Papaz İkonomos'un ihanetleri...

Nazım PEKER

Hep yazmışımdır Batı’nın Türklerle düşmanlığı, bir İslam düşmanlığıdır aslında. Bilindiği gibi her ülkede, dinden geçinen dinciler vardır. Bu dinciler, ellerinden uçup gidecek, rantların hesabındadırlar.

Batı, İslam’ı ve Türklüğü yok etmek için her zaman çalışmıştır. Bu çalışması kimi zaman gizli-kapaklı, kimi zaman aleni, kimi zaman da akademik, kimi zamanda dini soslu olmuştur.

Bugün sizlerle Papaz İKONOMOS’un ihanetlerini paylaşacağım.(*)

Bu papaz’ın bir ders programı var. Bu program, Ayvalık’ın Cunda (Ali Bey) adasında 1770 yılında, Cezayirli Hasan Paşa’nın yüksek (!) hoşgörüsü ile açılmış bulunan, Papaz İkonomos’un kurduğu Rum Papaz okulunun 1884 yılındaki ders programıdır.

O yıllarda Osmanlı’nın ahlaki, sosyo-kültürel ve aile yapısının muazzamlık derecesini yabancılar bile takdir etmişlerdir.

Ders programı iki kısımdan oluşmaktadır.

Birinci Kısım:

Madde-1: Türkler'i ezeli bir düşman olarak Rumlar'a tanıtmak,

Madde-2: Türkler'in en ufak hatalarını büyüterek, Avrupa’ya duyurmak. Medeni Âlemi Türkler'e düşman etmek.

Madde-3: Türkler'i iktisadi yönden çökertmek (Bunun için; zengin Türkleri sakat ticaret yollarına sevketmek. Bol faizli krediler açmak. Ağır şartlarla rehin almak!. Türk mallarının sahtesini yapıp Türk malı damgası ile piyasaya sürerek bu müesseseleri iflasa sürüklemek. Türk malları ile rekabet etmek. Bu hususta her türlü maddi yardıma Rumlar'a, Ayvalık ve çevresinde faaliyet gösteren "Midilli Bankası" ve "Mirmika" yani Karınca Teşkilatı hizmete hazırdır.)

Madde-4: Türk milletini, âhlak, milliyet, din ve gelenekleri bakımından çürütmek. Küfürler öğretmek, zinaya ve diğer âhlaksızlıklara alıştırmak. Bunun için güzel Rum kızlarını Türkler'e hizmetçi, cariye, mürebbiye olarak vermek. Gençleri külhanbeyliğe, kabadayılığa alıştırmak,. Böylece saygı ve sevgi bağlarını yok etmek. Argoyu aralarında yaymak, böylece dillerini bozmak. (Bugün yapılanlar nedir?)

Madde-5: Türkler'i dini bakımdan bozmak. (Türk hocaları, zengin Rum tüccarlarca bol hediye vermek, veresiye alış-veriş yaptırmak, hocaları içkiye alıştırmak. Her türlü batıl hurafe inanışa alıştırmak. Yalan-yanlış hoca haberleriyle halk ile aralarını açmak.)

İkinci Kısım:

Madde-1: Türk hâkimiyetini baltalamak. Bu işi, yavaş yavaş yapıp geliştirmek. İstanbul’u ele geçirmek.

Madde-2: Türk halkı arasına fitne ve fesat sokarak devletle milletin arasını açmak. İsyanlar organize etmek. Türkler arasında kardeş kavgaları çıkartmak ve kardeşkanı akıtmak! (Bugün bizi kamplaştıranlara dikkat)

Madde-3: Harp sırasında Türk halkını sefalete götürecek her çareye başvurulacak. Türk halkının elinden zahire ve en lüzumlu gıda maddeleri süratle toplanıp alınacak ve adalara sevk edilecek. Bu konuda Rum tüccarın zararı olursa milli bankalarca ödenecek.

Madde-4: Doktor ve eczacı Rumlar, Türk hastaları gizlice zehirleyip öldürecekler, kör, sağır ederek saf dışı bırakacaklar. (1. Dünya Savaşı’nda bu tür işlemlerin çok olduğu söylenir.)

Madde-5: Türk çiftçisi ağır faizlerle toprağından edilecek. Borçların kabartılabilmesi için; harman veresiyesi-zeytin veresiyesi gibi vadelerle kolay borç verilecek. Borcunu ödeyemeyen çiftçinin elinden toprağı böylece kolayca Rum tüccarca alınacak. (Bugün de yabancı sermayeli bir banka aynısını yapmaktadır.)

Madde-6: KADILAR, devlet idare amirleri rüşvet, ziyafet, hatta kadın ikramlarıyla ETERYA’nın emrine alınmalıdır.

Madde-7: Fırsat buldukça, özellikle devlet dairelerinde yangınlar çıkararak, ölümlü kazalar yaratmak.( Harp gemilerinde yangınlar gibi)

Madde-8:  Birer ileri karakol ve gözetleme yeri olan MANASTIRLARDAKİ azizlerin istekleri, verecekleri mektupları, kendi işlerinden evvel derhal sahiplerine teslim edilmelidir.

Madde-9: Bütün Rum ustaları, Türk çırak kullanmaktan suret-i kat’iyyede men edilmiştir. Politik düşüncelerle, bir Türk çırak alınmışsa, Rum usta bu çırağı hizmetçi gibi kullanacak, hiçbir sanat öğretilmeyecek.

Biraz uzadı. Umarım bir ders çıkartmışsınızdır. Aslında her Türk’ün, başını eline alıp "dün ne yapıyorlarmış bugün ne yapmaktalar" diye derin derin düşünmesi gerekir diye yazmaktayım. Belki o zaman üzerimize serpilen ÖLÜ TOPRAĞINDAN da kurtulmuş oluruz.

Esen kalınız.     

NOT: Bazı kısımları sadeleştirdim… (N.P) 

(*) Dönemin Belediye Başkanı İzzet’in Bey’in ele geçirdiği belgelerden...