'O' türkü...

Bahri YILDIZBAŞ

"İki keklik, bir kayada ötüyor" türküsünün öyküsü. 

Türkü, Balıkesir’li Mehmet Şevket Efendinin karısı Şöhret Hanım tarafından yazılmıştır. Şöhret Hanım, Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Güre köyündendir. Şöhret hanım, kocasından dolayı oldukça zenginmiş. Zeytin toplamaya bile, oldukça lüks cam topuklu ayakkabılar ve gösterişli kıyafetler giyerek gidermiş. Zekeriya isimli oğulları ise, Enver Paşa komutasında vatani görevini yapmak için Sarıkamış’a gider. Günler, zorlu hava şartlarında kar üzerinde yürümek vatani görevini yapanlar için oldukça zor geçiyormuş. Öyle ki, askerler kendi yollarını kar üzerinde yürümek için kendileri açarmış. Zekeriya bir gün yine karda yol açarak yürürken, kar kuyusuna düşüp şehit olur. Annesi Şöhret Hanım ise, bu kötü haberi kekliklerin sesleri arasında alır. Keklik sesleri arasında, bu acıklı türküyü ağıt gibi yazmak ise Şöhret hanıma düşer.

İki de keklik bir kayada ötüyor,
Ötme de keklik derdim bana yetiyor,
Aman aman yetiyor. 
Annesine kara da haber gidiyor. 
Yazması oyalı kundurası boyalı,
Yar benim aman aman yar benim 
Uzun da geceler yar boynuma sar benim. 
Aman aman sar beni.

İki de keklik bir derede su içer,
Dertli de keklik dertsizlere dert açar,
Aman aman dert açar. 
Ona yanık sevda derler tez geçer.
Yazması oyalı kundurası boyalı, 
Yar benim aman aman yar benim 
Uzun da geceler yar boynuma sar benim. 
Aman aman sar beni. 

Vatanı uğruna şehit olanların, Sarıkamış şehitlerinin, yaktığı ağıtla yüreğimizi sızlatan Şöhret anamız ile oğlu Zekeriya’nın ve bütün evlatların ruhları şad olsun. 

Ağlamamız gereken türkü sözlerine, güldürüyorlar ve gülüyoruz...