Meral Akşener: Partili Cumhurbaşkanlığı zamdır, zulümdür

Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in hedefinde mevcut iktidarın tutarsız politikaları vardı. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'in önemini vurgulayan Akşener, "Partili Cumhurbaşkanlığı zamdır, zulümdür" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener’in gündeminde TEİAŞ’ın özelleştirilmesi, elektrik ve doğalgaz zamları yanı sıra sıra e-spor da vardı.

Pandemi döneminde yapılan yardımın 3 katının geri alındığını belirten Akşener, ”Elektriğe sadece 1 kuruş zam yapıldığında, mevcut tüketime göre, vatandaşımızın cebinden, 2,3 milyar lira çıkıyor. 12 kuruş zam yapıldığına göre vatandaşımızın cebinden çıkacak para, 27.6 milyar lira. Pandemi boyunca vatandaşına, sadece 10 milyar liralık nakit desteği veren AK Parti iktidarı, aynı vatandaşının cebinden, tek kalemde, bunun yaklaşık üç katını geri alıyor demek” diye konuştu.

TEİAŞ’IN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

Akşener, Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi’nin (TEİAŞ) Cumhurbaşkanı Kararı ile başlayan özelleştirme sürecine de tepki gösterdi.

TEİAŞ’ın anlık elektrik arz-talep dengesini kontrol etmek gibi hayati bir görevi olduğunu söyleyen Akşener, ”TEİAŞ, kâr amacı gütmemesi gereken bir kurumdur. Bu sektörün kontrolü kamuda olmazsa, ekonomik bağımsızlığımız tehlikeye girer. Hani beka diyorsunuz ya, bekanın zırt dediği yer burası” dedi.

Meral Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle:

Milletimizin iktidarı denetleme görevi verdiği bizler, bu önemli görevi, layıkıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. Ekonomiden adalete, diplomasiden kadın haklarına, gençlerimizin sorunlarından, işsiz vatandaşlarımıza, çiftçilerimizden emeklilerimize, esnafımızdan memurlarımıza kadar, her bir vatandaşımızın, iktidar karşısında hakkını, hukukunu savunmaya, milletimizin gerçeklerini, iktidara göstermeye çalışıyoruz.

"SAYIN ERDOĞAN, AŞIYI VATANDAŞINA SEN SATIYORSUN SEN"

Hayatın her alanında, ağır sorunlar yaşadığımız bir gerçek. Ama son dönemde, bu sorunlara, Sayın Erdoğan’ın ruh hali de eklenmiş görünüyor. Sabah söylediğini, akşam yalanlayan, 5, 6, hatta bazen de 11 maaşlı, kifayetsiz danışmanlarının elinde, adeta oyuncak olan, milletimizi mağdur, ülkemizi de her fırsatta, uluslararası toplumda mahçup eden, Allah’ın tek bir günü bile çıkıp, “Şurada bir hata yaptık” diyemeyen, bir garip ruh haliyle karşı karşıyayız. Bu ruh halinin yeni bir yansımasını, son olarak, aşı meselesinde yaşadık. Tüm icraatlarını, “Dünya bizi kıskanıyor.” ambalajıyla pazarlamayı, artık bir alışkanlık haline getiren Sayın Erdoğan, bu defa da çıktı, aziz milletimizin gözünün içine baka baka; “Batılı ülkelerde Kovid aşıları ücretli yapılıyor.” dedi. Önce, Almanya için 150 avro, İngiltere için ise 100 pound fiyat çıkardı. Ertesi gün, Avrupa ülkelerindeki fiyatı 100 avroya, İngiltere’deyse 50 pounda indirdi. Bunun üzerine, Avrupa’dan kahkaha sesleri geldi. Biz duyduk, kendisi adına utandık, ama Sayın Erdoğan, düştüğü gülünç durumdan hiç utanmadı.

