Fırat Çakıroğlu cinayeti iddianamesinde ilginç ayrıntılar

İZMİR Ege Üniversitesi'nde çıkan olaylarda, Ülkü Ocakları Eğitim Vakfı'nın Ege Üniversitesi sorumlusu Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nu öldürdükleri iddiasıyla 1'i tutuklu, 27'si tutuksuz 28 sanık hakkındaki

Savcı, Çakıroğlu'nu bıçaklayarak öldürdüğü öne sürülen Nurullah S. hakkında 'kasten adam öldürme', 'örgüt adına suç işleme', 'örgüt üyeliği', 'yaralama' suçlarından müebbet ve 69 yıl hapis cezası isterken diğer sanıklar için de 5-48 yıl arasında hapis talep etti. Sanıklar, adli tatilin ardından hakim karşısına çıkacak.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde formasyon dersleri alan karşıt görüşlü iki grup öğrenci geçen şubat ayında kavga etti. Kavgada Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi sorumlusu, Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun (23) yanı sıra, karşı gruptaki Nurullah S. (26) ve yine her iki gruptan 27 öğrenci yaralandı. Bacağındaki atar damarı kesilen Çakıroğlu, yaşamını yitirdi.

Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından değişik zamanlarda gözaltına alınan 28 sanıktan Sosyoloji Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Nurullah S., tutuklanırken, 27 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zeki Polat , 5 ay sonra düzenlediği iddianameyi 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne verdi.

Savcı Zeki Polat, 27 sayfadan oluşan iddianamede Çakıroğlu'nun 2014 yılı Ekim ayı içerisinde bazı sivil toplum kurulusları tarafından Ege Üniversitesi içerisinde Atatürk ve Bayrağa Saygı yürüyüşüne katıldığını, burada çekilen fotoğrafının pankart yapılıp kampüse asıldığı, sosyal medyada hedef gösterdildiğini vurguladı.

İLK KAVGADA DA DÖVÜLMÜŞ

Savcı Polat, Ege Üniversitesi Ülkücü Gençlik Temsilcisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun PKK/KCK sempatizanı öğrenci gruplarının öfkesini çektiğini, onların hedefi durumuna geldiğini belirtti. 18 Şubat'ta ders sırasında sınıfta yüksek sesle konuşma nedeniyle Çakıroğlu'nun arka sıralarda oturan karşıt görüşlü C.E., O.S., M.Ç, ve H.İ. tartıştığını, koridorda kavga ettiklerini belirten Savcı Polat bu sırada karşıt görüşlü öğrencilerin Çakıroğlu'nu darp ettiğini, ölenin arkadaşlarını kavgayı ayırdıklarını açıkladı.

PARK YASADIŞI ALAN OLMUŞ

Savcı Polat, ölüm olayının meydana geldiği Ege Kafe'nin yakınında, Edebiyat Fakültesi öğrenci giriş kapısının ön tarafındaki alanın, yasa dışı terör örgütü PKK/KCK gençlik örgütlenmesi olan YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik-Hareketi) üyeleri tarafından 'Hozan Serhat Alanı' adıyla etkinlik alanı olarak kullanıldığını vurguladı. Sözkonusu bölgeye “Bu fasist okula giremez" diye maktül Çakıroğlu'nun fotoğrafının bulunduğu bez afişin asıldığını, Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun da kendilerini ülkücü olarak nitelendiren, bir çoğu öğrenci olmayan 75 - 80 kişilik arkadaşıyla kampüse geldiğini, güvenlik kamerası incelemesinde bu grubun elinde herhangi bir sopa, kesici madde olmadığının görüldüğü vurgulanan iddianamede, grubun kampüse girişini üniversite özel güvenlik personelinin telsizle üniversite özel güvenlik amiri E.M.U.'ya bildirildiği belirtildi. Özel güvenlik amirinin durumu emniyet görevlilerine duyurduğu, bir motorize özel güvenlik personenin ise YDG-H taraftarlarının bulunduğu alana gelip Ülkücülerin kampüse girdiğini haber verdiği belirtildi.

