı eleştirilir. Devletin Resmi Dili Türkçe’nin tahkir edildiği vurgulanır. Bu arada Kadınlar Dünyası’nın da yönlendirmesiyle Telefon Şirketine iş için başvuran Müslüman Kadın Sayısı 200’ü bulur. Yapılan zor ve çetin sınavlar sonucunda 200 kadından 7’si Fransızca barajını da aşarak işe alınmaya hak kazanırlar. Bedra Osman Hanımın da aralarında olduğu bu kadınlar 5.Aralık.1913 günü İstanbul Telefon Şirketinde telefon memuresi olarak göreve başlar. Bedra Osman Hanım, sınavdaki başarısı –muhtemelen mücadelesinin de etkisi- nedeniyle “Müfettişe”[10] unvanıyla göreve başlar. O ülkemizin ilk kadın memurelerinden birisi – daha önce göreve başlamış bayan öğretmen olduğu bilinmektedir- ancak, ilk bayan Telefon Memuresi  ve ilk bayan Müfettiştir. Bedra Osman ile göreve başlayan diğer Müslüman Türk Bayanlar ise; Nezihe Mustafa, Semiha Hikmet, Vefika (Refika) Mustafa, Mediha Enver, Hamiyet Derviş, Bedia Şekip Muvahhit’tir.[11] Bu bayanlardan Hamiyet Derviş ünlü romancı Suat Derviş’in Kız Kardeşidir. Bedia Şekip Muvahhit ise daha sonra Bedia Muvahhit [12] ismiyle ünlenerek önemli bir tiyatro sanatçısı olacaktır. Bedia Şekip Muvahhit işe girdiğinde Fransızca eğitim yapan bir kız lisesinde öğrencidir. Ve yalnızca 14 yaşındadır. Yaz tatilinde 3-4 ay telefon şirketinde görev yaptıktan sonra okullar açılınca işten ayrılır.[13] Bedra Osman Hanım ile birlikte işe giren bayanlardan  dördü - Bedia Şekip Muvahhit dahil- bir yıl dolmadan işten ayrılırlar. Ama yol açılmıştır. Onların yerlerini yenileri alır.

Kadınlar Dünyası  Dergisinin kuruluşunun 1. yıldönümünde yayımlanan  138. sayısında Bedra Osman Hanımın resmi dergiye kapak yapılır. O artık İstanbul’un Müslüman Türk kadınları için bir simge olmuştur. 

Bedra Osman ve arkadaşları ile birlikte Telefon Şirketine 127 kişi işe alınmıştır. Bunların yalnızca 7’si Müslümandır. 120 kişi ise gayrimüslim azınlıktır.  Kadınlar  Dünyası dergisi bu kez bu konuyu eleştirmeye başlar. Başvuran 200 Müslüman kadından yalnızca 7 si ( %3,5) işe alınmıştır. Kadınla Dünyası Başyazarı Ulviye Mevlan hanım şirketin bu tavrının Türklüğe ve Türkçeye hasmane bir tavır olarak niteler. Bu konuda yazdığı yazılardan birisini şu cümlelerle noktalar: “Memleketimiz bir Türk memleketidir. Lisanımız Türkçedir…”

1920 yılına gelindiğinde, İstanbul Telefon Şirketi’nde çalışan Türk memure sayısı 48’e ulaşmış, Cumhuriyetin ilanından sonra bu sayı daha da artmıştır. İstanbul Telefon Şirketi devletleştirildikten sonra, Telefon Hizmetlilerinin tamamına yakını Türk’tür.

Bedra Osman Hanım bir yol açıcıdır. Onun yolundan giden onbinlerce Türk Kadını PTT ve Türk Telekom’un operatör konsollarında hizmet vermiştir..



[1] Bazı kaynaklarda “Bedriye Osman” olarak geçmektedir.. Resmi kayıtlarda “Bedra OSMAN” olarak geçtiği için  bu isim esas alınmıştır.

