Neden 'taburcu' deniyor?

Nazım PEKER

Hiç merak etiniz mi?

Türk hekimler, tedavisini yaptıkları askerleri için neden “TABURCU” ifadesini kullanırlar da, “evci”, ya da “gitsin” ifadesini kullanmazlar?

'Taburcu' sözcüğünün, hüzün dolu bir öyküsü vardır...

Nasıl anlatacağımı, nereden başlayacağımı da bilemiyorum. Hikâyeyi bilmek başka, anlatmak bir başka!..

Özellikle Osmanlı’nın son dönemleri, I. Dünya ve 'ölüm püskürmekte yer, ölüm kusmakta gökler' diye tarif edilen Çanakkale Savaşı esnasında ülkenin tek tıp eğitimi veren okulu: Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane hocaları, okulun bütün öğrencilerini cepheye yolluyorlar.

Eğitime ara veriliyor. Okul ise olduğu gibi hastaneye dönüştürülüyor. Öğrenciler ve personel cephede savaşmakla kalmıyorlar, savaş dışında da geride kalan kıdemsiz tıbbiyeliler de bizzat direnişte çalışıyorlardı.

Güzel İzmir işgal edilmiştir. İşgal kabul edilemez, Anadolu’nun içine sinmez. 18 Mayıs 1919’da eli silah tutan herkes askerdir ve savaştadır.

Gerçek kurumsal ve donanımlı (savaş şartlarına göre) tek hastane vardır. Ülke top yekûn bir diriliş ve kurtuluş için hekimler, subaylar, öğrenciler askerdir.

Yaralılar hızla tedavi edilir, iyileştirilir. Komutanlar hastalarını dolaşır. İşte göz yaşartan yer de burasıdır.

Hastanede, revirde, kışlada, çadırda, cephede tabip subaylar, iyileşenleri tekrar eli silah tutabilecekleri, cepheye kadar yürüyebilecekleri; istirahata değil savaşa göndermek için: “TABURCU” ederler.

Yani taburlarına gönderirler, yani ölümün kucağına…

Böyle asil bir milletin, şanlı bir geçmişi ve tarihi olmasına karşın kimi bazı cibilliyetsizlerin, “Türk bir ırk değil, sentezdir, Türk diye bir ırk yoktur” diyen bedbahtlara hatırlatırım.

Hangi milletin, hangi ırkın tarihinde böylesine şanlı bir hüzün vardır?

Hiçbir ulusun, hastanelerinde hastalar iyileşir iyileşmez: “Taburlarına yollanmaz, taburcu edilmez.

Ordusunu, askerini ve kazanılan bağımsızlığın değerini ve kıymetini bilmeyenler! Başınızı gömdüğünüz o yalancı tarih ve tarihçilerden çevirin de, “Keşke Yunan galip gelseydi” deme gafletinde bulunan zavallıların peşine düşmeyin.

Böyle bir ordu ve böylesine asil bir millet Türklerden başka yoktur. Bu toprakları bize vatan yapan, Atatürk ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi saygıyla anıyor ve mekânları cennet olsun diyorum.

Bugün bile, iyileşen hastalar için o günün anısına, “Taburcu oldu” deniyor.

Siz değerli okurlarım! İşte size “TABURCU” sözcüğünün içler burkan hüzünlü öyküsü.

Esen kalınız.