ÇİFTÇİ BORÇ EKİYOR HACİZ BİÇİYORSA

Nazım PEKER

Türkiye’de iyi giden ne var bilmiyorum; eğitim sürünüyor, sağlık imdat diyor, dış politika feryatlarda, ekonomi kan ağlıyor, işsizlik intihar ettiriyor vs, vs.

                Türk çiftçisi perişanları oynamakta; ekim yapılmayan toprak, bir İsviçre büyüklüğünde imiş.

                31.10.2006 da çıkarılan 5553 sayılı “TOHUMCULUK YASASI” ve 08.01ç2004 de çıkarılan 5042 sayılı “TOHUM ISLAHÇI HAKLARININ KORUNMASI” yasaları Türk tarım ve tohumculuğunun köküne kibrit suyu dökmüş ve Türk tarım ve tohumculuğunu ülke genelinden adeta silmiştir.

                Eğer biz bugün et, ot, saman, fasulye, biber, mercimek, nohut, karpuz vs. ithal ediyorsak bunun nedenlerini bu iki yasa ile hükümetin Türk tarımına gereken önemi vermediği içindir.

                Bugün Türk çiftçisi oldukça zordadır. Girdi fiyatları almış başını gitmiş. Yatlara verilen ucuz mazot neden çiftçimize verilmiyor? Neden Türk çiftçisi gerektiği şekilde desteklenmiyor?

                Amaç ne?

                Öğrendim ki, çiftçimiz son yıllardaki borçlanmasının ya da kredi kullanma tercihinin % 8 ‘ini Türk Kamu bankalarına( Ziraat, Halk ve Vakıfbank) yaparken % 48’ini de yabancı bankalara yapmış durumda imiş.

                Ne var bunda diyebilirsiniz! Ama unutmayınız ki, Türk bankacılık sisteminin % 70’e yakını yabancı sermayenin ve yabancı devletlerin eline geçmiş vaziyettedir: Hollanda’dan Yunanistan’a, Vatikan’dan Katar’a, Ürdün’den BAE’ne kadar.

                Çiftçimiz son yıllarda ekimden hızla uzaklaşmaktadır. Ürettiği ürünün fazlasını adı geçen yasalardan dolayı pazarda serbestçe satamamayla karşı karşıyadır. Yozgat’ ta bir çiftçimiz bu yüzden ceza almıştır.

                Çiftçimiz, yabancı bankalara öylesine borçlanmışlar ki ya da bir başka deyişle bu yabancı bankalar, çiftçimize cazip olanaklarla kredi vermişler ki, nedenini sorgulamak gerekiyor.

                Neden acaba?

                Köylü tarlasını kaçıramaz.

                Ödenmeyen borç için banka haciz işlemi başlattığında ne olacak? Çiftçinin atasından babasından kalma toprağına el koyacak, tapuda toprak kaydı değişecek.

                Böylece bankacılık ve Türk finans sisteminin % 70’den fazlasını ele geçiren yabancı sermaye, Türk tarım alanlarını da ele geçirmiş olmayacak mı?

                Durumun vahametini kavrayabildiniz mi?

                AKP hükümeti çiftçiye destek amacıyla: 18.04.2006 tarih ve5488 sayılı çıkardığı TARIM KANUNU’nu neden tam olarak uygulamıyor?

                Çiftçiye verilmesi gereken genel bütçenin % 1 destek tam olarak neden verilmiyor?

                Amaç Türk tarımcılığını ve Türk çiftçisini bitirmek mi? Bu devran böyle gitmez. Tez zamanda Türk tarım alanları yabancıların eline geçmek üzere.

                Bakınız beğenmediğiniz Atatürk'ün çıkardığı bir kanun: İcra İflas Kanunu Madde 82/4:"Borçlu çiftçi ise, kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer teferruatı ve tarım aletleri haczedilemez..."

            Ne yazık ki Türk çiftçisi, son yıllarda: Borç ekip, haciz biçer hale gelmiştir.

            Arabanız ne kadar modern ve konforlu olursa olsun, deposuna yakıt koyamadığınız sürece modern bir kümesten farkı yoktur.

            Bilmem anlatabildik mi?

            Esen kalınız.                                                                                 Nazım PEKER

            NOT: Türk çiftçisi bütün bunlarla uğraşırken bir de KURAKLIK tehdidi başlamıştır.