Otoritaryen kişilik teorisi

Bahri YILDIZBAŞ

Theodor Adorno, Frankfurt Okulu'nun ünlü filozoflarından biridir. "Otoritaryen Kişilik Teorisi" olarak bilinen bir psikolojik teori geliştirmiştir. 

Adorno'ya göre, otoritaryen kişilik özellikleri şöyledir:

Bu kişiler otorite figürlerine sorgulamadan saygı duyar, büyük sadakat ve bağlılık gösterirler.

Boş inançlı ve kadercidirler.

Önyargılıdırlar.

İftira atma, ikiyüzlülük gibi özelikler taşırlar.

Yeni ve belirsiz durumlarla başa çıkmakta zorlanırlar.

Kontrol etme ihtiyaçları, yüksektir.

Farklılıklara tahammülsüzdürler.

Yaratıcılık düzeyleri düşüktür.

Gelişime ve değişime dirençlidirler.

Genellikle geleneksel değerleri ve normları takip etmeye meyillidirler.

Kendilerine ve başkalarına karşı hoşgörüsüz ve serttirler.

Saldırgandırlar.

Adorno'ya göre, bu özellikleri onların otoriter ideolojilere, liderlere ve rejimlere yönelmelerine neden olur ve faşizmin yükselmesine katkıda bulunur. 

Adorno'nun teorisi, faşizmin kökenlerini anlamak ve otoriter rejimlerin ortaya çıkmasını önlemek için önemlidir. Çeviri yapan, Doç. Dr. Şafak Nakajima’ya teşekkür ediyorum. 

Konuya ilgi duyanlarınız, Adorno'nun, Türkçe yayınlanan "Otoritaryen Kişilik Üzerine Niteliksel İdeoloji İncelemeleri" kitabını okuyabilirsiniz. 

Otoritaryen kişilikler, hükümler ve emirlerle büyütüldüklerinden, sevgi ve özgüven sorunlu olurlar. 

Ciddi ruhsal sıkıntılar, korku ve yalnızlık yaşadıklarından; örgütlere, tarikatlara ve guruplara katılarak güçlü görünmeye çalışır, liderlerini kurtarıcı bildiklerinden, emirlerini ve verilen görevi harfiyen yerine getirir, hatta yeni görevler verilmesini isterler. Korkak olduklarından, zorda kaldıklarında liderlerini satar ve hemen yeni sahiplerine koşarlar.