İpekböcekleri, çocuklar ve ergenler

Murat YAZAN

İpek böceklerinin kozadan kendi gayretleriyle çıkmaları beklenir. “Şu hayvancağıza yardım edeyim ipek iplikleri aralayayım” derseniz ona iyilik değil, kötülük yapmış olursunuz. Kozadan yardımla çıkan ipekböceği genelde çok yaşamaz. Aynını insanlara da uygulayabilirsiniz. Başarıya ve başarısızlığa giden yolun adımlarını kendimiz atmaz ve bunu kendi yerimize başkalarından beklersek yetişkinliğe ulaştığımızda “olgunlaşmamış” oluruz.

Bir insan için özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde başarı ve başarısızlık, yaşanması şart olan (Özellikle “gerekli” olan demiyorum. Şart olan diyorum!) duygu ve deneyimlerdir. Başarı özgüveni pekiştirip yeni adımlar atmak için cesaret kazandırırken,  başarısızlık insanları “başarısızlığın nedenlerini aramaya”, yeni stratejiler geliştirmek için düşünmeye ve alternatif yollar keşfetmeye sevk eder. Başarı da başarısızlık da değeri bilinirse başlı başına birer okuldur. Sosyal çevre ve aile bu anlamda birey için örnekler sunarken özellikle okuma alışkanlığı edinmiş çocuk ve ergenlerin daha zengin bir çözümler yelpazesine erişebildiğini görürüz. Kitap okumak muhakeme yeteneğini arttırdığı gibi, farklı olaylardan farklı örnekler ortaya koyarak daha önce düşünülmemiş yeni ufuklar yaratabilir.

Yakın zamanda popüler bir futbolcunun karıştığı skandalı hatırlarsınız. Kendisi evliyken başka bir aileyi rahatsız etti. Büyük olasılıkla futbol becerisini yaşamının odağına yerleştirdi, yaptığı transferler ve şöhretiyle “şişkin bir egoya” sahip oldu ve kendisini zihnen geliştirmeye gerek görmedi. Erken yaşta kazanılan para ve şöhret “hayatın bundan ibaret olduğunu sanan” biri için yeterli olabilir. Ve tüm hızlı yükselişler hızlı inişlerle sonlanır. Varoluşun diyalektik gerçekleri mevcut olanın karşısına “ayna görüntüsünü”, “aksini” yerleştirmekte bir an bile tereddüt etmez!

Her adımı “kendisi” olarak atmak insanın sahip olabileceği en büyük kazançlardan biridir. Veri toplarsınız, verileri değerlendirirsiniz, bir adım atarsınız, adımınız başarı veya başarısızlıkla sonuçlanır. Başarı kazandıysanız tadını çıkarır ve yeni adımlar için cesaret toplarsınız. Hamleniz başarısızlıkla sonuçlandıysa yukarıda ifade ettiğim gibi başarısızlığın nedenlerini arar ve yürüyeceğiniz yeni yola karar verirsiniz.

Her hangi yeteneğe sahip olursanız olun, hangi mesleğe yatkın olursanız olun, kozadan zamanından önce ve başkalarının yardımıyla çıkarsanız yolunuz bir yerde tıkanır. Elbette ipek böceği gibi ölmezsiniz ancak hayatın karşınıza çıkaracağı yeni zorluklarla baş etme gücünüz olmaz. Birileri olmaksızın adım atamaz hale gelirsiniz. Ya da kendiliğinden gelişen durumlarda doğru kararlar veremezsiniz. Aslında bu başarısızlıktan çıkarılacak dersler vardır ancak bunun ayırdına varamadığınız için yaşadığınız başarısızlığı sadece “kayıp” olarak görür, bundan da öfkenizi besleme yolunu seçersiniz.

Çocukluk ve ergenlik son derece önemli dönemlerdir ve bu zaman diliminde yaşayacağınız tecrübeler yetişkinliğinizi kökten etkileyecektir.

Bu yazıyı çocukların okumayacak. Belki ergenlerin bir kısmı okur. Zaten hedefim onlar değil, anne babaları ve çevrelerindeki yetişkinler.

Sosyoekonomik durumunuz ne olursa olsun çocuklarınızın kozalarını siz açmaya çalışmayın. Çok varlıklı ailelerin çocukları “çalışmasın ve zorluk çekmesin” diye onların yerine hayat planladıklarını gördüm. Çocuklar büyüdüğünde beklenenin aksine daha fazla ve daha çeşitli sıkıntılarla baş başa kaldılar. Detayları burada yazamam. Ya da varlıklı olmayan ailelere mensup özel yetenekli gençlerin hayatlarını sadece bu yeteneğe bağlayıp para ve ünün getirdiği sarhoşlukla hayata dair geri kalan değerleri görmezden geldiklerini, zihnen olgunlaşamadıklarına şahit olduk. Zihinsel gelişim her insanın kat etmesi gereken bir süreçtir ve her ne kadar sosyal varlıklar olsak da bu süreç biraz daha “kendi kendine” yürünmesi gereken uzun ve zorlu bir yoldur.

Tıpkı bebek ipekböceğinin uzun uğraşlardan sonra gücünün son kırıntısıyla kozanın son ipliklerini yırtıp çıkması gibi...