Ekrem İmamoğlu: Kanal İstanbul, bir "BUKALEMUN" projedir!

İYİ Parti, Haliç Kongre Merkezi Galata Salonu’nda "Kanal İstanbul Projesi ve Ardındaki gerçekler" konulu panel düzenledi. Panelde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı.

İYİ Parti, son dönemin en büyük tartışma konusu olan Kanal İstanbul ile ilgili bir panel düzenliyor. "Kanal İstanbul Projesi ve Ardındaki Gerçekler" isimli panelde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam ve Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu konuşacak. Panelin moderatörlüğünü ise İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ahat Andican yaptı. Panele İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de katıldı.

BUĞRA KAVUNCU: “BU PROJEDEN VAZGEÇİN”

Kanal İstanbul Panelinde konuşan İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, AKP iktidarının projede ısrarcı olmasının sebebinin rant olduğunu belirterek, “ İçinizde zerre kadar merhamet kaldıysa zamanında söylediğiniz ‘Biz İstanbul’a ihanet ettik’ sözünün samimiyseniz gelin iktidarınızın sayılı günler kaldığı şu dönemde bu projeden vazgeçin” dedi.

Buğra Kavuncu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

“Aslında Kanal İstanbul konusunu yapıldığı zaman ne zararlar vereceğinden çok neden bu projeye ihtiyaç var, neden bu proje yapılmak isteniyor çerçevesinde değerlendirdiğinizde muhataplarından cevap almak çok güç.

 Neden bu kanalı yapmak istiyorsunuz diye sorduğunuzda alacağınız tek bir cevap var, o da belli çevrelere sağlanmak istenen rant. Biz bu ülkeyi önemsiyor ve seviyoruz bu yüzden bu kanalın yapılmamasını istiyoruz. Peki siz kimi seviyorsunuz ve önemsiyorsunuz da bu kanalın yapılmasını istiyorsunuz. İçinizde zerre kadar merhamet kaldıysa zamanında söylediğiniz “Biz İstanbul’a ihanet ettik” sözünün samimiyseniz gelin iktidarınızın sayılı günler kaldığı şu dönemde bu projeden vazgeçin.”

AHAT ANDİCAN: “AKP, MEDYA GÜCÜYLE GEREKLİ BİR PROJE GİBİ GÖSTERİYOR”

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ahat Andican ise İYİ Parti olarak Meclis’e Kanal İstanbul’un yararları ve zararlarının tespit edilmesi için verdikleri önergenin AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildiğini belirterek şunları söyledi:

“Türkiye, AKP genel başkanı tarafından Türkiye’nin başına musallat edilen bir bilinmezlik projesi ile karşı karşıya. Bu proje İstanbul’un tarihine, ekosistemine İstanbul halkına, Türk ekonomisine, Türk siyasetine ve Türk milletinin geleceğine bir ihanet projesi olduğunu iyi parti olarak gündeme getirdik. Daha sonra İYİ Parti olarak projesinin yararları ve zararlarını görüşülmesini üzerine TBMM’ye bir soru önergesi verdik. AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi. AKP iktidarı saray borazanı hale getirdiği medya gücünü kullanarak Türkiye’ye gerekli bir proje olarak projeye gündeme getiriyor. Söz konusu gerekçeleri yalanları bugün burada ifşa edeceğiz.”

“DARBEYİ ENİŞTESİNDEN ÖĞRENEN BİR CUMHURBAŞKANINA…”

Andican daha sonra Deniz Ticaret Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı İstanbul Boğaz’ından geçen gemi sayılarını paylaşarak “gördüğünüz üzere gemi trafiğinde sürekli bir düşüş var” dedi. Andican, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Sayın Bakan dedi ki “Kanal İstanbul trafiği çok yoğunlaştı, bunu yeğenimden öğrendim. Yeğenim eskiden 15 dakikada karşıdan karşıya geçerken şimdi 30 dakikada geçiyor” dedi. Geçen bir gazeteci arkadaşım aradı ona dedim ki “darbeyi eniştesinden öğrenen bir Cumhurbaşkanı’na böyle bir Ulaştırma Bakanı yaraşır.

