Meral Akşener'den Bahçeli'ye sert sözler: Eylemsiz doçent, sarayın memuru

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, “Biz cumhur dedik, buyurun siz de ittifak kurun ve adına cümbüş deyin” sözlerine yanıt verdi ve “Böyle bir ittifak gerçekleşse hepsi deve keser. Ben de arkadaşları masrafa sokmak istemi

İYİ Parti Lideri Meral Akşener, partisinin Mahalli İdareler Başkanlığı tarafından hazırlanan 'Anlat hemşehrim dertleşelim' otobüsünü, genel merkez binası önünden yolcu etti. Akşener, ilk durağı Muğla Fehtiye olan otobüsü, arkasından plastik maşrapa ile su dökerek uğurladı. Otobüste bulunan heyetin Türkiye'nin 29 iline giderek vatandaşların sorunları dinleyip, rapor hazırlayacağı öğrenildi.

Otobüsü uğurladıktan sonra basın mensuplarına açıklamada bulunan Akşener, "Şimdi deniliyor ki 'Bunlara her yol kapalı'. Biz de, 'Mademki yollar kapalıdır, yani iletişim mecraları kapalıdır, o zaman biz de milletimizin ayağına gideriz' dedik ve bir proje ortaya koydu arkadaşlarımız. Sayın Müsavat Dervişoğlu'nun başkanlığında 'Anlat hemşehrim dertleşelim' diye bir otobüs yaptırdı. Şimdi Fethiye'ye gidiyor arkadaşlarımız, ben de onları uğurlamaya geldim. Dinleyecekler, öğrenecekler ve ona yönelik olarak vatandaşlarımızın dertlerine çare olacak projeleri ortaya koyacağız" dedi.

'BAHÇELİ, SARAYIN MEMURU KONUMUNDA'
Akşener, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Devlet Bahçeli, muhalefeti ittifak ve koalisyon arasındaki farkı bilmemekle suçluyor, 'cümbüş' diye bir isim önerdi, neler söyleyeceksiniz?" sorusuna Akşener, şöyle yanıt verdi:

"Sayın Bahçeli habire insanlara neler yapmaları gerektiğini söyler de kendisi de 'eylemsiz doçent' olarak hayata devam eder. Siyasi partiler elbette kendi aralarında bir ittifak yapabilirler. Bu ittifak konusunda biz bugüne kadar asla saygısız bir söz etmedik. Dolayısıyla bu onların iradesidir ve saygı duymak gerekir. Arkasından kendilerini 'milli ve yerli' ilan ettiler bizler için de 'gayri milli, küreselci', yavaş yavaş 'hainliğe' giden bir tanımlama yapıldı. Onun arkasından kendileri bir uyum yasası getirdiler ki evlere şenlik. Biz 1946 seçimlerinden daha zor şartlarda bir seçime gideceğiz. Bu arada Sayın Erdoğan'ın, rahmetli İnönü'ye gerçekten yaptıklarına karşı derin bir kızgınlık içinde olduğunu düşünüyordum ama çok imreniyormuş. Hafif bir kıskançlığı varmış ve rol modeliymiş. O uyum yasalarında şu an itibarı ile 1946'nın gerisine gittik. Tabii bunlara itirazlarımız var. 'Saray koalisyonu' diyen biziz. Dolayısıyla tabii şimdi bozulmaları haktır. Bu 16 Nisan'daki referandumda ne söylemişti arkadaşlar? Demişlerdi ki 'Koalisyon dönemi bitecek, istikrar gelecek, her şeyler hızlı hızlı olacak' Şimdi bir nevi koalisyon ve 5 yıl sürecek olduğu iddia edilen bir koalisyon. Biz kendilerine hayırlı olsun diyoruz, onlar bir bütün sistem kurabilir. Korkabilirler, seçilemeyeceği için bir endişesi olabilir Sayın Erdoğan'ın. Bu yaptıkları haktır, itirazımız yok. Ama bulundukları yerlerden bizleri tanımlamaları en hafif deyimi ile saygısızlıktır. Bunu söylemeye çalışıyorum ben. Sayın Bahçeli'yi tabii siyasi olarak artık muhatap alamayız. Çünkü sarayın memuru konumunda, o bizlere vurmak için görevli. Böyle bir ittifak gerçekleşse, hepsi deve keser. Ben de arkadaşları masrafa sokmak istemiyorum. İYİ Parti'nin Cumhurbaşkanı adayı arkadaşlarımız tarafından belirlenmiştir: adı Meral Akşener'dir."

'NE KADAR ÇOK ADAY, O KADAR ŞENLİK'
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, daha sonra bir basın mensubunun, "CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir açıklaması vardı, 'İlkeler ittifakı olabilir' diye. Siz buna nasıl bakıyorsunuz?" sorusuna da şu ifadelerle cevap verdi:

"Bu Sayın Temel Karamollaoğlu'nun bir önerisi. Biz şimdi referandumda bu tek adam sistemine karşı çıkan gruplar olarak bir şey söyledik. Nedir bu; güçlü bir parlamenter sistemin Türkiye için, demokrasi için ve sizler için çok daha hayırlı olduğunu iddia ettik. Ve partili cumhurbaşkanının Türkiye'yi gerçekten zora sokacağını söyledik. Ve nitekim ortaya çıktı. Şimdi Sayın Temel Karamollaoğlu şöyle bir öneride bulundu: 'Madem parlamenter sisteme geçileceğini ilan ettik, bunun ilkelerini, hukuki ilkelerini, yani bir anayasa taslağını vatandaşın karşısına getirmemiz lazım'. Partiler arası ittifaktan bahsetmiyor. İlkeler dediği bu. Demokrasinin tam ve kâmil uygulanabilmesi için gereken kurallar, ilkeler. Bunların üzerinde uzlaşılabilir mi diye bir çalışma bu. Dolayısıyla buna elbette hayır deme imkânımız yok. Tabii ki evet. Ama bunun anlamı bir ittifak değil. Ben şeffaf bir insan olarak açık açık söylemiştim. Arkadaşların hiçbir bilgisi yoktu, onlarla tartışmadım. Bir arzu, bir istek olarak söylediğim şey şu: Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile ittifak yapmayı çok isterim. Bunu Sayın Karamollaoğlu'na da söyledim. Ama onlar bir aday çıkarmayı istiyor. Bu da çok iyi bir şey, çok olumlu bir şey. Ne kadar çok aday, o kadar şenlik olacak. Göreceksiniz."