Suriyeliler...

Halil KONUŞKAN

Türk milleti yardımsever bir millettir. Hem bireysel olarak ihtiyaç sahiplerine karşı yardımseverdir, hem de gerek Türk dünyasında, gerek İslam aleminde gerekse insanlığın ihtiyaç duyduğu her mekanda mazlum milletlere kucak açmış ve yardım etmiştir.

Bunun örneklerini saymamıza gerek yok. Anadolu insanı çok sayıda göçmene yer ve yurt vermiştir. Bunların kazançlarını da kıskanmamış hatta kız alıp vererek akraba olmuştur.

Ancak görülüyor ki, Suriye sınır hattımızda Suriye’li mültecilere karşı bir öfke birikmiş durumdadır.

Bu öfkenin sebebini sorgularsak;

Bu insanların gerçekten mağdur olmadıkları kanaatinin oluşması…

Sığınmacıların hem sığınmacı olup hem de ukala ve saldırgan tavırlar sergilemeleri…

Bölgenin huzurunu bozmuş olmaları…

Yasadışı işler içinde olduklarının gözlemlenmiş ve bu gözlemlerin halk içinde konuşulur olması…

Bu kişilerin bir bölümünün illegal örgütlerin denetiminde hareket ettikleri intibaının oluşması…

Şimdi görülen bu durum, eğer sağduyulu bir devlet idaresi açısından ele alınırsa oldukça tehlikelidir. Türk milletinin çok sabırlı ama patlayınca basınç altında kalan gaz misali infilak ettiğini, çok iyi gürlediğini tarih yazmaktadır. Bu açıdan devletin artık bu gidişe acil müdahale etmesi ve gerekli gördüğü önlemleri alması gerekir. Ama bu önlemler yasak savma kabilinden olmamalıdır.

Bulunduğumuz bölgede tarih boyunca devamlı terör yaşanmıştır. Harici terörünün ilk uç verdiği coğrafya Ortadoğu coğrafyasıdır. 2000’li yıllara kadar Türkiye devleti kendi vatandaşlarını bu kaos ortamından korumuş ve Türkiye’yi Ortadoğu bataklığından ayrı tutmayı başarmıştı.

Şimdi ise bir yandan Irak ile geçişler daha yoğun yaşanmaya başlamış, diğer yandan Suriye’de ki iç savaş sırasında Türk sınırı sığınmacılara herhangi bir önlem alınmadan açılmıştır.

Böylece Ortadoğu’nun özellikle yabancı istihbaratlarınca kontrol edilen marjinal gruplarının Türkiye’ye sızması kolaylaşmış durumdadır.

Biz bu tespitleri yaparken birilerinin hangi zamanda yaşıyoruz kendimizi dünyadan soyutlayamayız, zamanın ruhunu anlamalıyız şeklinde ki iç geçirişlerini duyar gibiyiz. Bugüne kadar sözde zamanın ruhunu anlayanların Rehyanlı saldırısı ve benzerlerine karşı söyleyecek sözleri ne ola ki?...

Ama bizim söyleyecek sözümüz var. Behemehal Türkiye’nin Ortadoğu bataklığından çekilmesi ama buna karşın Ortadoğu toplumları ile ilişkilerimizin daha sağlıklı yürüyecek ortamın sağlanması gerekir. Aksi takdirde Türk toplumu ile öncelikle Suriye toplumu arasında yine tarihi hikayeler ve düşmanlıklar hortlayacaktır. Herhalde hiçbirimiz böyle bir gelişmeyi arzu etmeyiz.