Köpekler ana olmasın

Hülya SEZGİN
İstanbul Pendik'te vicdansız bir anne iki günlük bebeğini çöpe atmış. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi alışverişe gitmiş. Çöpte ağlamaya başlayan bebeğin sesini duyanlar polise haber vermişler. Kamera kayıtlarından ve markette alışveriş yaptığı kredi kartı bilgilerinden kadına ulaşılmış ve tutuklanmış!..
 
Çocukluğumda rahmetli annem bize öfkelenince bütün hışmıyla dişlerinin arasından tıslar gibi şöyle derdi “Köpekler ana olmasın!..”
 
Köpekler ana olmasın!.. Bu söz Anadolu'muzda yaygındır. Yalnız benim annem söylemiyordu bunu. Ancak köpek derken sanki hayvan cinsine değil de... hani öfkelenince insanlıktan nasibini alamamış kimselere de “köpek!..” deriz ya!.. Sanki biraz o anlamda kullanırdı gibime geliyor.
 
Her ne kadar öyle kimselere köpek demek bana hayvana hakaret gibi gelse de!.. Çünkü öyle anne haberleri işitiyoruz ki, zaman zaman kanım donuyor. İzlediğim belgesellerde ya da okuduğum yazılarda görüyorum ki çoğu hayvanlar o analardan daha ana... daha insan... Bazılarını anlatayım mı?..
 
Örneğin ahtapot anneliği hiç bir canlının anneliğine benzemezmiş. Dişi Ahtapot sırası gelince bir oyuk bularak oraya yerleşir ve yumurtlamaya başlarmış. Ve yumurtlama işlemi bittikten sonra kuluçkaya yatarmış. Her ne pahasına olursa olsun yuvasını asla terk etmez, yavrular yumurtadan çıkmadan açlığa dayanamazsa birkaç kolunu yermiş.Böylece bu şekilde tüm yavrular yumurtadan çıkıncaya kadar hayatta kalır ve yumurtalarını korurmuş. Ancak uzun süren kuluçka dönemi onu aç ve bitkin bırakır, tüm yavrular yumurtadan çıkınca o da yuvasında can verirmiş. Bu yüzdendir ki hiçbir dişi ahtapot yavrularının büyüdüğünü göremezmiş!..
 
Bir de albatros kuşları var, hani şu martının iri cinsinden olanı. O da yavrularına yiyecek bulamadığı zaman gagası ile göğsünü parçalar ve yavrusunu kendi eti ile beslermiş açlıktan ölmesinler diye!..
 
İnsanlarda olduğu gibi şempanzelerde de anne ile yavru arasında güçlü bir bağ varmış. Her anne şempanzenin ise kendine özgü çocuk yetiştirme anlayışı varmış. Koruma dürtüleri çok iyi geliştiğinden yavrularının yanına kimin gelip gelmeyeceğini anneleri seçermiş. Tıpkı bizde olduğu gibi. Hani deriz ya “O kişi kötü, sakın onunla görüşemeyeceksin! Bak görüşürsen seni gebertirim!..” Onlar da öyleymiş. Sonra içimi acıtan bir davranışları ise şöyle imiş. Yavru şempanzelerden biri ölmek üzere iken annesi hisseder, onu ağaca çıkarırmış ve ölmek üzere olan yavrusunu son kez öpermiş...
 
Nasıl içiniz buruldu, değil mi?
 
Kuzey İrlanda yakınlarında bir tür kutup ayısı yılın son beş ayını hiçbir şey yemeden ininde yavrularıyla geçirirmiş. Bu süre içinde vücut ağırlığının neredeyse yarısını kaybedermiş. Açlığa rağmen annenin inden çıktıktan sonra yavrular henüz küçük olduğundan çevreye alışması için bir kaç gün daha beklemesi gerekirmiş. Çünkü yavrular her şeyi merak ediyor. Anne tekrar yavrularını içeri koyuyor “Açlıktan ölüyorum, gideyim karnımı doyurayım artık.” demiyor…Dünyanın tehlikelerle dolu olduğunu o da biliyor.
 
Geçenlerde Aydın Karacasu'da Dandalos Hotel'deydim ya hani... Otelde “hayat” ın ahşap tavanına kırlangıç yuva yapmış, yumurtlamış, yavruları çıkmış... Ana kırlangıç bütün gün onlara yiyecek taşıyıp tehlikedeler mi diye kolluyordu... Yuvanın hemen altına denk gelen masada biz yemeğimizi yerken cüssesine bakmadan üzerimize ha bire pike yapıyordu.
 
“Ben burdayım haaaa!.. Yavrularıma sakın yanlış yapmayın!..” dercesine...
 
Bazı anneler yavrularını koruyabilmek için en tehlikeli düşmanları karşısında ölümü bile göze almak zorunda kalabiliyormuş bizim örnekte olduğu gibi... 
 
Bir kuzey sumrusu yuvasında oturuyor; Yavruları henüz uçmayı bilmiyor; Bir ayı yaklaşıyor yuvasına, sumru uçup ayının en zayıf yerine vuruyor ve yavrularına yaklaşmasına izin vermiyor. Sonuçta kazanıyor...
 
Yavru panda hayatının ilk üç yılını annesine bağlı olarak geçirirmiş... Ana panda ise yemek aramaya çıkmama pahasına da olsa günlerce yavrusunu kucağından indirmezmiş ve yavrusunu yetişkinliğe hazırlarmış...
 
Annelik işte böyle bir şey. Yani her türlü yaratığı insafa getirir anlamında. Ama bazılarını hiç bir şey insafa getirmiyor ne yazık ki!..
 
Doğurup çöpe atıyorlar, sevgililerine öldürtüyorlar, dövüp sakat bırakıyorlar.... İşte böyle annelikten yoksun olanları gördükçe hayvanlar kadar olamamışlar diye ben de annem gibi dişlerimin arasından tıslar gibi söyleniyorum “Köpekler ana olmasın!..”
 
Ama hakkını vererek ana gibi “ana” olan bütün annelerimizin gününü kutluyorum...
 
Hülya Sezgin / hulyasezgin@hotmail.com