Buradaki YDG-H standındaki öğrencilerin Ege Cafe'ye girerek diğer arkadaşlarına “Ülkücüler geliyor" diye haber verdiği, şüpheliler Nurullah S., M.D., S.Y., E.Y., C.B., B.T., C.B.K., C.D., H.A., M.Ç., S.S., Y.T., B.C., T.P. ve A.Y.'ın kafeden soda şişeleri alarak stant alanına gelip, parke taşları, ağaçlıklar arasından sopa, demir çubuk gibi aletleri çıkarıp öğrenci girişinde beklemeye başladıkları bildirildi.

BİR PROFESYONEL GİBİ BIÇAKLADI

Saat 16.54'de şüpheli Nurullah S.'nin taş ve soda şişesini okuldan çıkan Ülkücü gruba fırlatınca kavganın başladığı belirtilen iddianamede bu sırada Çakıroğlu'nun elinde her hangi birşey olmadığı, ancak arkadaşlarının elinde kesici ve delici alet olduğu vurgulandı. Kafeye doğru kaçan Nurullah S.'nin mutfaktan aldığı ekmek bıçağıyla Çakıroğlu'nu iki bacağı, kasık ve göğüs boşluğundan olmak üzere 5 yerinden yaraladığı belirtilen iddianamade, "Maktülün vücudundaki bıçak darbelerinin sırası ve vurma noktaları, şüpheli Nurullah S'nun bu konuda daha önceden eğitim aldığına, profesyonelce davrandığı kamera kayıtlarında da gözlenmiştir" denildi.

İddianamede Çakıroğlu'nun yaralıyken kendisini Nurullah S.'nin bıçakladığını söylediği, bunun diğer kriminal incelemede de belirlendiğini belirten Savcı Polat, üniversitede PKK/KCK sempatizanı olarak bilinen zanlının kendi tedavisi yapılırken olayda kullandığı bıçağı ambulansa düşürdüğünü de belirtti.

28 SANIĞA DAVA

Savcı Zeki Polat, 1'i tutuklu 27'si tutuksuz sanık hakkında "Kasten adam öldürme , örgüt adına suç işleme, örgüt üyeliği, yaralama ve suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçlamasıyla müebbet ve 5 - 69 yıl hapis cezası istemiyle hazırladığı iddianame 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davanın tek tutuklu sanığı Nurullah S., “Kasten adam öldürmek, örgüt adına suç işlemek, örgüt üyeliği ve yaralama suçlarından mübebet ve 69 yıl, diğer 27 sanık ise “Suç dellilerini yok etmek, gizlemek veya değiştirmek ve yaralama" 5-48 yıl arasında hapis istemiyle dava açıldı.

Sanıklar arasında yeralan kafe sahibi F.Y.'nin olaydan sonra bıçaklanma görünlerini kaydeden işyeri güvenlik kamerasının bağlı olduğu bilgisayarın harddiskini kırdığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'ndan gelen raporda herhangi bir görüntünün kurtarılamadığı de iddianamede yeraldı. Kafe sahibi F.Y., hakkında da 5 yıl istendi.

İzmir Milliyetçi Avukatlar Grubu Başkanı avukat Mehmet Bahadır Akyüz de açılan dava ile ilgili basın açıklaması yaptı. Davaya müdahil olacaklarını söyleyen Akyüz, "Fırat Çakıroğlu, okulda teröristlerin faaliyetlerine göz yuman hatta bizzat destek veren yöneticileri önce sözlü olarak sonrasında ise yazılı olarak uyarmaya ve sesini duyurmaya çalıştı. Karşılığında ise birçok PKK yayın organı ve sosyal medyada isim verilerek hedef gösterildi. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi sözü geçen gruplarca 'Kürdistan Toprağı' diye anılır hale gelmiştir. Bu dosyayı merhumun ailesi ve sevenleri ile Türk Milliyetçileri adına Grubumuz sonuna kadar takip edecektir" dedi.