Lütfü Türkkan gündemi değerlendirdi

İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan yaptığı basın açıklamasında gündemdeki farklı konular hakkında değerlendirmeler yptı

Dün akşam bir kez daha yüzümüzü güldüren, gururumuz olan Filenin Sultanlarını tebrik ediyorum. Onur kaynağımız Filenin Sultanlarına yarı finalde başarılar diliyorum. Bugün ayrıca Yeni Adli yılın başlangıcı. Ülkemizde hukukçuların tarafsız bir şekilde, hiçbir etki altında kalmadan görevlerini yapabileceği bir yıl diliyorum. Onlara da hayırlı olsun diyorum. Bu hafta okullar da açılıyor, tüm çocuklarımıza yeni eğitim öğretim döneminde başarılar diliyorum. 

İKTİDARIN KABİL HAVALİMANI TAKINTISI NEDENSE DEVAM EDİYOR

Amerika ile birlikte tüm yabancı güçler Afganistan’dan çekilme sürecini tamamladı. İktidarın Taliban kontrolündeki Afganistan’dan askerimizi çekmesi geç de olsa yerinde bir karar. Ancak AK Parti İktidarı bu bataklıkta kalmak için ısrarcı. İktidarın Kabil Havalimanı takıntısı nedense devam ediyor. Kabil Havalimanı bugün zaten sadece dünyada bir veya iki havayolu firmasının sefer yaptığı, sadece özel uçakların özel amaçlarla inip kalktığı bir yer. Bu özel uçakların uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığı bilinen bir gerçek. Bizdeki yolcu garantili havalimanları gibi, Kabil Havalimanı uyuşturucu garantili bir havalimanı. 

Havalimanı’nın Taliban’ın elinde kullanım amacı zaten belli. Amaç turizm ya da ihracat değil. Amaç uyuşturucu.Afganistan dünyada eroin üretiminin başını çeken bir ülke. Taliban, uyuşturucu üzerinden milyarlarca dolar gelire sahip. Durum ortadayken, böyle bir havaalanının kullanılması ve işletilmesi başka sorunları da beraberinde getirir. AK Parti İktidarı nedense Kabil Havalimanı’nın işletilmesi için üstün bir gayret gösteriyor. Varsa yoksa Kabil Havalimanı. Bu ısrarın sebebi ne? Aynı gayreti Venezuela’dan gelen peynir gemileri ve Afrin’den gelen ithal ürünler için de göstermişlerdi.

İktidar’a diyorum ki; Siz daha Kütahya’daki Zafer Havalimanı’nı planlamaktan ve işletmekten acizsiniz, Kabil Havalimanı neden iştahınızı kabartıyor? Bu kadar ısrarın makul bir sebebini açıklayan olur mu? AK Parti’nin bu konuda karanlık sicili ortadayken Türkiye’yi böyle kirli bir ticaretin hamisi yapmak, hem ülkemize, hem de İktidarmensuplarının başına ileride büyük işler açacaktır. Bizden söylemesi. 

ÖZGÜRLÜKLERİN SONUNA YAKLAŞTIĞIMIZ BİR TÜRKİYE Mİ İNŞA ETMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ? 

En son yapılan sosyal medya düzenlemesinin üzerinden daha bir yıl geçmişken şimdi yeni bir düzenlemeyle daha karşı karşıyayız. Ben buradan iktidara sormak istiyorum; Adım adım özgürlüklerin sonuna yaklaştığımız bir Türkiye mi inşa etmeye çalışıyorsunuz? Paralı trollerinizden mi sıkıldınız? Yoksa gerçeklerin sesini kısıp, interneti trollerinize mi teslim edeceksiniz? İktidarın 2022’deki erken seçim öncesi muhalefeti susturmak, gerçeklerin üzerini kapatmak istediği bal gibi ortada. Zaten OHAL’i de bir yıl daha uzatmadılar mı?

PAKETE CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM BAŞKANLIĞI’NI LAĞVEDEN BİR MADDE EKLEYİN

İktidara sözümüz; Öyle değil; biz samimiyiz diyorsanız, pakete Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nı lağveden bir madde ekleyin, size inanalım. Temiz bir internet, temiz bir sosyal medya istiyorsanız, internetin müsilajı, Goebbels’i bile mezarında ters döndüren Trollerin Efendisi İletişim Başkanlığı’nı kapatın da görelim. 

Bakın birbirinin aynısı 9 tweet gösteriyorum. İletişim başkanlığı bir algı operasyonu yapıyor. Sonra trollerin beş maaşlı efendisi yazıyor, Manavgat’ta 5 traktör yandı, yerine beş tane traktör geldi Allah Bakanlarımdan razı olsun. Siz bu yeni sosyal medya düzenlemesinin bu iğrenç oyuna son vereceğine inanıyor musunuz? 

