Verdiğimiz oy bir şeyler anlatmalı

Sedat KAÇAMAK

Yerel yönetimler, vatandaşların muhatap oldukları ilk siyasi kurumdur. Yolda bir çukur olsa, ayağına taş değse sorumlusu doğal olarak belediyedir. O yüzden yerel seçimler çok önemlidir. Yediğimiz ekmek kadar önemlidir. Çünkü yediğimiz ekmeğin sağlıklı olmasından kaliteli olmasından yerel yönetimler sorumludur. İçtiğimiz su kadar önemlidir, içtiğimiz suyun tedarikinden hijyenine kadar sorumludur. Nefes aldığımız hava kadar önemlidir çünkü hava kirliliğinden yerel yönetimler sorumludur.

Önümüzdeki yerel seçimlerde bu önemin farkında olarak oy kullanmak zorundayız. Fakat bu yerel seçimlerin bu zorunluluğun da ötesinde bir önemi var. Artık hepimiz biliyoruz ki Cumhurbaşkanımız hemen hemen her konuda kamuoyu araştırması yapıyor. Yapmak istediği bir şeyi ortaya atıyor  sonra vatandaşların tepkisini ölçtürüyor. Fazla tepki yoksa yapmak istediğini hayata geçiriyor. Eğer tepki büyükse o projeden vazgeçiyor. Çünkü Cumhurbaşkanımız hiçbir şeyden korkmuyor, ölümden bile korktuğunu zannetmiyorum. Korktuğu tek şey iktidarını kaybetmek! 

Kurt politikacı olarak iktidarda kalmanın yolunun seçmenlerin tepkisini almamak olduğunu çok iyi biliyor ve sürekli seçmenlerin tepkisini ölçtürüyor.

O yüzden, bu seçimlerde verdiğimiz oy birşeyler anlatmalı. Ne anlatmalı? 

Öncelikle Cumhurbaşkanı'nın kendisine oy vermeyen vatandaşlarımıza "illet, zillet, terörist sürtük" diyerek hakaret etmesini kabul etmediğimizi anlatmalı.

Demokrasinin D'sinin olduğu ülkelerde nasıl vatandaşların Cumhurbaşkanı'na hakaret etmesi suçsa Cumhurbaşkanı'nın da vatandaşlara hakaret etmesi suçtur. Bu hakaretleri asla kabul etmiyoruz.

Başka ne anlatmalı?

AKP iktidara "3Y" ile mücadele etmeyi vaat ederek geldi. Neydi 3Y?

Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklar...

Geldiğimiz noktada bu mücadele edecekleri "3Y" devasa büyürken bir de baktık nur topu gibi bir 4'üncü Y'miz olmuş: YALAN... 

Pandemi oldu hasta sayılarını açıkladılar anlaşıldı ki yalan!

Ölü sayılarını açıkladılar yalan!

İşsizlik rakamları yalan!

En can yalanı da enflasyon rakamları! 

Çünkü emeği ile geçinen milyonlarca insan maaşlarına enflasyon oranında zam alıyor. Enflasyon oranlarında söylenen yalan emeği ile geçinen milyonlarca vatandaşımızı yoksullaştırdı.

Bizler siyasetçilerin abartılı konuştuğuna, bazen yalan söylediklerine de şahitlik etmiştik ama devlet vatandaşına asla yalan bilgi veremezdi. Maalesef bunu da gördük! 

Bu seçimde vereceğimiz oylar, devletin vatandaşına yalan bilgi vermesini kabul etmiyoruz, devletin gerçekleri anlatması çok daha değerli olur.

"Enflasyon yüzde yüz ama anca yüzde elli zam yapabiliyoruz" deseler vatandaşını enayi yerine koyup onurlarıyla oynamamış olurlar.

"Devletin vatandaşına yalan söylemesini kabul etmiyoruz"u anlatmalı verdiğimiz oy.

Başka ne anlatmalı?

İktidar hukuku keyfince uyguluyor ve hukuka yaptığı müdahalenin "sadece hukuki sonuçları olur" zannediyor! 

Halbuki şu anda hazinesinde emeklisine verebilecek paranın olmamasının ana nedenlerinin başında hukuka yapılan müdahale var. Hukukun bağımsız olmadığı ülkede ekonominin düzgün işlemesi mümkün olamaz. "İktidarın hukuka müdahalesini kabul etmiyoruz"u anlatmalı verdiğimiz oy.

Laiklik demokrasinin çimentosudur. 57 İslam ülkesinden sadece ülkemiz çölde bir vaha gibi nefes alınabilecek bir yerde. İşte bunu laik düzenimize borçluyuz. Hangi dine mensup olursak olalım ister deist ister ateist olalım hepimizin hukukunu koruyacak sistemin adıdır laiklik.

O yüzden verdiğimiz oylar laikliğe ve demokrasiye sahip çıktığımızı anlatmalı.

Eğer bunu anlatmazsak iktidar vatandaşların halinden memnun olduğunu düşünüp yaptığı haksızlıklara, adaletsizliklere ve milleti yoksullaştırmaya devam eder, milletçe bunu kabul etmeyeceğimizi anlatmanın ilk yolu iktidara oy vermeyerek onu uyarmaktır.