Şiddet ve kültür...

Niyazi BEKTAŞ

Bir toplumun yöneticileri

Ahlak'tan;

Doğruluk'tan,

Yalan'dan,

Riya'dan;

Hırsızlık'tan,

Yolsuzluk'tan,

Edep ve haya'dan,

Dürüstlük'ten,

Çalışkanlık'tan,

Üretmek'ten,

Erdem'den,

Fazilet'ten,

Bilgi'den,

Tecrübe'den,

Deneyimden,

Ehliyet'ten,

Liyakat'ten,

Kısaca milli ve manevi değerlerimizin tümünden

İnsan hak ve hürriyetleri'nden;

Kadın-erkek eşitliği'nden,

Ülke ve dünya gerçekleri'nden uzak iseler, o topluluğun devlet düzeni içinde varlığını sürdürmesi asla mümkün değildir.

Şiddet denilince sadece kadınlarımıza, erkekler tarafından ya da erkeklere hakimiyet sağlayan kadınlar tarafından yapılan kötü muamele akla gelmemelidir.

Son yıllarda şiddet uygulamaları öyle bir seviyeye gelmiş ki halk her an toplumsal patlamayla karşılaşabilir.

Kadınlarımıza şiddet ölümle neticelendirildiği için dayanılmaz bir hal almıştır.

Kadınlara şiddet tamamen kültürel bir düşünce tarzının sonucudur.

Kadınlar;bizim toplumumuzda erkeklerin adeta kölesi, hizmetçisi, uşağı olarak görülmektedir. Çok iyi hatırlıyorum; Çocukluğumuzda erkek çocuğunu evlendirmek isteyen aile, gelin olarak alacağı kadının fiziki yapısına dikkat ediyorlardı. Fiziki yapısı güçlü olan kadın öncelikle yük taşıma aracı (affedersiniz) hayvanı olarak algılanıyordu. Anadolu’da hala durum aynıdır.

Bir başka gerçek ise kadın ve erkek yan yana yürürken, kadının birkaç adım arkadan takip etmesi de aynı zihniyetin ürünü değil mi?

Gidin Anadolu’nun kırsal kesiminde yaşayan kadınlarımızın durumlarına bir bakınız. Kadınlar evin hizmetçisi, hayvanın çobanı, tarlanın traktörü; evin aşçısı, temizlik görevlisi, çocukların zorunlu bakıcısı; ayrıca da evli olduğu erkeğin seks aracıdır.

Aile içinde asla söz sahibi değildir.

Bütün bunlara rağmen kadınlar üstelik namus simgesidir. Erkek, her türlü rezilliği yapar, ancak namus simgesi kadınlardır. Büyük çoğunluk böyle düşünüyor. Ne yazık ki erkeklerin yaptıklarına “HOVARDALIK” kadınların yaptıkları “OROSPULUK” olarak kıymetlendiriliyor. Bu gerçekleri açıkça konuşmak zorundayız. Daha çok sözlerle ifade edebileceğim kadınlarımız hakkında erkek olarak bizlerin pislikleri var ancak bunları ben dahi yazamıyorum veya konuşamıyorum.

Gerçeklerle hepimiz yüzleşmek zorundayız. Ülkemizde kadınlarımıza uygulanan şiddet tamamen kültürel bir zihniyetin sonucudur. Kültürel zihniyetin başında da yanlış ve hatalı inanç değerler yer almaktadır.

Bir başka şiddet ise kadınlarımızın hak ve özgürlüklerini, toplumdaki yerini, kültürel ve zihniyet olarak her türlü kötülüğü yapmaya meyilli olan erkeklerin konuşur olmalarıdır.

Kadınlarımız, en az erkekler kadar insani değerler noktasında yeteneğe sahip insandırlar. Haklarını ve konumlarının ne olmasını gerektiğini erkekler kadar bilecek ve savunacak yetki, yeteneğe sahiptir kadınlar.

Günümüz dünyasında kadınlar her alanda en az “erkek dallamalar” (!) kadar başarılıdırlar.

Şu gerçeği artık yüksek sesle söylemeliyiz:

Türkiye’de kadınlar insan yerine konmuyorlar. Halbuki “KADIN=ERKEK= İNSAN” olarak görülmelidir.

Biraz iddialı bir tezim var...

Diyorum ki; "KADINLAR, ERKEKLERDEN DAHA ÖNDE İNSANDIRLAR”... Sosyoloji ve insanı bilimler de hatta ilah-i dinlere ait kitaplarda da aynı düşünce yer almaktadır.

Ülkemizde şiddet sadece kadınlara uygulanmıyor.

En büyük şiddet adaletsizlik değil midir?

Adaletin olmadığı yerde her türlü şiddet uygulanmıyor mu?

Adalete güven çok azalmışsa, şiddetin oranı artmış olmuyor mu?

Şiddetin uygulandığı o kadar çok alan var ki, yazmaya kalksam yüzlerce sayfa kitap olur.

En çok görülen şiddet uygulamalarının bir alanı da kamuda görev yapan amirlerin memurlara karşı davranışları değil mi?

İnsan hak ve hürriyetlerinin hiçe sayıldığı Türkiye’mizde şiddetin, baskının varlığını kim inkar edebilir?

Yargısız infaz uygulamaları başlı başına şiddet değil midir?

Yoksulluk içinde kıvranan milyonlarca çalışanı,emekliyi açlık sınırı altında yaşamaya mecbur etmek şiddet değil midir?

İşsiz olan milyonlarca üniversite mezunu ve ya gençleri açlığa mahkum etmek şiddet değil midir?

Elindeki yetkiyi kötüye kullanarak küçük bir hata yapan insanları zor duruma düşürmek şiddet değil midir?

Her gün zam üstüne zam yaparak insanların aile düzenini bozmak,hayatlarını yaşanmaz hale getirmek şiddet değil midir?

Haktan hukuktan uzak uygulamalar şiddet değil midir?

Şiddeti yazmaya devam etsem yüzlerce sayfa makale yazarım.

Şiddetin her alanda uygulanmasının önüne geçmenin tek yolu var...

HERKESİN İNSAN GİBİ HAREKET ETMESİ... Bu sözlerimin tamamı da HAYATLARINI İNSAN OLARAK DEVAM ETTİRENLERDİR...