Gördüklerimiz göreceklerimiz!

Faruk YÜCER

Şimdiye kadar yazılarımda dini konulara girmedim.

Ama bu sefer iş değişti. Milli ve dini refleksim beni yazmaya mecbur etti.

Son günlerde hepimizi yaralayan ‘olamaz’ deyip isyanları oynadığımız olay!

Bir cemaat mensubunun  6 yaşındaki kızını evlendirmesi.

Aklım almıyor, beynim  zonkluyor, 'gerçek olamaz' diyorum ama maalesef gerçekmiş…

Elinde oyuncaklarıyla gelin olan bir sabi. Allah’ım sen aklıma mukayyet ol!

Baştan ifade edeyim. Ben İlahiyatçı değilim. İslam tarihine merakım nedeniyle temel eserlerin birçoğunu okumuş, birbirleriyle zıt görüşler sunan kaynakları da incelemeye çalışmış bir kişiyim.Özellikle bu tür eserler ilgimi çekti mukayese yapma imkanı buldum.

Ülkemizde yüzün üzerinde İlahiyat ve İslami İlimler Fakültesi, binlerce de İlahiyatçı Hoca var.

Nedendir bilinmez, direk İslam’ı ilgilendiren bir konuda bunlardan ses seda çıkmıyor. Birkaç kişi hariç. Adama sormazlar mı; "Arkadaş sizin göreviniz sadece sınıflarda ders vermek mi?"

Bu hassas konularla ilgili vatandaşı aydınlatmak gibi bir işleviniz yok mu?

Bir de Diyanet İşleri Başkanlığı var. Bir müddet sustuktan sonra sağ olsunlar; Açıklama geldi.

"Dinimizce rüşt yaşı 18’dir. Çocuk yaştakilerin evliliği kabul edilemez."

Ne güzel değil mi? Hepimizin duymak istediği de bu.

Ama başka şeyler de duymak istiyoruz. Örnek: Madem Yüce dinimizde evlilik yaşı 18 o halde Kur’an’dan sonra en önemli dini kaynak kabul edilen Kütüb-i Sitte, yani 'Altı Hadis' kitabı var. En tanınmış başta Buhari olmak üzere altı hadis alimi sahih olan hadisleri bu kitapta toplamışlar. Bir örnek vereyim: Buhari 600 bin civarında hadis toplamış elemiş bunlardan 4 bin civarındakini buraya almış. Diğerleri de öyle.

Cemaat ehline sorarsanız çocuk yaştaki evliliği, Peygamber Efendimizin eşi Hz. Aişe’nin bizzat söylediği RİVAYETE dayıyorlar. Hz. Aişe "Ben Peygamber’le 6 yaşında nişanlandım 9 yaşında evlendim" demiş. Rivayet bu. 1400 yıl önceki adı üstünde 'rivayet'. Bu konuda da değişik çok görüş var geçiyorum.

Diyanetimizin; En büyük Hadisci Buhari’nin Kütüb-i Sidde’deki, Mezhep İmamlarının, Fakih ve Fukahanın  Hz Aişe rivayetiyle ilgili  destek  görüşleri var, bunlarla ilgili bir hükmünü duydunuz mu?

Sadece bu değil, Kur’an hükümlerinin bile birbirine zıt açıklamalarını görüyoruz. Örnek Talak suresi 4. Ayet: Küçük yaşta evliliğe cevaz veriyor mu vermiyor mu?

İşte böyle çetrefilli konular ve görüşler bazı çevrelerce istismar ediliyor, kendi emelleri için kullanılıyor. Bu çevreler rant edinmek için 1400 yıl önceki Arap örfünü 'İslam' diye yutturup dümenlerine bakıyorlar. Sokaklardaki kıyafetlere bakınız. Cüppe, sarık, sakal vazgeçilmezleri. Tamam da İslamı yaşamak salt kıyafetle mi? Asr-ı Saadet ve Hulefa-i Raşidin döneminden 150-200 yıl sonra ortay dökülen riyavetlerden işinize geleni alıp işinize gelmeyeni görmezden gelmek mi? Hadi çadırda yaşayın! Son model mersedese değil, deveye binin. Dört hanım, cariye, köle meselesine hiç girmeyelim.

Aziz dostlar. İslamiyet hak, hukuk, adalet, güzel ahlaktır. Peygamberimiz "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" demiyor mu?

Allah; Kaf suresi 16. ayette "Ben sizlere şah damarınızdan yakınım" diyor. O halde bize Allah’ı tanıtmak İslam’ı öğretmek gibi görevler üslendiğini iddia eden şeyhlere, mollalara, gavslara ihtiyacımız yok.

Zira birtakım yanlış insanları, yanlış uygulamaları gören gençler, "İslamiyet buysa, Müslüman bunlarsa ben değilim" deyip Yüce dinimizden soğuyorlar. Deizm almış başını gidiyor.

Herkes aklını başına devşirsin! Hurafeden, Arap örfünden arınmış; akla, müspet ilme, çağdaş düşünceye kapı aralayan GERÇEK İslam neyse ifade edilsin, gereği  yapılsın. Artık böyle sapıklıklar görmek duymak istemiyoruz...