[2] Gerek Kaynaklarda, Gerek Arşiv Belgelerinde, Gerekse İstanbul Telefon Şirketinin kendi Yazışmalarında, şirketin ismi  İstanbul Telefon Şirketi, İstanbul Telefon Türk Anonim Şirketi (Cumhuriyetten Sonraki Dönem İçin), Dersaadet Telefon Anonim Şirket-i Osmaniyesi,  Dersaadet Telefon Şirketi,  Dersaadet Telefon Anonim Şirketi gibi farklı şekillerde kullanılmıştır.

[3] Yavuz Selim  KARAKIŞLA,.(2001), Dersaadet Telefon Şirket-i Osmaniyesi ve Osmanlı Kadın Telefon Memureleri-I, Tarih Ve Toplum,Cilt 36 Sayı(212)

[4] Karakışla, agm.

[5] Kadınlar Dünyası Sayı 23. 26.Nisan.1329 (9.Mayıs.1913)

[6] Yavuz Selim  KARAKIŞLA,.(2001), Dersaadet Telefon Şirket-i Osmaniyesi ve Osmanlı Kadın Telefon Memureleri-II, Tarih Ve Toplum,Cilt 36 Sayı(213) İlginçtir,O tarihte Bir Kadın Dergisi’nin gösterdiği duyarlılığı, 2006’da Türk Telekom Özelleştirirken hiçbir yayın kuruluşu göstermemiş, bırakın dil konusunu, hiçbir konuda “İmtiyaz Sözleşmesi”nde hangi hükmün bulunduğunu sorgulamamıştır.

[7] Osmanlı’nın Liberal –Batıcı aydını Abdullah Cevdet’in, “Batı ve Batılı her zaman haklıdır” olarak izah edilebilecek genel tavrını da aşan, Şirketten de ileri giderek, kadınlarımızın iş bulmaları için Fransızca ve Rumca dışında Ermenice öğrenmelerini gerekli gören , “Kraldan daha Kralcı”  bu tavrı düşündürücüdür. Batıcı Aydının, Türk’ü aşağılayan, her ortamda Batıyı haklı gören tavrı bu gün de değişmemiştir.

[8] Yavuz Selim  KARAKIŞLA,.(2001), Dersaadet Telefon Şirket-i Osmaniyesi ve Osmanlı Kadın Telefon Memureleri-II, Tarih Ve Toplum,Cilt 36 Sayı(213)

[9] Bu saygılı, vatandaşa değer veren, yazıya son noktayı efendim kelimesiyle koyan üsluptan, Vatandaşta  hakir, ast görüldüğü algılaması yaratan , yazıyı “Rica Ederim” kelimeleri ile sonlandıran anlayışa nasıl geçildi? Dikkate değer bir husus.

 

[10] Bedra Hanımın Müfettişliğini bildiğimiz, denetleyen, denetçi, muhakkik anlamında müfettiş ile karıştırmamak gerekir. Telefon Memurelerinin telefon irtibatlarını gerçekleştirme hızlarını, vatandaşlara davranışlarını, irtibatlandırmada yaptıkları hataları kontrol eden , amir durumdaki telefon memureleri için Müfettiş unvanı kullanıldığı anlaşılmaktadır.

[11] Yavuz Selim  KARAKIŞLA,.(2001), Dersaadet Telefon Şirket-i Osmaniyesi ve Osmanlı Kadın Telefon Memureleri-III, Tarih Ve Toplum,Cilt 36 Sayı(214)

[12] PTT (Türk Telekom)’de çok sayıda sanatçı görev yapmıştır. Ünlü Romancılar Refik Halit Karay ve Peyami Safa, Şair Orhan Veli Kanık , Bestekar Osman Nihat Akın, Fotoğraf Sanatçısı Eşref Balum, Necati Güvenç Mamıkoğlu, Pop Sanatçıları;Sezen Aksu, Ali Rıza Binboğa, Çoşkun Demir, Popüler Müzik Sanatçısı Bergen , Türk Halk Müziği Sanatçısı Niyazi Yılmaz.Karikatürist Harun Yavruoğlu, Bunlardan bazıları.

[13] Canan Barlas, Bedia Muvahhit’le Anılar Denizinde, 19.Nisan.1987 Güneş Gazetesi Pazar Eki.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.