ŞİLİ'NİN HELVASIZLIK HALİ

Mehmet YILMAZ

ŞİLİ’NİN HELVASIZLIK HALİ

Mehmet Yılmaz

Önsöz: “Bir mektup yazdım Hasan’a, ha Hasan’a ha sana…” A. Karakoç

 

Melul melül bakan ahaliye boşuna sormamış hoca hazretleri, yağ var, un var, şeker var, tencere var, o zaman helva niye yok?

 

O zaman da akla şöyle doğal bir soru daha geliyor: Ya aşçı yoksa? Kimsenin aklına gelmiyor mu, memlekette “aşçı vatanı” olarak marka olmuş Mengen’den danışmanlık hizmeti almak?

 

Böyle bir “helvasızlık” hali yaşayan, ama bize biraz uzak diyarda, “dünyanın sonu”nda Şili’de yaşanmıştır. Şili ahalisinin de Mengen’den danışmanlık hizmeti alabilirdi gibisinden düşünceler akla gelebilir, ama buna gerek kalmamıştır. “Şili’li Aşçıbaşı”, duruma el atmış ve önce helva için nelerin olup olmadığına bakmıştır:

 

Şili derin bir helvasızlık bunalımı içindedir. İçinde bulunduğumuz toplumsal ve ekonomik durgunluk, yaygın yoksulluk ve genel olarak işçilerin, köylülerin ve diğer sömürülen kesimlerin acısını çektiği bütün haksızlıklar kadar memurlar, küçük ve orta çapta işadamlarını kapsayan gelişmekteki güçlükler, kadınlar ve gençliğe tanınmış hakların en aşağı düzeyde oluşu bu helvasızlığın sebeplerindendir.

 

Şili helva yapabilir. Ülkemiz bakır ve diğer birçok maden yatakları, muazzam hidroelektrik potansiyeli, geniş ormanları, denizciliğin her türlüsünü sağlayabilen sonsuz kıyıları ve kendine yeterli bereketli toprakları ile geniş zenginliklere sahiptir. Bundan da öte, Şili’ler çalışma ve helva yapma azmine sahiptirler ve bunun için gerekli teknik kapasite ve aşçılık yetenekleri vardır. Peki o zaman neden helva yapılamamıştır?

 

Şili’de helvasızlığın nedeni zamanımızın gerekleri ile bağdaşmayan düzenidir. Şili, emperyalizme bağımlı endüstriyel feodal bir ülkedir ve yapısal olarak yabancı sermaye ile işbirliği içinde bulunan siad aşiretinin çeşitli kesimleri tarafından yönetilmektedir. Bu bağımlı siad aşireti, gönüllü olarak vasya sınıfının ayrıcalıklarını hiçbir zaman terketmeyeceği, helvayı sadece kendi aşiretlerinin yemesini istedikleri için helva yapmayı cümle ahalinin öğrenmesini, helvayı bütün ahalinin eşit şekilde paylaşmasına asla istemeyeceklerdir. Siad aşireti, helvanın damak tadına tat katmak için, Şili’nin hergün bir parçasını satmaktan da geri durmamaktadır. Ahalinin adına helvanın tadına bakmak gibi bir de “gönüllü gurmelik” alışkanlıkları vardır.

 

Peki hal böyleyken, marabalar ne yapıyor? Onlar, helvacıların kazanına yağ, un, şeker taşımanın “takdiri ilahi” olduğu imanıyla, vecibelerini yerine getirmeye devam ediyor…

 

Sonsöz Şili’li Aşçıbaşı’ndan: “Bizim siad aşireti, ulusal ulusal mirasımız ile halkın sefaletini yabancı sermayenin sağladığı lüksün tembelliği ve kolay yaşama için değiş tokuş etti.”