CEMAL SAYDAM: “PROJEYİ YAPARSANIZ MARMARA ÖLÜR”

Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam, Kanal İstanbul panelinde yaptığı konuşmada, projenin yapılması durumunda Marmara Denizi’nin öleceğine dikkat çekere şunları söyledi:

“ÇED raporunda kullandıkları debiler yanlış bir kere. Çok kırılgan bir sistem var. Bu projeyi yaparsanız Marmara ölür. 2011’de ne söylediysem aynısını söylüyorum. Bilimle konuşuyorum. Ben 67 yaşından dolayı iki sene önce emekli oldum, biri bana gel anlat dese gidip anlatacağım zorundayım. Bir kişi çağırmadı beni ama doğrulardan kaçıyorlar. Herkes alacağı üç kuruşun peşinde. Bu projeyi anlatan öven başka Profesörler de ben de şöyle diyorum gemi var gemicik var. Bu projeye olumlu görüş veren bilim adamlarıyla beni bir araya getirin oturup konuşalım. Eğer ben bilmiyorsam öğrenirim bu ayıp değil. Ama bilmiyorlarsa da memleketin başına bu garabeti açmasınlar.”

EKREM İMAMOĞLU: “İNSANIN UYKULARI KAÇIYOR”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, AKP iktidarının Kanal İstanbul’u 2011 yılında açıkladıktan sonra rafa kaldırıp, yıllar sonra yeniden gündeme getirmesine dikkat çekerek, “Karadeniz, Marmara, Ege arasındaki ilişkinin bozulmasındaki ortaya çıkacak travmayı gördüğünüzde insanın uykuları kaçıyor” dedi.

İmamoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

“Bu etkinliği düzenleyen herkese İstanbul adına teşekkür ediyorum. Hocalarımızı dinledik, Karadeniz, Marmara, Ege arasındaki ilişkinin bozulmasındaki ortaya çıkacak travmayı gördüğünüzde insanın uykuları kaçıyor. Bunlar gerçekler ben biraz daha farklı açıdan bakmak istiyorum. Zira 2011 yılında seçime 1 hafta kala bu konuyu kötü bir animasyon filme bu konuyu gündeme getiren iktidar partisi o günden bu yana konuyu rafa kaldırdı hiç bahsetmedi. Bahsetmediği gibi bir bilgi alışveriş ortamı da yaratmadı. Bugün konuşulması bizim için çok önemli bir kazanç. Son yaptığımız araştırmalarda bu konuda toplum bilgi sahibi olmaya başladı. Toplumun derin konuları var yoksulluk, işsizlik ekonomik problemler varken. Bütün bunlar varken biz kanal İstanbul projesini yapıyoruz diye bir bakan ortaya çıktı. Biz de bunu İstanbullu ile paylaştık. Durun niye yapıyorsunuz neden yapıyorsunuz diye.”

“BU PROJE, HER RENGE GİRİYOR”

“Vatandaş bu projenin fayda ve zararlarını gördükçe bu projeye asla onay vermediğini araştırmalardan elde ettik. Yapacağız da yapacağız tavrı var, ÇED raporu askıya çıkıyor, itirazlar ediyoruz. İtirazlar yok sayılıyor ve rapor onaylıyor. Beni ikna etmenize gerek yok bilim dünyasını ikna edin yeter. Akıl ve bilim net tavrını ortaya koydu ama. 2015 seçimlerinde bu konuya girmediler hiç, yerel seçimlerde bu konuda zerre cümle yok. Dünyada sükse yapacakları bir proje ama 31 Mart’ta sessiz kaldılar. Seçimden sonra kazmayı vuruyoruz diye ortaya çıktılar. Ben bu projeye bukalemun proje diyorum her renge giriyor bu proje.”

