Takiyyeciler...

Niyazi BEKTAŞ

Son yıllarda her alanda kendilerini gizleyenler var.

Kimler bunlar?

Sözde Müslüman olduklarını söyleyenler.

Atatürk’e sığınarak, Atatürkçü olduklarını söyleyenler.

Milliyetçi olduklarını söyleyenlerin bazıları.

Ülkücü olduklarını söyleyenlerin bazıları.

Sosyal Demokrat olduklarını söyleyenlerin bazıları.

Cumhuriyetçi olduklarını söyleyenlerin bazıları.

Demokrat nutukları atan bazı demokrat olmayanlar.

Türk’üm dedikleri halde, özde Türk olmayanlar.

Vatansever olarak kendilerini pazarlayanlardan bazıları.

Türk Milleti için çalıştıklarını ifade ederek, şahsi çıkarları için her yolu mubah görenler.

'Adaletten yana tarafım' diyenlerin büyük bir bölümü.

Hak-hukuk için sözde mücadele edenlerin bazıları.

Doğruluk abidesi olduklarını düşündüğümüz ,aksine doğrulukla ilgisi olmayanlar.

Bir çok sivil toplum kuruluşları.

Bazı siyasi partiler ve bu partileri yönetenlerin bir bölümü.

Yerel yöneticilerin başkanlarının büyük bir bölümü.

Fikir ve düşünce derneklerinin bazıları.

Spor amaçlı faaliyet gösteren kulüplerden bazıları.

Esnaflık yapanların bir bölümü.

Kamu görevi yapan memurların çoğunluğu.

Kamu sendikalarından bazıları.

Üst düzey yöneticilerinin büyük bir bölümü.

Sanatçı kimliği taşıyanların bazıları.

Fikir adamı sandıklarımızın bir bölümü.

Bilim adamlarından şahsi menfaat peşinde koşanlar.

Teoloji””din”” alanında görev yapanların büyük bir bölümü.

Yazar-düşünür sınıfından olanların bir kısmı.

Bütün meslek gruplarından bazıları.

Üniversitelerimizin yönetenlerin çoğunluğu.

Daha bir çok alanda aktif halde gördüklerimizin önderleri ne yazık ki TAKİYYE yapıyorlar.

TAKİYYE yapmakta millet olarak ustalaştık. 

TAKİYYE; Gerçeği ustaca gizleme sanatıdır.

Takiyye, bazılarına göre, dini, manevi veya dünyevi zararları önlemek için kişinin muhalifler karşısında imanını, inancını ve gerçek düşüncesini gizlemektir.

Kur-an'da takiyye ile ilgili ayetler var. Bunlardan bir kaçı şöyle:

"Müminler, müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa, Allah ile hiçbir ilişkisi kalmaz. Bu ayet, açık bir şekilde müminlerin kâfirleri dost edinmelerinin caiz olmadığını, ancak can korkusu ve tehlikeleri önleme söz konusu olduğu zaman zahirde onlara dostluk izharında bulunabileceklerini ifade etmektedir.

"Kim iman ettikten sonra Allah'ı inkâr ederse -kalbi iman ile dolu olduğu hâlde (inkâra) zorlanan başka-. Fakat kim kalbini kâfirliğe açarsa, Allah katından bir gazap onlaradır ve onlar için büyük bir azap vardır."

Bu ayetlerden anlayacağımız husus şudur; "Müslümanım" diyen bir insan zorunlu haller dışında asla takiyye yapmamalıdır.

Son söz olarak diyorum ki Türk Milleti’ni yönetenlerin veya yönetmeye aday olanların büyük bir bölümü TAKİYYE yapmakta ustalaşmışlardır.

Ne diyordu MEVLANA?

"Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol”

Selam sana MEVLANA...