Bakın, ben size doğrusunu anlatayım; Küçük bir ülke hariç, dünyanın bütün ülkeleri, aşıyı vatandaşlarına ücretsiz yaptırıyor. Bununla kalmıyor; Gelişmiş ülkeler, aşı yaptırmaları için, gençlere bir de ödül veriyor. Bununla da kalmıyor; Esnafına, işçisine, memuruna, çiftçisine, Pandemi karşısında ayakta kalabilsinler diye, nakit destekler sağlıyor. Mesela; Sayın Erdoğan’ın, aşıdan 50 pound aldığını söylediği İngiltere, bu süreçte ne yaptı biliyor musunuz? İşyerlerine 15'er bin pound, yani 180 bin lira hibe destek verdi. Devlet, herkesin maaşının yüzde 85'ini, 1 buçuk yıl boyunca ödedi. Bütün işyerlerine, sıfıra yakın bir faizle, 50 bin pound banka kredisi verdi. Vergiler de, yüzde 5'e düşürüldü. Nitekim; Tüm bu gerçekler, öyle çabuk gün yüzüne çıktı ki, Bu kez de kendisi, sanki hiç yalan söylememiş gibi, çıkıp ne dedi? “Biz de dünyadaki ülkeler gibi, aşıyı ücretsiz yapıyoruz.” dedi. Sayın Erdoğan; Aslında aşıyı, vatandaşına kim parayla satıyor biliyor musun? Sen satıyorsun, sen! Hem de bunu, aklınca, çaktırmadan, vatandaşa hissettirmeden yapıyorsun. Tahsilata da, hiç utanmadan, insanlarımız daha ikinci doz aşısını bile olmadan başlıyorsun. Önce elektriğe yüzde 15, ardından da doğalgaza yüzde 12 zam yaptın. 4 kişilik bir ailenin elektrik maliyeti, 183 liradan 211 liraya çıktı. Doğalgaz maliyeti ise, 166 liradan, 186 liraya yükseldi. Yani, 4 kişilik bir aile, eğer 1 sene boyunca yeni zam yapılmazsa, yılda 600 lira, fazladan para ödemek zorunda kalacak.  Devlet Malzeme Ofisi’nin yaptığı açıklamaya göre, 1 doz Biontech aşısının, Türkiye’ye maliyeti, 12 dolar, yani 100 lira. Yani, 4 kişilik ailemiz, kişi başı 100 liralık ikinci aşı için, toplamda 600 lira ödeyecek. Böyle bir tezgah olabilir mi? Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Pandemi döneminde, senden başka elektriğe ve doğalgaza, yani temel ihtiyaçlara, zam yapan bir başka hükümet başkanı var mı? Bir etrafına bak bakalım. Bak da utan.Yazıklar olsun.

"ONLAR SARAYLARINDA İSRAFA TAM GAZ DEVAM EDERKEN BİZ MİLLETİMİZİ KARIŞ KARIŞ GEZİYORUZ "

İktidarın büyüklü, küçüklü ortaklarına her fırsatta vatandaş zorda, nakit desteği verin diyoruz. Doğalgaza zam yapıyolar, esnaf perişan borçlarını ödeyin faizsiz kredi verin diyoruz elektriğe zam yapıyorlar. KÇÖ, işten çıkarma yasağını uzatın diyoruz duymazlıktan geliyor. Bu dar zamanda vatandaşlarımıza destek vermeye gelince cebinde akrep olanlar, milletimizi yolmaya gelince sınır tanımıyorlar. Kamudaki israfa son verin deyince bize itibardan tasarruf olmaz nutukları atan sayın Erdoğan son olarak çıktı tasarruf genelgesi yayınladı. İtibar her zamanki gibi bu genelgeden muaf tutulmuş. Tasarruf sarayın yanından bile geçmiyor. Tasarruf Saray'ın yanından bile geçmiyor. Milletimiz porsiyonlarını küçültmek zorunda. Bu arkadaş yeni sarayında sefa sürebilir her gün 8.6 milyon lira saraya para harcayabilir.  Sayın Erdoğan kendi nefsinde yapamadığını milletimizin yapmasını istiyor. Son 2 yılda mutlak yoksul sayısının 3 milyon kişi artığı ülkemizde hala uçaklardan, arabalardan, yazlık saraylardan vazgeçmeyeceğim diyor. Böyle vicdansızlık, umursamazlık olabilir mi? Ayıptır günahtır...Onlar saraylarında israfa tam gaz devam ederken biz milletimizi karış karış geziyoruz. Koltuk değil ayakkabı eskitiyoruz. İlginç olan yaşlı bir hanımendinin biz Sayın Erdoğan'ın üvey evladı değiliz demesi. Vatandaş Sayın Erdoğan'ın babamız olduğuna inandırmasını kabul etmiş. Aile içinde haksızlık yaptığını söylüyor.Ya işini yapacak ya sandık gelince yıkılan o duvarın altına kalacaksın.

