Mesnevi'den: Kuşun üç öğüdü

Bahri YILDIZBAŞ

Bir zavallı kuş; Hile ile, tuzak ile yakalanmıştı. Kendini yakalayan kişiye dedi ki:

- Ey efendi! Sen hayatında pek çok sığır ve koyun yemişsin ve pek çok deve kurban etmişsindir. Sen onların etleriyle bile doymamışken, benimle hiç doymazsın!

- Beni serbest bırak, sana üç öğüt vereyim. Vereyim de bil bakalım, ben aptal mıyım yoksa akıllı mı? Birinciyi elinde iken, ikinciyi uçup çatının üzerine konduğumda, üçüncüyü de şu ağacın üzerinde söyleyeceğim. Öğüdümü dinlersen, mesut olursun.

Avcı, kuşa inanmış, biraz da merakından teklifi kabul etmiş. 

Kuş; "Elindeyken vereceğim öğüt şudur" dedi:

- "OLMAYACAK ŞEYLERE, KİM SÖYLERSE SÖYLESİN İNANMA"

Avcı onu bıraktı, evin çatısına uçan kuş oradan ikinciyi söyledi:

- "GEÇMİŞ GİTMİŞ, ELİNDEN ÇIKMIŞ BİRŞEY İÇİN ÜZÜLME, SENDEN GİDENİN ARKASINDAN HASRET ÇEKME”

Kuş oradan ağacın üzerine uçtu ve üçüncü öğüdü söylemeden önce:

- "İçimde on dirhem ağırlığında çok kıymetli ve eşi bulunmaz bir inci vardı.. O inci seni de çoluk çocuğunu da servete kavuştururdu, fakat kısmetin değilmiş ki kaçırdın" dedi.

Avcı bu sözleri duyunca, gebe kadının doğum sırasındaki bağırması gibi bağırıp dövünmeye başladı.

Kuş; "Ben sana; sakın elinden kaçan, gelip geçen bir şey için üzülme, gam çekme demedim mi?" dedi.

- Madem ki inci gitti, niye dövünüp duruyorsun? Sana söyledikleri anlamadın mı? Ayrıca ilk öğütte, "olmayacak bir şeye, kim söylerse söylesin inanma” dememiş miydim? A benim aslanım, ben kendim, üç dirhem gelmez bir kuşken, içimde on dirhemlik inci ne arar?

Adam biraz kendine gelir gibi oldu. "Peki üçüncüyü söyle o zaman", dedi.

Kuş: Verdiğim şu iki öğüdü tuttun da, üçüncüyü mü istiyorsun? 

"UYKUYA DALMIŞ BİR KİŞİYE ÖĞÜT VERMEK, ÇORAK YERE TOHUM EKMEKTEN FARKSIZDIR”, dedi ve uçtuuuuuu gittiiiiiiiii...

Ne kuşlar uçup gitti de, bunun farkına varmayan ölü beyinleri ne yapacağız?

Virüslere, kansere ve onlarca ölümcül hastalıklara aşı bulmak için uğraşan dünya, ölü beyinlere; milyon yıl uğraşsa, ne aşı, ne de çara bulabilir.

Çare; Bilgilerin, düşünmenin ve okumanın emek ürünü olduğunu fark edip, çevremizle paylaşarak ürünlerin bereketinin artmasına ve kıymetinin bilinmesine destek vermektir.

Sağlıkla, huzurla, dostlukla ve sevgiyle, mutlu yarınlar...