Meşruiyet sorunu, rıza üretimi...

Prof. Atila BİTİGEN

İktidar siyasetin anahtar kavramıdır. Meşruiyet ise bu anahtarın şifresidir. İktidarın içinde bulunan sihirli güç ise meşruiyettir. İktidarı, toplum için kabul edilebilir kılan hayati unsur meşruiyettir.

En basit anlamıyla meşruiyet; GEÇERLİLİK, YASALLIK, DİNÎ VE KANUNÎ DURUMLARA UYGUNLUK, HUKUKEN KENDİSİNE DEĞER VERİLME anlamlarına gelmektedir.

Meşruiyet, geçerli olma, kanuna uyma, meşru olan; Yasak olmayan demektir

Demokratik ülkelerde meşruiyetin kaynağı seçim sandığıdır. Demokratik rejimler sandıktan beslenirler. Demokratik meşruiyet açısından önemli olan, seçimlere -dolayısıyla rejimin işleyişine- katılmaktır. Şu veya bu parti için gitmekten ziyade, bizzat sandık başına, oy vermek üzere gitmek, o rejimin meşru görüldüğü anlamına gelir. Sandık başına gidip geçerli oy kullanmak, rejimin benimsendiğine dair en iyi göstergedir. Meşruiyetin olmazsa olmaz öncülünün ‘rıza’ olduğunu gösterir. Otorite’nin meşru tanınması için demokratik mekanizma ve süreçler ile iktidara gelmiş olması gereklidir.

Siyaset biliminde bireyin ve yöneticilerin otoritenin haklılığına duydukları inanç veya siyasi itaati etik bir gerekçeye dayandıran ilkedir meşruiyet. Bir rejime halkın destek vermesi, halk nazarında meşru olması anlamına gelir. Meşru denince karşılıklı uygun bulma ve anlayış paylaşımını düşünmeliyiz. Bu bir tür 'razı olma' halidir. Siyasal rejim ve ona hükümet edenlerin yönetilenler tarafından tanınması, kabullenilmesi ve bunun da zorla değil fakat rıza ile ortaya çıkması siyasi meşruiyettir. Mesela insanlara korku salarak ve sindirerek yönetimde kalan bir zorbanın yöneticiliği ve yönetimi meşru değildir. Zira meşruiyetin en önemli unsuru ‘rıza’dır (consent). Eğer ortada rıza göstererek bir kabullenme ve tâbi olma durumu yoksa söz konusu yönetim gayri meşrudur ve toplum, bulacağı ilk fırsatta bu zorbadan kurtulmaya çalışacaktır. Toplumların, yöneticilerine belirli sınırlar içerisinde de olsa tâbi olmaları ve rıza göstererek yönetimi desteklemeleri, o yönetimi toplum nazarında meşru kılar. Meşruiyetin kaynağı olan rıza doğal olduğu gibi ikna ile de üretilebilir de.

Meşruiyet denilince akla ilk Max Weber gelir, yazarın geleneksel, karizmatik ve yasal/ussal meşruiyet sınıflandırması sıklıkla kullanılır. Geleneksel iktidar günlük yaşamın olağan ve tek düze gereksinimlerinin sağlanmasına dayanır. Bu meşruiyet anlayışına göre, siyasî iktidarın buyruklarına uymanın temelinde gelenekler yatar. Bir mirası sürdürme işidir. Dinsellik ve kutsallık içerir. Hem uyan hem de uyulan açısından kurallar, kutsal değerler üzerine kurulmuştur. Kuralların temelinin kutsallığı açısından taraflar arasında bir anlayış birliği vardır ve meşruiyet bu anlayış birliğinden kaynaklanır. Bu sistem ‘fonksiyonel’ yerine ‘kişisel’ ilişkiler çerçevesinde hüküm veren efendinin kısıtlanmamış keyfiliğini ve lütuflarını beraberinde getirir. Bu anlamda, gelenekçi otorite irrasyoneldir.

Yasalara dayanmak ve yasaları uygulamakla görevli olan modern devletin otoritesi yasal-rasyonel otorite tipidir. Bu otorite tipi, iktidar sahibinin gücünü yasalardan almasından ve yasalara uygun davranmasından aldığı inancına dayanır. Yasal meşruiyetin temel özelliği sürdürme değil değişimdir. Asıl olan içinde yaşanılan durumun gereklerine yararlı çözümler üretmektir. İtaat, toplumsal ve dünyevi olan bir takım kurallara yönelmiştir. Dünyevi meşruiyet kavramının temelini bu kurallar oluşturur. Bu meşruiyet anlayışı rasyonalizasyon sürecinin meşruiyet anlayışıdır. Hesap, öngörme, yeni duruma ayak uydurma önemlidir.