Deniyor ki, bu düzenlemenin aynısı Almanya’da da var. Örnek aldığınız Almanya, Dünya Demokrasi Endeksinde 14’üncü sırada. Üstelik tam demokrasi sınıfında yer alıyor. Türkiye ise Almanya’dan 90 basamak aşağıda. Yani 104’üncü sırada. Ve Almanya gibi tam demokrasi olarak değil, bu ucube tek adam sistemi yüzünden karma rejim olarak anılıyor. Meclis’e getirecekleri yeni sosyal medya düzenlemesi ve peşinden gelen uygulamalarla Türkiye’yi 166’ıncı sıraya doğru düşürecekler. Listenin son sırası 167’de zaten Kuzey Kore yer alıyor. Anlayın ne demek istediğimi.

YENİ SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİYLE İNTERNETİMİZ DAHA DA KISITLANACAK VE DAHA FAZLA SANSÜRLENECEK

Yani bu sosyal medya düzenlemesi ne demek;

- Polis şiddetine ilişkin görüntü var, yayımlayamazsınız.

- Seçim yolsuzluğu olduğuna ilişkin veriniz var, yayımlayamazsınız.

- Yolsuzluk haberi var, yayımlayamazsınız.

- Siyasi birinin bir cinayette sorumluluğu olduğunu tespit ettiniz, yayımlayamazsınız.

- Beş maaş alan bürokrat var yayınlayamazsınız.

- Beşli çete ormanları kesmiş ya da ormanlar kül olmuş. Yayınlayamazsınız.

Çünkü hepsinde yakalanırsınız. 

Meclis’e gelecek yeni sosyal medya düzenlemesiyle internetimiz daha da kısıtlanacak ve daha fazla sansürlenecek. Örnek verdikleri Almanya’daki sistem böyle kısıtlayıcı bir yapının üzerine oturtulmamış. Almanya’da bugüne kadar ne Twitter, ne YouTube, ne Wikipedia ne Oda TV gibi haber sitelerine erişim engellenmedi. Türkiye’de demokratik kurumlar ve hukuk devleti kuralları işlemiyor. Almanya’da böyle bir şey mümkün mü?

Ayrıca, sosyal medyada yalan haber düzenlemesi getireceklermiş. Yalan; kime göre yalan? Sizlerin ifadeleri doğru kabul edilip, aksini ifade edenlerin söyledikleri mi yalan? Bu, diktatörlüğe bir adım daha yaklaşmak demek değilse nedir? Getirmek istedikleri yeni sosyal medya düzenlemesi otoriterliği de aşarak, totaliterliğe doğru adım atan bu ucube sistemin bardağı taşıran son damlasıdır.

2022 YILI SEÇİMSİZ GEÇMEYECEK

İster gerçek, ister yandaşların hazırladığı anket sonuçları olsun; Cumhur İttifakı’nın uykuları kaçıyor. En son anketler AK Parti'nin oyunun yüzde 29’lara düştüğünü gösteriyor. İlk seçimde Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanlığı’nı kaybediyor. AK Parti ve MHP ne yapsa olmuyor; doluya koyuyorlar almıyor, boşa koyuyorlar dolmuyor. Cumhur İttifakı; oylarındaki erimeyi gördükçe, siyasete şekil vermeye ve iktidarda kalmak için çırpınmaya devam ediyor. O yüzden oyları daha fazla erimeden erken seçime gitmek istiyorlar.

Seçim kanununu 1 Ekim’de Meclis açıldığı anda getirmek için yoğun çaba içerisindeler. Ne yapıp, ne edip bu yasayı Ekim ayında çıkarma peşindeler. Çünkü seçim yasalarında yapılan değişiklikler bir yıl içinde gerçekleşen seçimlerde uygulanamıyor. Eğer seçim kanunu Ekim ayında çıkarsa, 2022 Kasım ayından itibaren yapılacak seçimde bu kanuna yaslanmak istiyorlar.

O yüzden bir kez daha söylüyorum. 2022 yılı seçimsiz geçmeyecek. 

Ne yaparsanız yapın. İster barajı kaldırın, ister barajı yüzde 10’da bırakın. İlk seçimde gideceksiniz. İstediğiniz kadar Millet İttifakı’nın oyları üzerinden hesap yapın. İsterseniz üçüncü ittifak hayalleri kurun. İktidar ve ortağına sesleniyorum; Seçim kanunuyla istediğiniz kadar oynayın. 