"BU MİLLET SENİ SANDIKTA ÖYLE BİR YAKAR Kİ ŞAŞARSIN"

Sayın Erdoğan bunlar masal değil, Türkiye'nin gerçekleri. Gerçeklerin farkına var artık. O duvar var ya o duvar, o duvar işte senin Sarayının duvarları. Milletimizin feryadı, saray duvarlarından geri dönüyor. Bu gittiğin yol değil. Ya bu yoldan döneceksin ya da ilk seçimde tıpış tıpış gideceksin. Ya işini yapacaksın ya da sandık gelince yıkılan o duvarın altında kalacaksın. Lebaleb kongrelerinde viyadük açılışlarında pandemi teğet geçmiş olabilir. Müteahhitlerin için her şey yolunda olabilir. Milletimiz hazırlanamadı. Süreç 1 Temmuz'da başladı. Hepinizi yakarım diyorsun. Bu millet seni sandıkta öyle bir yakar ki şaşırırsın. Tütün üreticisini hapse değil tarlalara gönderelim. Sayın Erdoğan gitmeden Türkiye zenginleşemez, sayın Erdoğan ve arkadaşları gitmeden Türkiye düze çıkamaz. Sayın Erdoğan ne ekersen onu biçersin. Bu hafta, Milletin Kürsüsü’nde, hem genç bir teknoloji girişimcisi, hem de bir e-sporcu olan, Hamza Sönmez kardeşimizi ağırlayacağız. Kendisi bize sektörün sorunlarından ve ihtiyaçlarından bahsedecek.Varsın onlar, beton ekonomisine kafa yorsun,biz, yeni ekonomiye odaklanacağız.Varsın onlar, yandaşlarının kasalarını dert etsinler,biz, gençlerimizin dertlerine odaklanacağız.Çağın ve demokrasinin gereklerinden nasibini alamamış, TRT ve Meclis Televizyonu,yayını birazdan kesecek olsa da,biz, milletimizin sesini, bu kürsüden duyurmaya devam edeceğiz. Buyur Hamza, söz de kürsü de senindir. Buradan e-sporcularımıza seslenmek istiyorum: Gerçi Hamza, DOTA’cı değilmiş ama; İYİ Parti iktidarında, “DOTA, 10 kişinin oynadığı ve sonunda Korelilerin kazandığı bir oyundur.” klişesini, sizlerle birlikte tarihe gömeceğiz.Doğru yatırım ve desteklerle, Türk e-sporcuları, dünyada hak ettiği yeri alacak. Hiç merak etmeyin. Sözümüz söz.

Değerli dava arkadaşlarım; Geçen hafta, Artagan Projemizi anlatırken de bahsetmiştim. Dijitalleşen dünya, Türkiye için fırsatlarla dolu. Her biri birbirinden yetenekli, zeki ve çalışkan gençlerimiz var. Tek yapmamız gereken, onlara, potansiyellerini açığa çıkartabilecekleri imkanları ve altyapıyı sunmak. Bu kadar basit.