Tezgah kurulup ülkücü avına çıkılıyor!

MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin genel merkezinde bir basın toplantısı düzenledi.

Bahçeli; ' Milliyetçi-ülkücü hareket yargısız infazlarla her fırsatta yüz yüze kalmış ve sınanmıştır. 7 TİP'linin öldürülmesi olayı üzerinden tezgah kurup ülkücü avına çıkan ahlaksızların 1980 öncesinde binlerce milliyetçi-ülkücüye nasıl kıyıldığını insanlıkları az da olsa iflas etmemişse hatırlamaya çalışmalıdır' dedi.
 
Türkiye'nin adı konulmamış ve ilanı yapılmamış sosyal, siyasal ve ekonomik mahiyetli bir buhranı yaşamadığını söyleyen Bahçeli; 'Her alanda sancı, her alanda belirsizlik ve her kesimde kaygı hali tırmanış göstermektedir. Sentetik fikirler, samimiyetten uzak hedefler ve nefsi adım ya da kararlar gün geçtikçe irileşmekte ve ilerlemektedir. Pıtrak gibi artan skandallar milletimizin beklentilerini yaralamaktadır. Ardı arkası kesilmeyen şoklar ve şaibeler insanımızın ümitlerini köreltmektedir. AKP hükümeti tarafından, ülkemizin sorumsuz ve ahlaksızca içine sokulduğu türbülans hali genişlemekte ve etkinlik kazanmaktadır" diye konuştu.
 
3.YARGI PAKETİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞEN TAHLİYELER
 
MHP lideri Bahçeli 3. Yargı paketine ilişkin olarak; "Yargı paketinin yürürlüğe girmesiyle 12 Eylül öncesindeki olaylardan dolayı cezaevinde tutulurken tahliyelerine karar verilen bazı ülkücülerin maruz kaldıkları muameleler ve hakaretler bu çevrelerin nasıl haddi ve seviyeyi aştıklarını gayet net olarak göstermiştir. Bu kapsamda adaletin sağlanmasına ve hukuktaki eşitlik ilkesinin hayata geçirilmesine tahammül edemeyen malum mihrakların, geçmişin kabuk bağlamış yaralarını kaşıyarak tekraren ideolojik saflaşmayı teşvik etmeye çalıştıklarını kaygıyla izlemekteyiz" dedi.
 
Bahçeli, 12 Eylül öncesinde işlenen suçlara da değinerek "12 Eylül öncesinde Marksist ve bölücü kesimin sayısız cinayetleri anayasal düzene karşı işlenen tek suç kategorisine sokularak yalnızca bir cezaya çarptırılması, buna karşılık ülkücülerin suçlanmasına neden olan her olayın adli suç kapsamına alınarak ayrı ayrı değerlendirilmesi geçmişte haksız ve eşitsiz bir uygulamanın ortaya çıkmasına neden olmuştur" dedi.
 
"7 TİP'LİNİN ÖLDÜRÜLMESİ ÜZERİNDEN TEZGAH KURULUP ÜLKÜCÜ AVINA ÇIKILIYOR"
 
Bahçeli Bahçelievler'deki 7 TİP'linin öldürülmesi olayının tekrar gündeme taşınmasıyla ülkücü düşmanlığını yeniden hortlatılmak istendiğini söyleyerek şunları söyledi; "Bu hayâsız, vicdansız ve insafsız propaganda medyada hasbelkader yer bulmuş eski militanlar tarafından sürekli servis edilmiştir. Milliyetçi-ülkücü hareket yargısız infazlarla her fırsatta yüz yüze kalmış ve sınanmıştır. 7 TİP'linin öldürülmesi olayı üzerinden tezgah kurup ülkücü avına çıkan ahlaksızların 1980 öncesinde binlerce milliyetçi-ülkücüye nasıl kıyıldığını insanlıkları az da olsa iflas etmemişse hatırlamaya çalışmalıdır. Mesela 18 Eylül 1979 tarihinde Adana Endüstri Meslek Lisesi lojmanlarında altı ülkücü öğretmen kardeşimizin canice katledilmesini nedense hiç ağızlarına almamışlardır. Ayrıca 15 Mart 1978 tarihinde Ümraniye’de, beş ülkücü işçiye insanlık dışı yol ve yöntemlerle canavarca düzenlenen saldıranları kimse ikrar etmemiş ve bunu da inamamıştır".
 
