Kitabı anlamadan okumak

Nurettin BÖLÜK

             

               

                Kitabı anlamadan okumak

                Müslümanların büyük çoğunluğu kitabımız Kur’an’ı Kerimi anlamadan okurlar. Bu okuma şekline “tilavet” de denir. Yani yüksek sesle, bir makamla, güzel okumadır.

                Bu okumada Kur’an’ı anlama söz konusu değildir. İster ezberden isterse yüzünden okunsun bir şey anlaşılmıyorsa, bu Allah’ın istediği “ikra” buyruğu değildir. Bu emirde, “İkra bi-ismi Rabbike” Yaratanın adıyla oku. Vardır. Ne demektir? Yaratanın adıyla oku: Bütün kâinatta yaratanın yarattıklarını tanı, öğren, hıfzet ve insanca bir hayat tarzı geliştir demektir.

                Kur’an’ı anlamadan yüzünden okumak, Kur’an okumanın çok cüzi bir ritüelidir. Alışkanlık, manevi bir haz alma, Allah’a bağlılık, Allah’ın kelamını tekrarlamak gibi okuyana olumlu hislerin ötesinde, yaşayışına İslami açıdan bir şey kazandırmaz.

                Yurdumuzda Kur’an okumayı öğreten binlerce kurs vardır. Bu kurslar, Elif-Bâ okullarıdır. Yani Kur’an’ı yüzünden okuma okulları. Bu kurslar için her hafta Cuma Namazlarında camilerde para toplanır. Müslümanlarda bir kısım çocuklarımız dinini ana kaynağından öğreniyor diye seve seve paralarını verirler. Keşke düşündükleri gibi olsa. Kaynaktan öğrenilen ne mana (meal) ne de tefsirdir. Kur’an-ı anlamadan yüzünden okuma, ezber yapılır. Öğrenilen bir şey yoktur. Allah, Bakara suresi 78.ayette bu durumu açık açık beyan etmektedir. “Onlardan bir kısmı ümmidir; Kitabı bilmez, ancak birtakım kuruntulara sahiptirler ve sadece zanda bulunurlar. Burada geçen ümmi kelimesi, okuma yazma bilmez anlamından ziyade okuduğunu anlamaz şeklinde tefsir etmek gerekir. Yine ayette geçen “Emani” kelimesi Arapça tilavet olarak tercüme edilmekte; ümmi kelimesinin anlamını perçinlemektedir. M.Zeki Duman Beyanu’l Hak Cilt 3. Sahife 46 da Emani sözcüğünü ‘Hakikati olmayan tasavvurlar, hayal mahsulü uydurma hikayeler, efsanevi bilgiler, aslı olmadığı halde gelecekle ilgili uydurulmuş aldatıcı şeyler.’ Olarak tefsir etmiştir. Bu anlatımlardan hareketle ayeti, Kitabı (anlamadan) tilavet etmek/okumak dışında bir şey bilmezler. Şeklinde meal/tefsir etmek gerekir. Yüzünden okumakta- ezberlemekte, bir şey anlamadan yapılıyorsa; Kur’an, ikra emri dikkate alınırsa okunmuş olmaz. Boşuna zaman kaybı ve kendini aldatmadır.

                Kur’an Kursları, kurs değil Kuran okulları olmalıdır. Öncelik tilavete değil, manaya verilmelidir.

                Ben bunları yazarken Kur’an Kursları hiçbir şey vermiyor, olmasın anlamı çıkarılmasın. Olsun ama bu şekliyle değil. Toplumumuzda yanlış bir algı var. Kur’an-ı yüzünden okuyarak hatim etmek, ezberleyip hafız olmak iyi bir Müslüman olmak anlamındadır. Artık cennet garantidir. Hele hafız olanlar, kendileri cenneti garantilediği gibi; yakınlarından istediği kişiler de cennete girecektir. Anne-baba sülale dünyada hangi günahı işlerse işlesin, cennet artık garantidir.

                Halbuki Allah birçok ayette (Yusuf/2, Zuhruf/3, Bakara 242) Akıl edesiniz, düşünüp anlayabilesiniz, gerekli dersleri alabilesiniz diye. Sad/29 da Ayetleri hakkında iyice derin bir şekilde düşünüp öğüt alsınlar diye. Enfal/2 de Allah’ın ayetleri onlara okunduğunda bu onların imanını artırır. Derken, okuduğunu anlamayanlara bu hitapların faydası olur mu?

                Araf suresi 3.ayet: Rabb’inizden size indirilene uyun, O’ndan başka dostlara uymayın. Siz ne de az düşünüyorsunuz? Rabb’imizden bize inen Kur’an’a uyabilmenin ilk şartı O’nun ne dediğini ne istediğini bilmekten, anlamaktan geçer. Uymada hayatımızı şekillendirme vardır. Kur’an dışında insan hayatına şekil veren yine insan düşüncesiyle oluşan, ideolojiler, siyasi düşünceler, ünlüler, sosyal medya, moda akımları, sapık tarikat ve cemaatler vardır.

                Bizler Allah’ın emrettiği gibi Kur’an-ı anlayarak okuyup öğrenmemişsek, zamanımızda medya dayatmalarının etkisinde kalma şansımız yüksektir. Kur’an yerine başka dostlara uyma öne çıkacaktır. Eğer Kur’an-ı Allah’ın indirdiği ayetleri bilirsek, O’nun dışındaki kaynaklar, vahiye uyduğu sürece bizler için değerli olur. Hayatımıza Kur’an yön vermelidir. Bize dayatılan herhangi bir sistem veya düşünceyi benimsemeden önce Müslüman, Allah bu konuda ne demiştir? Bulmalıdır. Allah insanlardan sorgulama, şuurlu bir iman istiyor. Ayette, ‘Siz ne de az düşünüyorsunuz?’ diyerek ikaz da bulunuyor.

                Düşünmenin yolu, anlayarak okumaktan geçer. İkra emrini anlamaktan geçer. Akletmekten geçer. Öğüt almaktan geçer. Bunlar olmazsa, Allah ve Kur’an dışında dostlar ediniriz. Müslüman, sadece Allah’ın sistemini üstün tutmakla görevlidir. Ölçü bellidir, Kur’an’dır. O da anlamaktan geçer.

Nurettin Bölük 29.10.2025