Projenin şimdi nasıl tanımlandığına baktım döndüm 2011’de ne anlattıklarına baktım hiçbir açıklama birbirine uymuyor. Bugünün neresiyle uyuşuyor bulamadım. Dedim ki sayın cumhurbaşkanına o dönem başka bir proje anlattılar. Bu proje o proje değil. İsyan ediyorum, bu isyanımı milyonlar hemşerim duyuyor onlar da isyan ediyor. Bu süreci akılla, bilimle sağ duyuyla hukuka dayalı olarak bu projeyi çeşitli girişimlerle ortaya koyarak mutlaka engellemeyiz diye düşünüyorum.”

316 BİN KİŞİ YERİNDEN EDİLECEK”

“ÇED raporuna itiraz edeceğiz. Şu anda 100 binlik planlar askıda bu planlar bir kentin değişmez kurallarıdır. Bu iş kapalı kapılar ardında yapılmaz, bir proje ofisi tarafından yapılmaz, kamuoyuna açık yapılır. 100 binlik plan basit bir konu değildir. Buna da itiraz edeceğiz ben ettim. Hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanmalıyız. 19 mahallede 6 ilçede insanlar yerinden edilecek toplam 316 bin kişi. 316 bin kişiyi yerinden ediyor ve taşıyorsunuz. Asıl kıyamet burada kopacak. Oradaki toplum bunun farkında değil."

“ŞEHRİN SU KAYNAKLARI YOK EDİLİYOR”

Kanal İstanbul bu şehrin su kaynaklarını yok ediyor. Terkos, Sazlıdere, Küçükçekmece gölü bu projeden etkilenecek. 850 bin metrekarelik doğal SİT alanı yok olacak. 14 milyon metrekarelik arkeolojik, 2 milyon metrekarelik karma SİT alanını yok ediyor. Binlerce yıldır var olan coğrafyayı yok ediyoruz geri dönüşü yok.

Çok değerli SİT alanları da bir hafriyat yığınına dönüştürüyor. Buradaki yığın, Güngören, Bağcılar, Esenler bu üç ilçenin 30 metre daha yükseldiğini düşünün. İşte hafriyatın büyüklüğü. Bu büyüklükler ÇED raporunda belirlenen hafriyata göre. Ben mesleki yaşamıma göre diyorum ki 1.5 2 ile çarpın. Yanılacağımı da düşünmüyorum."

“İNSANLARIN SIRTINA YENİ YÜKLER YÜKLÜYORSUNUZ”

"2011 seçimlerinde bir tarif var, diyor ki “Süreç içinde maliyet açısından bazı değişikliklere uğraması son derece tabiidir.” Kapı aralık burada. Sadece 1 hafta arayla bir taraf 5 milyar dolar kar diyor bir taraf 6.5 milyar dolar. Arada 1.5 milyar dolar fark var, aynı hükümetteki iki insan diyor bunu. Kanal İstanbul’un hükümet ağzıyla ifade edilen maliyeti 100 milyar lira. Vatandaşa ek 100 milyar lira daha bir ek vergi demek. Her 3 gençten 1’i işsizken, işsizlikten insanlar kırılıyorken, çözmemiz gereken başka sorunlar varken. Siz insanların sırtına başka bir yük koyuyorsunuz."

“PROJEYE HARCANACAK PARAYLA 9 TANE MARMARAY YAPILIR”

“Bu projeye harcanacak parayla 9 tane Marmaray yapılır. Bakın Kartal’da bina yıkıldı canlarımızı kaybettik. Oradaki bir adanın dönüşümü bile 1.5 2 sene sürdü. O alanın tamamında hareket etme konusunda bütçe sıkıntısı çekiyorlar. Küçücük bir mahalleden bahsediyorum. Bütün İstanbul’un deprem sorununu ortadan kaldıracakken İstanbul’a böyle bir yükü reva görüyorsunuz niye yine betona gömeceksiniz İstanbul’u. Sürecin sonunda maliyet olarak yanılacaksınız. Tahminde bulunuyorum burada. Bu projeyi yaptırmayacağız onu söyleyeyim.