"Milliyetçilere hala katil yaftası vurulması büyük bir izansızlık ve vicdansızlıktır" diyen Bahçeli; "1960 sonrasında meydana gelen tüm olaylar neden ve sonuçlarıyla masaya yatırılmalı ve tarafsızca ele alınmalıdır. Kimin şiddet yanlısı, kimin saldırı meraklısı ve kimin elinde silahlarla olayların başlatıcısı olduğu tespit edilmelidir' diye konuştu.
 
"BAŞINDAN BERİ HÜKÜMETE DESTEK VERDİK"
 
Bahçeli, Suriye tarafından Türk uçağının nasıl düşürüldüğü ile ilgili açıklamaların kafa karıştırdığını belirterek, olayın başından beri hükümete destek verdiklerini vurguladı.
 
MHP lideri, düşürülen Türk keşif uçağıyla ilgili "İki pilotun şehit düşmesi bizi derinden üzdü. Uçağın nasıl düştüğü ve düşürüldüğü ile ilgili tespite ulaşılamaması sabrımızı zorlamaktadır. Biz Suriye tarafından tazminat ödenmesi ve özür dilemesi için baskı yaptık. Resmi kurumlardan yapılan açıklamalara itibar ettik. Nasıl düştüğü belirsizliğini koruyor. Füze mi, uçaksavar mı bilmecesi devam ederken, 'Suriye tarafından düşürüldüğüö' ifadesinden, “Suriye tarafından düşürüldüğü iddia olunan' noktasına gelinmiştir. Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan en son açıklamada ise, uçağın Suriye tarafından ileri sürüldüğü gibi bir uçaksavar ateşi ile düşürülme ihtimalinin ortadan kalktığı dile getirilmiştir" diye konuştu.
 
Yapılan her açıklama söz konusu uçak hadisesini aydınlatmaktan ziyade kafaların daha çok bulanmasını neden olduğunu ifade eden Bahçeli, AK Parti hükümetine yüklenerek; "AKP hükümeti başından iyi idare ettiği krizin ortasında tökezlemiş ve şaşkına dönmüştür. Enkazımıza ulaşacak teknik güç ve imkâna hala sahip olamadığımızı söyleyerek Sözde Türkiye’nin büyüdüğünü, geliştiğini ve güçlendiği iddia eden AKP hükümeti ve Başbakan bu hazin manzara üzerine düşünmeli ve gerekli tedbirleri almalıdır" dedi.
 
14 TEMMUZ DİYARBAKIR OLAYLARI
 
BDP'nin Öcalan için başlattığı özgürlük mitingine de değinen Bahçeli, konuya ilişkin olarak; "Bu sürecin milletimize artan dozlarla kabul ettirilmesi, sıradan görülmesi ve kanıksanması için her çirkinlik sergilenmektedir. Nihayetinde AKP, BDP, PKK ve Zana arasındaki paslaşmalar buna dönüktür. Amaç Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılması ve serbest kalmasıdır" 
 
"BAŞBAKAN ERDOĞAN ZANA ÜZERİNDEN SİNSİ NİYETLERİNE KILIF ARIYOR"
 
Bahçeli, Zana ve AKP arasındaki ilişkiye dikkat çekerek "Başbakan Erdoğan bölücü milletvekili Leyla Zana üzerinden sinsi niyetlerine kılıf aramaktadır. Türk milletinin kritik bir eşikte olduğunu görmekten aciz olan Başbakan’ın, Zana’ya 'mahalle baskısı' var diyerek arka çıkması aslında her şeyi tekrar vuzuha erdirmiştir. Milletin vekillerinin hala ve inatla içeride tutulması Başbakan Erdoğan'ın bu çerçevedeki kurnaz adımlarının sonucu olarak ele alınmalıdır" dedi.