Bürokratik yönetim geleneksel yönetimden farklı bir takım özelliklere sahiptir. Kişiler yasada belirtilenleri yapmakla memur hale gelmişlerdir. Yetki de yasalar tarafından sınırlandırılmıştır. Kulluk ortadan kalkmıştır. Ast-üst ilişkileri hiyerarşik bir biçimde yasalarla belirlenir. Her makam her görevi üstlenmez. Yetki parçalanması vardır. Yetkililer hem hiyerarşik çerçevede hem de yönetilenler tarafından denetlenir. Şeffaflık önemlidir. Ücretler belirlidir, fazla kazanç elde edilemez. Makamı yönetenin bilgiye sahip olması gerektiği düşünülür. Sınav ve diplomalar önemlidir. Memurluk amatör bir uğraş değildir. Yandaş atama yadırganır. Görevden alma, görevde ilerleme, yasalara bağlıdır. Memurun işi ömür boyu sürer. Bir yanda siyasî sistem topluma derinlemesine nüfuz ederken diğer yandan bireyin özgürlüğü ve özerkliğine ilişkin vurgu artmış çoğulcu kitle demokrasisi gelişmiştir. Yapısal işlev ve unsurlar arasında türdeşliğin artmasıyla rasyonalizasyon/hesap edilebilirlik düzeyi artmıştır. Bürokrasi yasal-ussal meşruiyet anlayışının en temel mekanizması durumundadır.

Karizmatik meşruiyet az rastlanan sıra dışı, alışılmamış, kural dışı olma gibi özellikleri vurgular. Önemli olan karizmatik liderin bu özelliklere sahip olması değil uyanlar tarafından öyle algılanmasıdır. “İnsanlar ona gelenekler ya da yasalar nedeniyle değil inandıkları için itaat ederler” Karizma sahibine yöneltilen duygusal ve yoğun bağlar itaatin temelidir. Liderle kitle arasında kimyevî bir terkip oluşur. Yeni ufuklara heyecanla koşulur, uçulur. Karizmatik meşruiyet sorgulanmayı ve korkuyu dışlar. Kuşku karizma’nın tabiatını bozar. Kitle ve lider bütünleşmiştir.

Karizma, bir kişinin objektif olarak sahip olduğu özellikler değil, toplumun ona atfettiği, yakıştırdığı özelliklerdir. Genelde insanların çaresizce içinde bulundukları kötü koşullarda, kendilerini mucizevî bir şekilde kurtaracak bir insan arayışları sonunda karizmatik lider ortaya çıkar. Kurtarıcı bekleyen Doğu toplumlarında yaygındır. Hukuk ve yönetim aygıtı yoktur. Kural liderin iki dudağı arasından çıkan sözdür. Liderin memurları değil yandaşları vardır.(…) Karizmatik meşruiyete özgü bir toplumdan söz edilemez. Çünkü bu tip meşruiyet toplumsal depremlerde ve devrimlerde ortaya çıkar. Bir kırılma noktasını gösterir. Mevcut meşruiyet temelinin çöktüğü ancak yenisinin ikame edilemediği anı gösterir. Karizmatik lider döneminden sonra bu düzenin sıradanlaştırılması bir sorun haline gelir.”

Bu dönemin uzun soluklu olması olanaksız olduğundan ya rasyonel, ya da geleneksel meşruiyet tipine evirilmek zorundadır.

Geleneksel dönemin kutsal değerlere bağlı ve değiştirilmesi çok güç olan meşruiyet kriterleri modern dönemde yasa yapım ve uygulama süreçlerinin doğru olmasına bağlanmıştır. Yasalar, gereksinimlere göre pozitif biçimde kolayca değiştirilebilir hale geldiğinden meşruiyet üretim süreci hız kazanmıştır Modern dönemde kitle iletişim araçları, eğitim, din kurumları vb. kullanılarak psikolojik olarak vatandaşın etki altına alınmasıyla meşruiyet devşirilmesi daha kolay hale gelmiştir. Bu otoritenin meşruiyetini dayandırdığı kaynağı etkileyebilmesi anlamında, otoritenin kendi meşruiyetini kendisi üretmesi demektir. Noam Chomsky tarafından kullanılan rıza üretmek bir kalıp. Egemenlerin, özellikle medyanın propaganda gücünü kullanarak, bilgi çarpıtma ve provokatif eylemlerle toplumları üzerinde layığıyla uyguladıkları ve hayata geçirdikleri şey. Yazılı basınının ve görsel medyanın ağırlıklı tek hâkimi olan muktedir halkı ikna için rıza üretmede zorlanmayacaktır.

Başına gelen beklenmedik bir felaket sonrasında şaşıran, ne yapacağını bilemeyen şoka giren kitleler, daha önceleri kabul etmeyip karşı çıktığı yaptırımlara/politikalara boyun eğmek zorunda kalır! Muktedirlerin kriz, korku, felaket, savaş ve travmatik olayları kullanarak bu çaresizlikler üzerinden zorla ‘rıza üretmesidir ŞOK DOKTRİNİ. Savaş veya artan terör asayiş olayları çıkarma güvenlik kaygısı oluşturmak kitleyi bütünleştirme işlevi görecek bir uygulamadır. Tehdit algısı arttıkça halk korumacı davranır içine çekilir ve statükoyu devam ettirme yönünde iktidar partisi lehine tercih kullanır. Tehdit şok ve korku olmazsa özgür birey yenilik değişim talep eder. Demokratik liberal sistemde eğer şok doktrini uygulanmaz ise ekonomik kriz sonrası denenmemiş, yenilik vaad eden, güven telkin eden, kadrosu donanımlı yeni partiye yönelir. Ama güvenlik endişesi yaşarsa, korumacı davranıp statükocu olur, iktidar partisini destekler.