Daha vahim bir tablo… Bu köprüler bir derenin üstünden geçmeyecek. Sadece büyükşehire sen yapacaksın dedikleri projelerin toplamı 23 milyar lira 23 katrilyon. Bize 8 tane metro projenin 6’sını durmuş şekilde verdiniz. Metroyu yapamadınız. Biz bu şehre yatırım yapmak istiyoruz. Bu kadar paranız varsa bütün İstanbul’un bütün metrolarını bitirebiliriz. Yapılmayanları demiyorum hepsini diyorum. İstanbul’a çağ atlatırız.

"Sayın Cumhurbaşkanı 8 milyar dolar, Ulaştırma Bakanı 5 milyar dolar gelir bekliyorum diyor. Birbirinden ifadeler var. Ya bu çocuk oyuncağı değil, hem 15 milyar dolara mal edeceğim diyeceksiniz bir 5, bir 8 milyar dolar kazanacağım diyorsunuz. 2 yılda parayı cebe koyuyoruz, buna kimse inanmaz. Zaten inanılmayacağını verilerle açıkladık."

“30 MİLYON METREKARE ARSAYI ALANLAR…”

"Bu arada biz muhalif düşünceye sahip 20’ye yakın düşüncesini ifade etmiş insanı da bu çalıştaya ısrarla davet ettik. 7-8 kişi kabul etti önce bir gün kala katılmayacaklarını ifade ettiler. Hükümetin tüm ilgili kurum/kuruluş yetkililerini davet ettik. Hiçbirisi katılmadılar. 30 milyon metrekarenin üzerinde bir arazi el değiştirdi burada. Sayın Bakan ‘tek bir metrekare arsa hareketi olmamıştır’ dedi. Ben yalanlama bekliyordum hiçbir yalanlama gelmedi. Sayın Cumhurbaşkanı dün dedi ki ‘Kimin oradan arsa alıp almadığı bizi ilgilendirmez” diye cevap verdi. Toplam arsa hareketi Bayrampaşa, Beyoğlu, Gaziosmanpaşa bütün bunların toplamı kadar büyük bir arsa hareketi var. 30 milyon metrekare arsayı alanlar hayatlarını buraya adamış mecburlar. Ama biz Kanal İstanbul’a asla mecbur değiliz. Vatandaş bu işi kabul etmiyor. İsraf düzeninden beslenenlerden biz yönetim olarak kapıları kapadık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde artık kimse israf düzeninden beslenemiyor.İsraf düzenine alışmış, isteyen insanlar Kanal İstanbul'a mecbur biz değiliz."

"ŞEHRE BU KÖTÜLÜĞÜ YAPMANIZA FIRSAT VERMEYECEĞİZ"

"Biz teknoloji bağımlısı bir ülkeyiz, insanlar üretiyor biz tüketiyoruz. Teknoloji Bakanı bunu çözeceğine ‘çöp dağlarını çok iyi hatırlıyormuş’ o yüzden kanalda kanal diyor. Biz iyi yapılan her şeyi alkışlıyoruz zaten. Bu şehre hizmet etmiş herkesten iyi yaptıkları şeyler için Allah razı olsun. İnşallah, İstanbul bu kanal tartışmasından el birliğiyle kurtulacaktır. Çağrı yapıyorum bu işe imza attırılan insanlar olabilir, gelin bir daha düşünün, vicdanına sesleniyorum. Bu yanlıştan siz dönün sizi millet döndürmesin. Bu insanların feryadına kulak verin. Bu eşsiz şehre geri dönüşü olmayan bir ihanete kalkışmayın. Sizin bu şehre bu büyük kötülüğü yapmanıza fırsat tanımayacağız."