Kurallar ve ilkeler (Saygı, düşünce ve inanış)

Bahri YILDIZBAŞ

• Kuralların, yanlışlar ile doğruları temsil ettiğini, sınav sistemine benzetilerek, yaşamın bir sınav arenasına çevrilmesi sağlanmıştır.

• Yaşadığımız toplum, ne zaman doğru ve yanlışların gerçekler, kuralların ise temel bir ilke olduğunu kavrayacak duruma gelirse: O zaman nitelikli ve kendine saygılı bireylerle dünya toplumu oluruz.

• Başkasının bıraktığı kural veya kurallarda, kişisel yaklaşım vardır. Temel ve çoğul bir içeriği olmadığından, kişiselleştirilen yeni yanlış veya doğrularla oyun oynamaya devam ederiz. Ki, ediyoruz.

• Trafikteki sinyalizasyon sisteminin, evrensel bir eşitlik ilkesi olduğunu bilenlerimiz olduğu gibi, hepimizin bilmesi ve saygı göstermesi gereklidir. Yaya çizgileri ise, bir trafik kuralıdır. Bir kısmımız ilkeli olduğumuzdan, bir kısmımız da cezadan korktuğumuzdan trafik ışıklarına ve yaya geçitleri kurallarına, kanunda olmasına rağmen, sürücüler ve yayalar çokta uymayız.

• İlkesiz bireylere, dayatmalı kuralları kavratmak, binek at eğitiminden ve çam ağacı yetiştirmekten zordur. Kural bırakmak, sözde iş yapmak gibidir. Okullarda, hastanelerde, kamuda, asansörlerde, topluma açık alanlarda, parklarda, yollarda, iş merkezleri, iş yerleri, tuvaletlerde ve onlarca çeşitli yerleşim alanlarına yazıp astığımız kurallar dizisinin; çevre, görüntü ve bilgi kirliliği yarattığını hepimiz çok iyi biliyoruz.

• Umuma açık lavabolar, parklar, piknik alanları, caddeler, otogarlar, hastane, okul ve site bahçeleri ile onlarca alana atılan çöpleri, yaya geçitlerinde ve sinyalizasyonlarda sürücüler ile yayaların kargaşasını, özellikle trafikte ve park yasağı levhalarının olduğu yerlerde kuralların nasıl ihlal edildiğini ve saygısızlıklara şahit olmaktayız.

Yazılı kurallara, bir kaç örnekler verdiğimizde; 1– Yerlere çöp atmayınız. (Çöp olmayan yer var mı?)
2– Çimlere basmayınız. (Futbol maçı yapanlar İçin )
3–Yüksek sesle konuşmayınız. (Hiç konuşur muyuz!)
4– Sağdan yürüyünüz. (Herkes kendi şehrinin merkezini ve Kızılay meydanını hayal etsin. Karşılıklı çarpışmalar ile neredeyse 112 aranacak)

İlkeli bireylere örnek verdiğimizde;
1– Çöpü cebinde taşır, yere atmaz.
2– Çimlerde oturur ve asla zarar vermez.
3– Kurala ihtiyacı yoktur, kendisine saygısı vardır.
4– Kaldırımlarda, yollarda, sinyalizasyonlarda, yaya geçitlerinde, merdivenlerde, yürüyüş alanlarında, asansörlerde, bina girişlerinde, otobüse binişlerde ve yaşam alanlarında ızdırap çekerler. Çok iyi gözlemlediğimizde, hep sağdan gidiş-geliş yapmalarına rağmen, onlarca sözde kural öğretilenler tarafından neredeyse darp edilirler. Çoğu defa, suçlu gibi bakılır ve hakarete maruz kalırlar.

• Okul öncesi ve örgün eğitimde; baskısız, disiplinli, düzenli, beyin temelli bir eğitim sistemini olgunlaştırarak, temel ilkeleri karekteristik yapımıza yerleştirip, sağlıklı kişilik davranışları toplumu oluşturabiliriz.

• İşte o zaman, kurallar yerini; ahlaklı, nitelikli, temel ilkeleri benimsemiş, sevgi ve saygıyla yaşamayı benimsemiş eğitimli bireylere bırakmış olur.

• Katılımcı, şeffaf, hesap verebilen, yenilikçi, sosyal sorumluluk bilinci gelişmiş, disiplinli, adil, dürüst ve saygılı bireylerin özelliklerinde, ilkeli yaşam felsefesi benimsenmiştir.

• Cumhuriyetinizin temel ilkelerini okuduğumuz ve yorumladığımız zaman, kuruluşundaki heyecanı ve ilkeli olmanın değerlerini fark etmiş oluruz.

“İlkesiz insan, boş kavanoz gibidir. İstenildiği zaman, istenilen malzeme veya su ile doldurulup, boşaltılabilir.”

Bahri Müdür Amca Yıldızbaş