MİLLİ VE YERLİ OLMAK NEDİR?

Nazım PEKER

 Milli olmak, necip Türk Milleti'nin çıkarlarını her şeyin ama her şeyin üstünde tutmaktır. Asil ve aziz Türk milletinin milli kimliğini, bütün değerlerini sahiplenmeyi, korumayı ve yüceltmeyi gerektirir. 

           Bu amaç ve gayret asla ve asla dönemsel, mevsimsel bir haslet, bir değer de değildir. 

            İşte millilik özetle böyle bir haslet, olgu ve gayretin adıdır.

            Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almak ve sonunda milliyim demek örtüşür mü?

          Yerli sayılmak ya da bir başka deyişle yerli olmak: Anadolu (ülke) topraklarını kendi kabul etmeyi, kökü dışarıda olan her türlü plan ve projelerin tamamından uzak durmayı gerektirir.Ülkenin tabelalarından (T.C.) silmek, andımızı yasaklamakla millilik nasıl uyuşur?

            Böylece yerlilik ve millilik sözle değil davranışla, eylemle ve icraatla olur.

            135 dünya ülkesinden 137 çeşit tarım ürünün, Eti Sırbistan’dan, otu Bulgaristan’dan, Zeytinyağını Tunus’tan alacaksın ve yerli olacaksın.

            Olmuyor beyler! Uymuyor beyler!

.           Fakat şu yadsınamaz bir gerçek: Türkiye’nin milli ve yerli bir yönetim anlayışına ihtiyacı var. Var ki; kandırmayan ve daha da önemlisi kandırılmayan, atalete düşmeyen, ülkenin ve milletin çıkarlarını şahsi çıkarlarının önüne koyabilen bir yönetim anlayışına. Tıpkı Atatürk’ün yaptığı ve uyguladığı gibi!.. Geriye dönüp şöyle bir baktığımızda; gelinen noktanın, ne yazık ki çok da parlak olmadığı görülüyor. 18 Ege adasını Yunanistan sahiplendi, tık yok.

             O halde ne yapılmalı, nasıl yapılmalı? 2023 Kalkınmış, modern ve çağdaş, hukukun üstün, adaletin yansız, eğitimin akılcı olduğu bir TÜRKİYE’Yİ kurmak için:

1-    Yanlışta ısrar ve inat etmenin kimseye faydası olmadığını dile getirelim.  

             2-Hataları doğrusu ile, kötüyü iyisi ile değiştirelim. Saddam inadından acilen vaz geçelim. Bu inat ve hata bize ne kazandırdı, ne kaybettirdi görelim artık. 

             3-İçte ayrıştırmayı bırakalım. Acilen bir yenilenme ve kalkınma hamlesi başlatalım. Her şeyi ithal etmenin paramızın dışa aktarılmasından cayalım.

             4-Çok daha önemlisi de: İslam’ın “Meşveret yapınız” düsturuna uyalım. Türkiye'nin kaderini bir kişinin kaderine bağlamayalım.  Çok sesliliğe saygı duyalım.

              5-Ülkemizin ayarlarını 1923 kuruluş ayarlarına döndürelim, Atatürk ve Cumhuriyet saplantısından ve düşmanlığından vaz geçelim.

              Asla unutmayalım ki: Liderler, cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar gelir geçer ancak: gelip geçmeyen Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Gayretimiz: “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” olmalıdır.

               Hiçbir şey için geç değildir. Kâr, zararın hemen arkasındadır. Bölünürsek yok oluruz, bölüşürsek yumruk oluruz, büyük oluruz, tok oluruz felsefesini her yurttaşımızın beynine bir nakış gibi işlemeliyiz. Öncülüğünü de ülkeyi yönetenler yapmalıdır.  

Umutlar yeni bir oluşuma kalmıştır. Rahmetli Türkeş, “CHP Atatürk’ün partisi olsaydı ben MHP’yi kurmazdım” demişti.

           MHP’nin başında da rahmetli Türkeş olsaydı, İYİ Parti kurulur muydu?

            Niyet hayır, gelecek de hayrolur. İnşallah İYİ, kalkınmış, aydınlık ve demokratik bir gelecek bırakırız çocuklarımıza. 

Esen kalınız,                                                                      Nazım PEKER.