Anavatan Partisi, 1987 seçimlerinden önce seçim sisteminde değişikliğe gitti, sistemi seçimde birinci gelen parti üzerine kurguladı, çift baraj sistemine geçildi. Sonuç: Yüzde 45’ten yüzde 36’ya düştü. 1991 yılında da aynı yanlışı sürdürdü. Sonuç: ANAP’ın oyları yüzde 24’e geriledi ve seçimleri kendisi değil Süleyman Demirel’in başında olduğu Doğru yol Partisi kazandı.

Amaç Türkiye’de milli iradeyi Meclis’te daha geniş bir katılımla sağlamaksa bunda bir sorun yok. Ama ANAP örneğinde olduğu gibi seçim sistemini çıkarları için değiştirmek ava giderken avlanmaktan başka bir şey değil. Bu seçim; totaliter tek adam rejimiyle, Türkiye’yi yeniden ayağa kaldıracak olan iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş bir parlamenter sistem arasında gerçekleşecek. Her ne plan, her ne fenalık peşinde olursanız olun; Türkiye’yi dibe götüren, milletine kör sağır olan bu ucube düzen son bulacak.  Demokrasi, hukuk ve ekonomiyi yeniden tesis edecek olan iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem gelecek. Çözümü yurtdışına yerleşmekte arayan Türk gençliği artık kendi ülkesinde önünü görebilecek. Korkmadan tweet atabilecek. Alın teriyle kazandığı sınavlarda sırf bir partili olmadığı için mülakatlarda elenmeyecek. Asgari ücrete bakarak umutsuzluğa kapılmayacak. İYİ Parti olarak çocuklarımızın, gençlerimizin yarınlarını kurtarmak adına ilk seçimi kazanacağız. Türkiye İYİ olacak. 

TÜİK’İN HİKAYESİNE GÖRE YÜZDE 21,7 BÜYÜMÜŞÜZ

Masalların kurumu Türkiye İstatistik Kurumu 2021 yılı 2. çeyreğine ilişkin büyüme verilerine açıklamış. TÜİK’inhikayesine göre yüzde 21,7 büyümüşüz. Baz etkisi nedeniyle iki haneli büyüyen birçok ülke gibi Türk ekonomisi de 2021’in ikinci çeyreğinde %21.7 büyüdü. Kalkınmanın gerekli şartı yüksek oranlı sürdürülebilir büyüme, yeterli şartı ise adil paylaşımdır. 

Büyümede adil paylaşım yok, siz hangi büyümeden bahsediyorsunuz? TÜİK rakamlarının ilginç bir tarafı daha var. Sanayideki büyüme tam olarak yüzde 40’ın üzerinde.Türkiye yılın ikinci çeyreğinde evlerine kapanmışken, sokaklarda hayat durmuş, insanlar işsizlikten kıvranırken nasıl olduysa ekonomi yüzde 21,7 büyümüş. 

Madem ekonomi bu derece büyüdü, işsizlik neden artıyor? Dış ticaret açığı neden kapanmayan bir deliğe dönüşüyor? Yılın ilk çeyreğinde dolar 6,90’lardayken, yılın ikinci çeyreğinde 8,50’lere dayandı. Üretimi ithal ettiği ara malına bağlı sanayicinin beli kırıldı. Dört buçuk ayda iki kez Merkez Bankası başkanının değiştiği, istikrarsızlığın kol gezdiği bir ekonomide sanayici üretime yönelmez. Paradan para kazanarak ayakta durmaya çalışır. Kalkmış bir de sanayi üretimi yüzde 40,5 büyüdü diyorlar. Yalanın böylesi de ancak totaliter rejimlerde görülür. Türkiye’de büyüyen tek şey zamlar ve enflasyon. Kiralar uçmuş. İnsanları kira öder gibi ev sahibi yapacağız dediler. Şimdi insanlar ev alır gibi kira ödüyorlar. Otomobil fiyatlarındaki artışla dünyada birinci sıradayız. En pahalı otomobil bizde. Faizlerin yüzde 19 olduğu bir ülkede vatandaş artık hayal bile kuramıyor.

Enflasyon yüzde 30’un üzerinde. Markete gidin raflara bakın göreceksiniz. İki buçuk litrelik kola bile 10 lira olmuş.

Öğrencilerin giyim ve kırtasiye fiyatlarındaki artış tavan yapmış. Veliler çocukları pandemide okula gidemiyor diye üzülüyordu. Şimdi evladının istediği bir pantolunu, çantayı, bir kalemi alamadığı için kahroluyor. 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı da bir açıklama yaptı; 2Milyon ailenin elektrik faturasının ödendiğini belirtti. TÜİK de ekonominin % 21,7 büyüdüğünü açıkladı. Vatandaş elektrik faturasını ödeyemiyor, kışlık yakacağını alamıyor. Allah aşkına bu ekonomi nasıl ve kime büyüyor? Vatandaşı artık kandırmayın!