Milli İrade mi dediniz?

Niyazi BEKTAŞ

Gidin işinize...

Bizimle o küçücük beyinciğinizle kafa mu buluyorsunuz?

Aklımız ile dalga mı geçiyorsunuz?

Bizleri akılsız mı zannediyorsunuz?

Yoksa çevrenizde besledikleriniz gibi bizlerinde sizin gibi beyni küçük, adam olmayıp da adam yerine konulmayacak kadar farklı yaratıklardan olduğumuzu mu sanıyorsunuz?

Sizde olmayan beyninize göre çok mu saf görünüyoruz?

Geri zekalı sınıfında mı sandınız bizi?

Kusura bakmayın beyler... Makamınız, unvanınız, statünüz, mevkiiniz ne olursa olsun; sizin gibi aptal değiliz.

Dünyada neler olduğunu en az sizin kadar takip ediyoruz...

Bütün yönetim sistemlerinin ne olduğunu da sizden daha iyi biliyoruz.

Siz okumazsınız, ya da okuduğunuzu sanırsınız ancak; bizler bilgi sahibi olmak için okuruz. Okuduklarımızın ne manaya geldiğini biliriz. Önce düşünür, sonra kendimizden başlamak üzere hesap veririz ve hesap sorarız.

Sorgulamayı da biliriz.

Bizler elif gibi dosdoğruyuz. Tek bir elifin anlamını düşünecek kadar da manevi duygularla doluyuz. Kişilik sahibiyiz.

Her ne olursa olsun, dergahımıza eğri odun taşımayız. Küçük insanlar gibi kişisel çıkar peşinde koşmayız.

Asla kişiliğimizden taviz vermeyiz... Dün söylediklerimizi bugün inkar etmeyiz. Yüreğimizde, kalbimizde, ruhumuzda şartlar ne olursa olsun, güzel kokulu çiçekler açar. Her türlü çiçeğin rengini aldığı, kokusuna sahip olduğu kaynağın toprak olduğunu biliriz. Aynı topraktan beslenen farklı canlıların birbirlerine zarar vermeden yan yana nasıl büyüdüklerini de Yüce yaradanın bize emanet ettiği akıl yoluyla idrak ediyoruz.

Akıl vasıtasıyla önce bilgi sahibi oluyoruz sonra da yaratanın varlığına, mutlak üstünlüğüne vakıf oluyoruz.

Düşünerek Yüce yaradanın bize bahşettiği irademizi, yine aynı varlığın gücüyle akıl yolunda kullanıyoruz. Bizler şunu çok net biliyoruz... Allah izi yarattı. Vücudumuzu sayısız ve kıymeti sonsuz organlarla donattı. Bir başka bir şey daha yaptı... İrademizi akılıca kullanabilmemiz için hepimize bireysel özgürlüğü sınırsızca verdi.

Yüce yaradan belki sizde olmayan bir özelliği de o’na samimiyetle inananlara bağışladı. Doğru yol ile yanlış yolu ayırt edebilme yeteneği de verdi.Günahı ve sevabı da kavramsal olarak Yüce kitabında tanımladı.

Bir başka ifadeyle doğru yolu da, eğri yolu da gösterdi. Nelerin yapılması doğru, nelerin yapılması yanlış olduğunu da açıkça Kur-an'ı sözleriyle biz insanlara gösterdi.

Bütün bu değerlerin üstünde olan bir başka yetenek daha verdi, Yüce Yaradan; ÖZGÜR İRADE.

Bu özgür irade nedir biliyor musunuz? Hani sizde olmadığını kesinlikle bildiğim Halk iradesine saygı; Bir başka deyişle MİLLİ İRADE...

Bir başka soruyla devam edelim;

Milli İradeden hangi yönetim sisteminde bahsedebiliriz?

Söyleyeyim...

Demokrasi... Peki bizim ülkemizde demokrasi var mı?

"YOK YOK" diye sesler duyuyorum.

Demokrasinin olmadığı yerde; HAK - HUKUK - ADALET - EŞİTLİK - ÖZGÜRLÜK - DOĞRULUK ve HÜRRİYETTEN kim söz edebilir?

Ya da demokrasinin olmadığı yerde;insanca yaşamaktan söz edilebilinir mi?

Elbette söz edilemez.

Demokrasinin olmadığı bir ülkede; Milli İradeden söz edilebilinir mi?

ASLA... İşte sözün özü.

Türkiye'de ne demokrasi var ne de MİLLİ İRADEYE SAYGI var.

Milli iradeye saygısı olmayanların söylediklerin sözlerin hiç birisi doğru değildir.

Demokrasilerde Milli İradenin tecelli ettiği yer; Seçim sandıklarıdır. Seçim sandık sonuçlarına saygı duyuluyor mu?

HAYIR...

Sonuç olarak diyorum ki; Teslim olmak yok. Hak aramayı demokratik yollarla sürdürmek zorundayız. Hak almanın elbette maddi ve manevi bir bedeli vardır. Bu bedeli de ödemeye hazır olmalıyız. Başka Türlü insanca yaşama şansını elde edemeyiz..

Esas BEKA SORUNU Milli iradeye saygısızlıktır.