1. YAZARLAR

  2. Nurettin BÖLÜK

  3. Allah Müslümanlardan savaşmayı değil, adaletli olmayı istiyor
Nurettin BÖLÜK

Nurettin BÖLÜK

ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Allah Müslümanlardan savaşmayı değil, adaletli olmayı istiyor

A+A-

Konuyu Hucurat suresi 9.ve 10. Ayetlerin tefsiri ile açıklamaya çalışacağım.

Hucurat suresi 9. Ayet: Eğer müminlerden iki grup savaşırlarsa, hemen aralarını bulun! Barıştırın. Şayet birisi diğerine karşı azgınlık ediyorsa, Allah’ın emrine, kanununa dönünceye kadar azgınlık edenle savaşın. Eğer dönerse, adaletle aralarını düzeltin, adaletli olun. Kesinlikle Allah, adaletle davrananları sever. 10. Ayet: Müminler ancak kardeştirler. Onun için iki kardeşinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının, böylece rahmet edilenlerden olursunuz.

Ayetler gayet açık. İki Müslüman grubun kavga veya çatışmasından söz edilmektedir. İslam, Müslüman Müslümanın kardeşi der ve savaşmasını, kavgasını yasaklar. Allah, insanın zaaflı olduğunu bildiğinden, kontrolden çıkan grupların kontrol altına alınmasını toplumun düzeni, birlik ve beraberliğin devamı için elzem görmekte ve istemektedir.

İslam, ırk, kabile, cins, kavmiyet ve kabilecilik gibi ayrıştıran istekleri kabul etmez. Biyolojik ve statülerin farklılığını dikkate almadan bütün müminleri eşit kabul eder. Siyaset ve İman birliğini, birlikte yaşamak için yeterli görür. Bu durum bütün Müslümanlar içindir. İslam insanlarda üstünlüğü, takva dediğimiz, gerçek iman, güzel ahlak, topluma katkıları ve ürettikleri değerler ölçüsünde arar. Yani üstünlük, renk, ırk, cinsiyet ve milliyette değildir. Üstünlük insanlıkta aranmalıdır. Her toplum kendine göre üstünlük ararsa yanıltıcı olur. Varsa bir üstünlük, buna insanlar değil; Allah karar verir.

Müminin temel özelliği, kardeş kabul ettiklerini kendisinden ayrı görmez, küçük düşürmez, alaya almaz, kusurlarını anlatma yerine örtmeye çalışır. Allah’ın, kardeşinin ayıbını örtenin; ayıbını örteceğini bilir.

Hucurat 9.ayette bildirdiği gibi, nefsine ve zaaflarına uyarak Müslüman gruplar arasında çıkan ihtilafların acilen giderilmesini; barışın sağlanmasını salık vermekte, şayet; ayrılık veya azgınlık isteği devam eden grubun; Allah’ın emrine uyuncaya kadar savaşılmasını da istemektedir. Ayetin devamında Allah, normalleşmenin adaletli olmasını ve adaletle hükmedilmesini emretmektedir. Ve Allah, Kesinlikle adaletle davrananları seveceğini üstüne basarak vurgulamaktadır.

Ayette geçen ‘’Hemen onların aralarını bulun’’ emri, muhatapların dışındaki Müslümanlara olsa da bazen bizde olduğu gibi; gücü elinde bulunduran muhatabın, adaleti öne alarak barış ve kardeşliğin yeniden tesis edilmesinde üçüncü gruplar kadar sorumludur. Siyasi iktidarlar günümüzde kendi iç işimiz diyerek diğer Müslüman devletleri de çoğu zaman barış ortamının sağlanmasına karıştırmamaktadırlar. İktidar, zalim ve mazlum ayırımını iyi yaparak normalleşmeyi sağlamalıdır.

Bahsi geçen ayetin ikinci bölümünde Allah, tam üç yerde arka arkaya adalete vurgu yapmaktadır. Bu durum çözüm aranırken adil bir yol bulunması demektir. Barışın yaklaşması durumda güçlü olan taraf da geri adım atmalı, aksi bir durum başka bir zulme ve baskıya dönüşür ki, Allah’ın adaletli davranın emrine uyulmamış olunur. Bu barışın da uzun ömürlü olması düşünülemez. Adaletin olmadığı yerde başkaldırı, isyan, savaş beklenir. İnsan nefsi ve zaafı buna uygundur. Onun için gücü elinde bulunduran iktidarlar, adalet terazisini iyi kullanmak zorundadır.

Allah peygambere bile adaletli davranmasını emretmekte (A’raf/29, Şura/15) Çeşitli ayetlerde adaletle hükmedilmesi, adaletle davranılması, adalete uygun konuşulması, ölçü ve tartının adaletle yapılması emredilmektedir. Maide suresi 8. Ayet, günümüz Türkiye’sine yol gösterici mahiyettedir.

Maide suresi 8. Ayet: Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kullardan olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu takvaya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Bu ayette Allah, başkası size adaletsizlik etse de siz adaletsizlik etmeyin; yalnız Allah için, hukuku üstün tutmak gayesiyle doğru şahitlik edin. Tek başınıza kalsanız da. Çünkü, herkes kendinden sorumludur. Adalet, aşırılıklardan uzak kalarak orta yolda gitmektir. Mümin güzel ahlaklı, imanlı, edepli her şeyden önce adaletli olandır. Nefsinde iç barışı sağlamış olandır. Kendi için istediğini Müslüman veya önce insanlık için isteyendir.

Hucurat 10.ayette, Kardeşlerinizin arasını bulunuz! Emri; bütün Müslümanları kapsamaktadır. İki Müslüman topluluk anlaşmazlık içinde iken, bigâne kalmayınız denmektedir. Bu kavga veya anlaşmazlığı gidermek için risk, zorluk, güçlük olsa da elinizi taşın altına koyun, onları barışa zorlayın istenmektedir. Bunları yaparken her ne sebep olursa olsun, tarafsız kalın, takvaya uygun hareket edin, bir tarafı kayırmayın, zulme ortak olmayın, Adaleti önde tutun, Allah’tan korkun, şayet bunları yapmazsanız; Allah’tan merhamet beklemeyin! İhtarı açık olarak verilmiştir.

Konuyu Bakara 81. Ayetle kapatıyorum. ‘’Kim bilerek bir kötülük işler, sonra da günahları çepeçevre kendini kuşatırsa; işte, cehennemlikler onlardır ve orada ebedi kalacaklardır.’’ Bu ayette sözü edilenler kendi kendinin zalimi olanlardır. Kendi kendimizin zalimi olmak istemiyorsak, adaleti üstün tutarak barışı, birlikte yaşamayı sağlamalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum