Sarhoş musun yoksa

Hülya SEZGİN

Geçenlerde Serdar Ortaç'ın evliliğinin hemen arkasından MS hastası olduğu ortaya çıktı. Ben üzüldüm ama sosyal medyada benim gibi üzülen de, sevinen de  çoktu. Bir insan bir başkasının felaketine nasıl sevinebilir ki!.. Aklım almıyor...

Ben ise bu konuya başka bir açıdan baktım önceleri... Reklam mı acaba dedim? Ama doktorlarının açıklamaları bu kuşkumu yok etti. Neyse Allah şifasını versin. Ancak öyle bir zamandayız ki bazı kimselerin biraz daha çok kendilerinden söz ettirebilmek için başvurmadıkları yöntem yok nerede ise. İyiymiş... doğruymuş... başkalarına iyi ya da kötü örnek olurmuş... hiç düşünmüyorlar. Sığındıkları söz ise “reklamın iyisi kötüsü olmaz!” Bence bal gibi de olur. Sen ortaya çıkıyorsan, topluma örnek oluyorsan dikkatli olmak zorundasın. Pek çok kimse, çoğunluğu genç seni örnek alacak. Bunun sonucunda olabileceklerin vicdan sorumluluğunu taşıyabilecek misin?

Neyse konumuz MS hastalığı. Geçtiğimiz yıllarda MS hastası birisi ile yapılan röportajı okumuştum ve çok üzülmüştüm. Söyleşi yapılan hasta beyin en çok gücüne giden de sokakta yürürken onu görenlerin sarhoş muamelesi yapmaları imiş. “...Oysa ben ağzıma içki koymam, hastalığım yüzünden dengesiz yürüyorum...” diyordu. İçim acımıştı...

Ben yirmili yaşlarımda yoğun çalışma koşullarımdan dolayı bir denge sorunu yaşamıştım. Çekilen EEG ve EMAR'larda beynimin fazla elektrik ürettiği ortaya çıkmıştı. Bir süre ilaç kullandım. Ancak ilaca karşı olduğumdan ve prof. Bir yakınımın tetkiklerimi inceledikten sonra “...Şurada yüz kişiyi incelesek ellisine yakınında beyin elektiriği fazla çıkar. Kendine dikkat et... fazla yorma, üzülme, kafaya takma. Ve bu ilacı başladığın oranın tersini uygulayarak bırak. Kendini kobay olarak kullandırma!..” önerisi ile bırakmıştım ilacı. Çok şükür aman aman da bir rahatsızlığım olmadı bu güne kadar. Demek ilaç ekonomisinin kurbanı olacakmışım az daha!.. Bu satırları okuyup aman kimse ilacını doktoruna danışmadan bırakmasın. Bana öneride bulunan koskoca bir profesördü!..

Çok şükür iyiyim ama bu haberleri okuduğumda o yaşadıklarım aklıma geldi. İşte o yüzden çok üzüldüm. Damdan düşenin hâli hesabı... Allah kimseye vermesin...
Bu anımdan sonra oldu olacak azıcık sizi MS hakkında bilgilendireyim bari...
 
"MS bağışıklık sisteminin merkezi sinir sistemini etkilemesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıkmış. MS ataklarının oluşturduğu nörolojik belirtiler kortizon tedavisiyle düzeltilebilir ve atakların gelmesi de çeşitli tedavi yöntemleriyle önlenebilinir ve hastalığın tedavisine yönelik geliştirilmiş , çok iyi yanıt alınan ilaç tedavileri bulunmakta imiş. Ne yazık ki hastalık kadınları iki kat daha fazla etkilemekteymiş.
Kadınların dışında yirmi ile kırk yaşları arasındaki genç erişkinlerde, beyaz ten renkli olanlarda, ılıman ve soğuk iklim kuşağında yaşayanlarda (Kuzey ülkelerinde daha sık görülür ve ekvator kuşağına yaklaştıkça azalırmış.), Ailesinde MS olanlarda, Sosyo-kültürel ve ekonomik düzeyi yüksek olanlarda da daha sık görülmekteymiş.

Stresin MS’e neden olduğuna veya kötüleştirdiğine ilişkin kanıt yokmuş. Ancak MS’i olan kişiler stresle de mücadele tekniklerinden fayda görebilirlermiş. Bunun için doktarlar bakın ne öneriyorlar:

1- Zihinsel ve fiziksel açıdan olabildiğince aktif olun.
2- Zamanı enerjiyi koruyacak şekilde kullanın.
3- Yaşamı basitleştiren, öncelikler koyun.
4- Gevşeme/ meditasyon egzersizlerini öğrenin.
5- Çözülmesi zor sorunlar için yardım alın.
6- Eğlenceye zaman ayırın ve mizah duygunuzu koruyun. (Yani bol bol gülün)
7- Gerçekçi hedefler ve beklentiler oluşturun.
8- Değiştirilemeyecek olanı ise kabul edin...

Hastalığın belirtileri ise şöyle imiş:

1- Ellerle ayaklarda uyuşma veya karıncalanma gibi duyumsal (dokunma) sorunlar
2- Bulanık veya çift görme ya da görme sinirlerindeki iltihaplanma (optik nevrit) sonucu bir gözde ortaya çıkan geçici görme kaybı gibi gözle ilgili sorunlar
3- Yorgunluk (fiziksel veya zihinsel faaliyeti zorlaştıran ağır bir yorgunluk hissi)
4- Baş dönmesi
5- Ağrı
6- Kas gücü ve el becerisinin kaybı
7- Yürüme, denge ve koordinasyonla ilgili sorunlar
8- Kaslarda gerginlik ve spazmlar
9- Mesane veya bağırsak sorunları
10- Bilişsel sorunlar (isimleri unutma gibi, hafıza veya düşünmeyle ilgili sorunlar)
11- Cinsel sorunlar

Kimsenin hasta olmasına, kötü durumuna sevinmem. Bu beni sevmeyen birileri bile olsa...
İşte o yüzden kendinize dikkat edin. Sağlıklı olun... Bol bol sevdiğiniz iyi şeyleri yapıp çokça gülün...

Hülya Sezgin/ hulyasezgin@hotmail.com