Yaz Kuran kursları

Nazım PEKER

Yıllar önce “Yaz Kuran Kursları” MHP’nin de içinde bulunduğu koalisyon hükümetlerince yasal hale getirilmişti.

Niyet iyi idi!

Amaç: Müslüman Türk evlatlarına dini, milli ve manevi bilgiler vermek, geleceğin ahlaklı, dürüst, saygılı, düşünen ve eleştiren gençliğini yetiştirmekti.

Sonuç: son on yıldır, bu kurslar amacından hızla uzaklaşmış. Uzaklaşmış ki, ilk yıllardaki heyecan kaybolmuş, devamlılık azalmıştır.

Bunun başlıca gerekçesi, Bu kurslarda çocuklara dini bilgi ve öğretilerden ziyade Arap alfabesini belletmek, örtülü de olsa siyasal bilgiler vermek, bir partinin dolaylı olarak propagandasını yapmak. (Vatandaşların görüşü)

29.06.2018 Cuma’sında ilçe müftüsü, kurslara ilginin çok az olduğunu, ancak ve ancak % 20 dolayında bir başvurunun yapıldığından dertlenmekte ve “Lütfen yavrularımızı kurslara gönderelim” ricasındaydı.

Aynı gün Cuma sonrası halktan bir kaçına: “Neden çocukları göndermiyorlar?” soruma; “Beyefendi biz çocuklarımızı, vatana, millete, bayrağa, tarihine milli ve manevi değerlerine saygılı, geçmişine değer veren Atatürk ve arkadaşlarını takdir eden, ana ve babasına hürmetkâr olsun diye gönderiyoruz. Ne yazık ki bu kurslara giden pek çok çocuk, annesinin başına, babasının işine karışır oldu.” diye dert yandı.

Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere il, ilçe müftüleri, vaizler ve imam efendilerin kendilerini bir çek etmeleri gerekmiyor mu? Bu asil halk, neden camilerden uzaklaştı, din görevlilerine karşı neden saygısını yitirdi, kurslara karşı neden tereddütlü diye.

Her kursiyer, Arap alfabesini ezberlemek, Kuran’ı Arapça okumak zorunda mı? Bu kursların amacı nedir? Bunu, görevli arkadaşların bir kez daha gözden geçirmeleri gerekir diye düşünmekteyim.

Cumalarda vaizlerin, vaazlarını; hadisle başlayıp, hadisle bitirmek zorundadır diye ayet mi var? Şanı yüce Allah, iki cihan Peygamberine “Tebliğ “görevinden başka dine ekleme ya da çıkarma görevi mi verdi de bizlerin haberi yok? Ayetlerin izahından neden kaçılıyor?

Kul hakkı, rüşvet, zina, çocuğa tecavüz, lüks, israf, emanete ihanet, soru hırsızlığı, tefecilik, iftira, adalet, eşitlik, liyakat, faiz, ihaleye fesat karıştırma, yüksek kâr, aşırı zam gibi konulara neden hiç değinilmez ya da alelusul değinilir oldu?

Oysa toplumun öncelikli sorunu ve problemi bunlar değil mi?

Eğer camilerin ve yaz kuran kurslarının istenen sayıda dolu olması isteniyorsa; yukarıda saydığım ilkelere imamların ve Diyanet teşkilatının acilen dönmesi gerekmektedir. Bu yapıdaki bir dini örgütlenme ve yapının, bu asil milletin evlatlarını ya Ateist ya da Deist yapmaktadır.

Bu kurslara çocuğu giden bir baba: “Beyefendi oğlumu bu kursa gönderiyordum. Üçüncü gün oğlum gitmem diye dayattı. Nedenini sorduğumda, “Hoca adaletsiz” dedi. Ne gibi dediğimde de, “Bilemeyen kapıcı ve fakirlerin çocuklarını dövüyor, ama filan zenginin çocuğuna: sen sonra öğrenirsin” diyerek vurmuyor” diye anlattı.

Bilmem anlatabildik mi? Yoksa yine yanlış anlaşılıp saldırıya mı uğrayacağım!

Ben görevimi yapayım da gerisi beylerin bileceğidir. Allah doğruların yanındadır.

Esen kalınız.