Kimler Erdoğan'a komplo peşinde?

Nazım PEKER

18 yıldır iktidarda kalmanın inceliklerini bildiğine göre: AKP lideri Sn. R. T. Erdoğan zeki insandır.  Erdoğan hırslı ve icraatlarından da zaman zaman acımasız olduğu görülüyor. Bu kişilikli insanlar, etraflarında sevilmezler, sıkıntı yaratırlar. Çünkü onlar başkalarına pek değer vermezler.

Acaba AKP liderinin etrafındakiler Sn. Erdoğan’dan sıkılıp bıktılar mı ki onu yıpratmak adına, Erdoğan’a hatalı kararlar aldırmaya başladılar? AKP’nin içindeki hangi güç, Sn. Erdoğan’ın yıpratılmasını istemekte? Kimin O’nun yerinde gözü var ki?

Bu savımı iki örnekle desteklemek istiyorum. 2019 Mart seçimleri yapıldı. AKP, epey oy kaybederken; pek çok Büyükşehir Belediye Başkanlığını da kaybetti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 30 bin kadar farkla kaybedilmişti. İtirazlar, saymalar, zorlamalarla bu fark 13 binlere kadar inebilmişti.

Sn. Erdoğan’ın aklına kimler, nasıl ve hangi gerekçelerle girdiyse, İstanbul seçiminin yenilenmesine ikna ettilerse, ettiler.

Sonuç ne oldu. Hüsran değil mi?            

Madem 13 bini az buldun alsana 806 bin fark diyerek anlamlı bir ders verilmedi mi? İstanbul Belediye seçiminin yenilenmesi kararı da, şekli de, yöntemi de yanlıştı.

Fatura kime kesildi? Sn Erdoğan’a değil mi?

Şimdi ikinci büyük hata ve yanlışı yaptırıyorlar.

Bu ülkede A. Ilıcalı, S. Sayan, M. Anlı ve daha başkaları bağış kampanyaları yaparken; haklı bir konumda kimi muhalif belediye başkanlarının, belde halkına yardım amaçlı para toplamalarına yasak koymak, hesapları bloke etmek nedir, biliyor musunuz?

AKP ve Sn. Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin intikamını alıyor demektir. Halk böyle algılıyor. Konya Büyükşehir Belediyesi toplarsa mesele yok öyle mi? Sn. Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı iken hiç yardım kampanyası yapmadı mı? Yaptı ise yaparken ne düşünüyordu?

Yanlış yapıyorsunuz beyler, hem de telafisi olmayacak yanlış. Aslında Türkiye genelinde bu kampanyayı devlete değil belediyelere yaptırmalı idiniz. Böylece şaibelerden de uzak kalırdınız. Sn. Erdoğan’a neden yanlış yaptırıyorsunuz? Bu karardan derhal vazgeçiniz.

Her yanlışın bir bedeli var. Bunun bedelini ileride hep beraber göreceğiz.

* * * 

Eskiden ülkenin bir bölgesinde bir deprem, yangın, sel gibi afat olunca, diğer bölgeler o bölgelerin yardımına koşardı.

Şimdi ise ülkenin her yanı ve her kesimi zorda ve aynı felaketi yaşamakta!. İşçi, çiftçi, köylü, şehirli, sağlıkçı, eğitimci kısaca beyaz yakalı da, mavi gömlekli de perişan.  Üretim yapan fabrikatör de.. O da, ürettiğini satamıyor.

Bu gibi hallerde halk, gelişmiş Batı ülkelerinde olduğu gibi devletini yanında görmek ister. Bu, onun en doğal hakkı değil mi?

Vatandaş yıllarca vergisini vermiş. Devletim kalkınsın demiş. Kara günümde yanımda olsun, bana babalık yapsın, korusun kollasın demiş. Haksız mı?

Yıllardır bu ülkeyi tüccar kafasıyla, itibardan taviz olmaz söylemiyle, devletin edinimlerini betona, lükse, saraylara gömen, “Batı bizi kıskanıyor, biz Avrupa’nın en güçlüsüyüz, IMF’ye borcu bitirdik, 5 milyar dolar da borç verdik” hamaset söylemleriyle ülkeyi yöneten zihniyet, vatandaşının yanında olması gerekirken, “Biz bize yeteriz” diyerek vatandaşı yanına çağırıyor.

Vatandaş işini, aşını kaybetmiş beyler. Elbette biz birbirimize yeteriz. Ama bizde de yok ki.

Bu yardım kampanyası da Sn. Erdoğan’a kurulan bir başka komplo mu? Yardım kampanyası, vatandaşa, devlet bitmiş, hazine sıfırlanmış algısı yaratmış olmuyor mu, anlamıyor musunuz? O maskeli İstanbul Kanal ihalesi de ne idi öyle? Bakan alındı ama, ihale neden iptal edilmedi? Hayal ile ülke yönetilir mi?

Gerçekleri söyleyenleri de, devlet karşıtı, kampanya karşıtı, hükümet karşıtı görmekten ve göstermekten de vaz geçiniz. Herkes en az sizin kadar ülke severdir. Unutmayınız.

Esen kalınız...