Sevgi nedir bilir misiniz?

Niyazi BEKTAŞ

Konuşurken, yazarken özel sohbetlerde herkes sevgiden bahseder, sıra uygulamaya geldiğinde ise yapılan bir iş, görev sevgiden uzak kalır.

Bizler eğitimciyiz. İnsan eğitimin baş kuralı sevgidir. Bir kişide sevgisizlik varsa, o kişi asla öğretmenlik yapmaz, insan eğitiminde başarılı olmaz. Mesleğini benimsemeyen, daha doğrusu sevmeyen hangi işi yaparsa yapsın hedeflediği sonuca ulaşamaz.

Türk Milletinin bana göre en önemli eksikliği sevgisizliktir. İnsan taşıdığı ve yaşadığı duygularla kıymetli olur. Sevmek duygusu da insana verilmiş “Allah tarafından” en güzel ve manalı duyguların başında gelir…

Sevgi yalnızca insana mahsus bir duygudur. Sevgi duygusunu en mükemmel şekliyle yaşayabilen sadece insandır. İnsana sevmek gerçekten yakışıyor. İnsan; sevince ve sevilince insan olabilir. Sevmeyen veya sevilmeyen insanın toplumda yer edinmesi mümkün değildir.

İnsan; bütün canlılara karşı taşıdığı sevgisiyle dünyanın her tarafı ile ilgilidir. İnsanın sevgi düzeyi ne kadar yüksekse, büyükse, insan da o kadar değerlidir, büyüktür.

Elbette insan sevgisiyle anlam kazanıyor. Bana göre insanı insan yapan en önemli değer; sevgidir. Sevgi kapasitesi yoğun insanlardan oluşan bir millet, toplum, hayatın yaşamaya değdiği, insan olmanın tat verdiği, insanlar arası ilişkilerin kaliteli olarak icra edildiği bir dünyada yaşama şansını yakalayacaktır.

Sevgiyi taşımak ve yaşamak her insanın harcı değildir. Allah; insanları kendisini sevsinler, saygı duysunlar, sahip oldukları değerlerin kıymetini bilsinler diye yarattığını kitabımız Kur'an-ı Kerim'inde bir çok ayette zikretmektedir. Sevmek Yüce Yaradanın insana verdiği bir lütuf olduğu gibi, sevmek gerçek manasıyla büyük bir sanattır, bir başka ifadeyle meziyettir.

Bulunduğumuz dünyanın yaşanabilirliği, sevginin insanlardaki oranıyla çok yakından ilgilidir. Aile birliği de sevginin ürünü olduğunu kesinlikle unutmamalıyız. Bir ailede sevgisizlik varsa, o aile mutlaka dağılır. Toplumda ailenin daha kalabalığı olduğuna göre, toplumda da sevgisizlik had safhaya ulaşmışsa, o toplumda huzur kalmaz. Nitekim sevgisizler yüzünden dünya her geçen gün neşesini, huzurunu, güvencesi kaybediyor. Sevgisizler dünyaya hakim olursa hep birlikte yok olacağız. Bu gerçeği herkes mutlaka kabul etmelidir.

Günümüzde dünya sevenler ve sevmeyenler diye neredeyse ikiye ayrılmıştır. İnsanları sevmeyenlerin yaptıkları işler hepimizin gözü önündedir. Küçücük menfaati için milyonlarca insan acı çekiyor. Sıkıntı içinde yaşamak zorunda kalıyor. Hayat herkese zehir oluyor.

Yazık değil mi?

Hayvanlara dahi sevgiyle yaklaşırsanız, o hayvan sizi gördüğünde tüm gücüyle kendisini gösterir. Maalesef ülkemizde sevgiden uzak yaşayan insan kılıklı vahşi yaratıklar var.

Şu soruya cevap vermeliyiz: İNSAN neyi seviyor, neden seviyor, bu sevgi ona ne kazandırıyor?

Bu duyguyu veren, onun kullanım sınırlarını da belirlemiştir. Onun için sevmekle yani sınırlarını yaratıcının belirlediği sevmek, ibadet olarak karşımıza çıkıyor. Yaradan bize diyor ki; "İbadetinizle bana karşı olan sevginizi gösteriniz."

Yüce Allah insanı yaratırken dahi programını sevgi üzerine inşa etmiştir. Kullarını sevmeseydi onları yaratır mıydı?

Sevgi besleyeni, taşıyanı, göstereni sevimli kılar. Sevgisiz yaşamamız mümkün değildir.

İnsan, taşıdığı duygularla anlam kazandığı için, güzel duygular taşıyan kişi haliyle güzelleşecektir. Sevgi, taşıyanda etkisini gösterir. İnsan, bedeni içinde taşıdığı duygular ile değerlendirilir. İnsanı bir duygu kabı olarak düşünürsek, bu kabın içinde olanlar dışa da yansıyor. Bu kapta sevgi taşıyan seviliyor. 

Kimleri sevmeliyiz?

Yaşadığımız dünyayı sevmeliyiz.

Aile fertlerini, anamızı, babamızı, kardeşlerimizi sevmeliyiz.

Ortak değerlerimizi sevmeliyiz.

Mensubu olduğumuz milletimizi sevmeliyiz.

Ülkemizi sevmeliyiz.

Vatanımızda yaşayan ve art niyetli olmayan herkesi sevmeliyiz.

Çevremizi sevmeliyiz.

Canlı ya da cansız tüm varlıkları sevmeliyiz.

Kullandığımız eşyaları, aletleri, sevmeliyiz.

Yaşamamızı sağlayan bütün gıdaları, yiyecekleri, meyveleri sevmeliyiz.

Bize huzur veren çiçekleri, bitkileri, ağaçları sevmeliyiz.

Son söz olarak diyorum ki “sen kendini seversen, sevginin kurallarına uyarsan sevgi seni asla yalnız bırakmaz."

Sevgisiz insan ister istemez toplum karşısında güvencesi kaybediyor. Sevgisizler dünyaya hakim olursa hep birlikte yok olacağız. Bu gerçeği herkes mutlaka kabul etmelidir.

Hayvanlara dahi sevgiyle yaklaşırsanız, o hayvan sizi gördüğünde tüm gücüyle kendisini gösterir. Maalesef ülkemizde sevgiden uzak yaşayan insan kılıklı vahşi yaratıklar var.

Ama tabii neyi seviyor insan, neden seviyor, bu sevgi ona ne kazandırıyor? Bu duyguyu veren, onun kullanım sınırlarını da belirlemiştir. Onun için meşru sevmek, yani sınırlarını yaratıcının belirlediği sevmek, ibadet olarak karşımıza çıkıyor.

Yaradan bize diyor ki; "İbadetinizle bana karşı olan sevginizi gösteriniz..” Yüce Allah insanı yaratırken dahi programını sevgi üzerine inşa etmiştir. Kullarını sevmeseydi onları yaratır mıydı?

Sevgi besleyeni, taşıyanı, göstereni sevimli kılar. Sevgisiz yaşamamız mümkün değildir..

Geliniz; Birbirimizi samimiyetle sevelim. Sevgisiz dünya olmaz. Sevgisiz dünyada da yaşanmaz. Sevelim ki dünyayı sevimli kılalım ve sevgiyle yaşayalım.