Onurlu siyaset - Güvenilir din görevlisi

Niyazi BEKTAŞ

Geçen hafta gazetelerde bir anket yayınlandı.

Ankette değişik meslek grupları var.

Bilim adamlarından siyasetçilere kadar uzanan bir seri meslek grubu.

Bu meslek gruplarının millet nezdinde güvenirlilik derecesi ankette halka sorulmuş. Sonuçlara baktığımda “EYVAH” dedim... Neden "EYVAH" dedim, biliyor musunuz?

Bu ankette en çok güvenilen meslek grubu bilim adamları yüzde 70 ile ilk sırada. İkinci sırada doktorlar var. Güvenilirlilik oranı yüzde 61... Doktorların hemen arkasında ise öğretmenler var. Öğretmenlerin güvenilirlik oranı yüzde 59...

Esas sorun en alt sırada...

Bu sonuca baktığımdan dolayı "EYVAH" dedim...

En altta siyasetçiler var. Siyasetçilerin güvenirlilik oranı; yüzde 11... Siyasetçilerin hemen üstünde yer alan din görevlilerin güvenirlilik oranı ise yüzde 12...

Ankette yanılma payı elbette var. Ancak çok küçük değişiklikler olur. Doğruluk oranının yüksek olduğuna inanıyorum. Bizler halk arasında yaşayan ve olaylara duyarlı insanlarız. Halkın nabzını küçük bir oranda yanılma tutarız.

Siyasetçiler arasında ilk anketi yaptıran rahmetli Cumhurbaşkanımız TURGUT ÖZAL idi. İlk anket derken Türkiye’den bahsediyorum... Başka ülkelerde değişik konularda anketler çok eskiye dayanır...

Avrupa’da ilk anket çalışmalarının 1872'de GALTON tarafından yapıldığı, Amerika’da ise 1847'de anket yapıldığını biliyoruz.

Demokrasi ile birlikte anket çalışmaları başlatıldı. Günümüzde hemen hemen her konuda anket yapılır oldu. Ülkemizde bir çok kamuoyu araştırma şirketleri kurulmuş ve bazıları tamamen bilimsel anket çalışması yapmaktadırlar.

Son yıllarda da bazı siyasi partiler oldukça sık aralıklarla seçim dönemlerinde kamuoyu araştırması yaptırıyorlar. Yapılan anketlerin sonucuna göre kendilerine siyasi yol haritası hazırlıyorlar.

Taraflı kamuoyu araştırması yapanlara da var maalesef... Ancak sözünü ettiğim anket tamamen bilimsel bir çalışmanın sonucudur.

Gelelim esas konumuza;

Din görevlilerine güvenin bu kadar azalmasını nedeni;

  1. Son yıllarda ibadethanemiz olan camilerde ve mescitlerde açıkça siyasi demeç verilmesi, yüce dinimizin siyaset aracı yapılması, toplumsal değerlerimizin, özellikle ahlakı yapımızın bozulmasıdır.
  2. Bir başka nedeni ise "CEMAAT" adı verilen grupların sapıkça düşünceleri.
  3. Sinsice devletimizin bütün kurumlarına siyasetçi desteği ile giren, adına "FETULLAHÇI" terör değimiz kahpe sümüklünün 15 Temmuz'da giriştiği hain darbe olayı.
  4. Cemaat yurtlarında kız ya da erkek çocukları uğradıkları tecavüz olaylarının yaygınlaşması neticesinde din görevlilerine milletimizin güvenirlilik oranını çok alt sınırlara düşürmüştür.

Biraz önce Türkiye’de ilk anketi 12 Eylül darbesinden sonra iktidar olan zamanın ANAP Genel Başkanı sayın Turgut Özal’ın yaptırdığını yazmıştım.

Bu ankette şöyle bir soru vardı:

"Bir yere gitmek zorunda kaldığınızda çocuğunuzu aşağıdaki kişilerden hangisine gönül rahatlığı ile teslim edersiniz?"

A) Din görevlisi

B) Polis

C) Öğretmen

Halkın yüzde 85 yukarıdaki soruya "din görevlisine teslim ederim" diye cevap vermişti..

Bugün ise din görevlisine güven yüzde 12'lerde.

Nereden nereye?

Mübarek dinimizi bu duruma düşürenleri en azın Yüce yaradanıma havale ediyorum..

Başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere;İl Müftülükleri ve bütün din görevlileri başlarını iki ellerine arasına almalı ve düşünmelidirler...

Bana sorarsanız düşünürler mi?

Hiç sanmıyorum..

Gelelim siyasetçilere...

Ben dahil, Türkiye’mizde siyaset yapan hiç kimseye güven yoktur... "YOKTUR" ifadesinin altını kalın çizgiyle çiziyorum.

Peki neden yok?

Birkaç nedenini söyleyeyim: 

1- Siyasetçilerin büyük çoğunluğu yalan söylüyorlar.

2- Siyasetçilerin büyük çoğunluğu ahlaklı, dürüst, edepli ve de haysiyetli değildir.

3- Ülkemizde nerede hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet ve suistimal varsa arkasında mutlaka bir siyasetçi vardır.

4- Siyasetçiler verdikleri sözleri tutmamaktadırlar.

5- Siyasetçilerin hal ve hareketlerinden münafık, iki yüzlü oldukları izlenimi halk tarafından gözlenmektedir.

6- Siyasetçilerin büyük çoğunluğu demokrat değildir.

7- Siyasetçilerin hemen hemen hepsi şahsi çıkar peşinde koştuklarına halk inanıyor.

8- Siyasetçiler seçilene kadar samimi, seçildikten sonra ise gerçek yüzlerini gösteren kişilerden oluşmaktadır.

9- Siyaset yapmak; tamamen para ile ilgili olduğundan, parasız ve dürüst insanların siyaset yapamayacağına halkın inancı büyüktür.

Hem din görevlileri; hem de siyasetçiler mutlaka kendilerini sorgulamalı ve yatıkları hatalardan, sergiledikleri toplumsal değer ifade etmeyen davranışlardan derhal uzaklaşmalıdırlar.

Onurlu siyaset yapmak ve güvenilir din görevlisi olmak çok zor bir iş değildir.

Benden hatırlatması...