KIYAMETİN KAPILARI AÇILMAKTA

Nazım PEKER

Yazdıkça kızıyorlar. Neylersin ki gönülde vatan, yürekte şehit sevgisi var.  Basit bir soru:” Esat Suriye’de güçlü olsaydı, Saddam Irak’ta devrilmeseydi, güney sınırlarımız bu denli karışır ve güvensiz olur muydu?”

                Biz neden Suriye’deyiz?

                PKK ve onun uzantısı PYD/YPG’nin cani ABD desteği ile Akdeniz’e bir koridor açmasını ve sınırlarımızda bir Kürt oluşumuna engel olmak için değil mi?

                Amacımız Suriye’nin toprak bütünlüğü değil miydi? Suriye’nin toprak bütünlüğünü ne ile sağlayacaksınız, ÖSO ile mi?

                Amaç, PKK ve PYD/YPG’nin Suriye’deki oluşumuna engel olmaksa; Suriye güçleri zengin petrol yatakları DEYRİZOR’da PKK’ya karşı yaptığı silahlı mücadeleye kim cevap verdi? ABD değil mi?

                Şimdi mantıklı olarak düşünelim: biz PKK, PYD, YPG ye karşı operasyon yapmıyor muyuz? Suriye güçleri Deyrizor’da PKK’ya saldırmadı mı? PKK’yı kim korudu ABD değil mi?

                Öyleyse bizim kiminle iş tutmamız gerekir?

                ABD ile mi yoksa Suriye merkez hükümeti ile mi?

                Katil Esat’mış belki de ilk seçimde gidecek olan bir Esat takıntısı nedir? ABD katil değil mi? Binlerce bebek ve Türk-Kürt katili APO ile yıllarca görüşmediniz mi?

                El Beşir’le nasıl görüşüyorsunuz? 200 bin sivilin katlinden sorumlu tutuluyor?

                Suriye’de kıyametin kapıları ardına kadar açılmak üzere: Suriye’de ABD var, Rusya var, İran var, El Nusra var, biz varız. Bizim dışımızda herkesin Suriye’de ayaklarını basacakları zemin var. Esat’ın izni ile oradalar. Biz ise haklılığımızdan, sınırlarımızın güvenliğinden oradayız.

                Yarın ya da öbür gün Esad AFRİN’e Suriye bayrağı çekip; “Hava sahamı bütün uçuşlara kapattım” derse olacakların hesabı yapıldı mı?

                Zemin o kadar kaygan ve oynak ki, orada savaşan şanlı Mehmetçiğin yerine 24 saat kendinizi bir koyun bakalım. Şartların zorluğunu kavrayacaksınız.

                Akılcı politika, diplomasi dili ve daha az şehitle bu işin üstesinden gelmenin yolu yok mudur? Bütün bilenler, Suriye merkezi hükümeti ile işbirliğini işaret etmekteler. Bütün bu insanlar yanlış düşünüyor da; bir siz mi doğru düşünmektesiniz? Hani meşveret kültürünüze ne oldu?

                Bu, inat mı, ego mu?

                Vatanın selameti ile şanlı Mehmetçiğin canı mı daha önemli yoksa ego ve inadınız mı?

                Türkiye akıllı ve oynak siyaset uygulayarak; Suriye, Irak, İran ile kafa kafaya vererek bu bölgede düzeni sağlar ve ABD’nin de Rusya’nın da ekmeğindeki yağı alır.

                Ya değilse salonlarda, “Osmanlı tokadı” demekle bu işler yürümez.

                Hiç kimse ama hiç kimse vatan haini de satılmış da değildir. Önemli olan diplomasi dili ve ortak devlet aklıdır. Amacımız ülkemiz zarar görmesin, daha az şehit olsun. Jöh’ler, Pöh’ler, Sat’lar derken cephe genişlemekte. Kıyametin kapıları ardına kadar açılmakta! Ey ulu Tanrım! Devletimizi koru. Haklı Zeytin Dalı operasyonumuzdan az zararla ve zaferle çıkmamızı sağla. Amin!

                Esen kalınız.                                                                                           Nazım PEKER

                Not: Devletlerin süreli dostluk ve düşmanlıkları olamaz. Çıkar ilişkileri olur. Ne kadar ekmek o kadar köfte politikasıdır esas olan.