SİYASET MÜHENDİSLİĞİ VE TÜRKİYE

Beytullah KUDU

     Anlık değişimler yaşayan ve sonuç itibariyle bize yani ülkemize kaybettiren söylemlerle boğuşuyoruz..Çözüm üretmesi gereken insanlar çözümsüzlük yaratırken,sorun çözmesi gerekenlerse ülke için başlıbaşına sorun olmaktan öte bir anlam ifade etmiyorlar ya da görev ifa etmiyorlar..edemiyorlar..

    Bütün bu sorunsallar yumağının özünde yatansa  "siyaset mühendisliği" konusunda gösterilmesi gereken hassasiyetin olmayışıdır..

    Bu,tek başına bir anlam ifade etmeyen,bütün bileşenlerinin yüklenmesiyle anlamlı olacak tanımlamadır..

    Sayılarla değil ; bakışla,liyakatle,öngörüyle hareket etmek şeklinde makro düzeyde ele alabileceğimiz bu yaklaşım belkide insanların hem kendilerini hem de varoldukları makanları yönetmekte felsefe edinecekleri bir yönetim şekli olmalıdır.

     Malesef ülkemizde  herşey "olması gerektiği gibi değil uygun görüldüğü gibi " yapılır.İç siyasete dönük yapılan bir açıklamayla dış politikada eksen kayması oluştururuz ve bunda sorun görmeyiz.Ne ülkesel bakarız ne de ilkesel..

     Mühendislik , yeni bir şey ortaya koyma, var olanı arzu edilen noktaya getirme anlamlarını da taşır. Bu açıdan bakıldığında iki kelime yani siyaset ve mühendislik kelimeleri bir araya getirildiğinde bu anlamları da düşünmek gerekir.

     Ölçerek değil ama mutlaka hesap ederek hareket etmek gerektiğini  bize anlatır,siyaset mühendisliği..Eylemlerle sınırlı kalmayan söylemleri de içine alan geniş bir alana hitap eder.Bizi geniş bir alanda yönetir,yönlendirir..

Aksi halde,birgün kendinizi "islamı güncellerken " başka birgünde  "istiklal marşına beste yazarken" bulursunuz.Amaç konuşmaktır ve kelimeler ölçüsüzce savrulmaktadır..

    Türkiyede birçok kesim bu alanda aktör olmaya heveslidir..Yönetime ortak olmak için siyaseti dizayn etmek ister.Müdahillikleri zihinsel olmaz ancak fiziksel olarak  "bize kendilerini siyaset mühendisi olarak" sunarlar..Çoğu kez bu tutmuştur ve rol modelleri hep vardır..

    Dönemsel olarak ; basın,asker,sermaye sahipleri bu anlamda öne çıkmıştır..Son yıllarda,özellikle akp iktidarı döneminde de "cemaatler ve tarikatlar" bu alanda etkin rol almıştır.Ülke siyasetinde ve ülkenin birçok alanda politik eylem ve söylemini belirlemede etkin rol almışlardır.Kendilerine alan açılmış veya kendileri alan kapmış biranlamda da  "ektiklerini biçmişlerdir".

    Ne yazıkki bu alanda hiçbir dönemde bizim istediğimiz anlamda aktörler etkin olmamıştır..olamamıştır..

Pentagon tarzında bir strateji merkezi,stratejistler ve ilmi donanımı olan insanlarla donatılıp,kişisel değil milli bir ruhla ve günlük değil uzaduyum bir çalışmayla ülkenin geleceği şekillendirilebilir.

   Temsil görevi alan ya da bu anlamda halkın tesciline mazhar olan insanlar bu anlayışı şiar edinmeli.

Beşer olan insanın şaşarlığı aşikarken ülkenin geleceği,güvenliği,esenliği ve ebediyeti bir kişinin aklına,düşüncesine,duygularına teslim edilmemeli..esir hiç edilmemeli..

    Geçmiş deneyimlerimiz(deneyimsizliklerimiz) aynı şekilde yarına taşınmasın.Her hesapsızlığı,hatayı,ufuksuzluğu basit avuntularla,savuntularla geçiştirmeyelim.Aldanmış olmak marifet sayılmasın,ihanet etmiş olmak mükafatlandırılmasın..Ve totalde bütün bunların bedelini devletimiz,milletimiz ağır birşekilde ödemesin..

    Birlikte karar alamıyorsak,birlikte bedel ödemiyorsak ülke olarak herşeyden önce siyaset mühendisliği konusunda yeni bir oluşum yapmalıyız.Oy kaygısı,alan savaşı olmayan insanların ülke için kafa yoracağı,akademik bir yapının mecburiyetini görmeliyiz.

    Sabah..akşam..!

Ekran..canlı yayın..?

Bir ülkenin yönetilemeyeceğini..yönetilmemesi gerektiğini anlamamız için bugün bile geç kalmışız ki daha kaybedecek zamanımız yok..