Bu seçimin kazananı varlık kuyruğundakiler

Neşe DİLEKÇİOĞLU

Seçimler demokratik ülkelerde en değerli en vazgeçilmez ögedir.

Bir oy bir oy mantığı, vatandaşın kendini değerli ve önemli hissetmesi için elbette sayılmalı ve sandığa yansımalıdır.

Durup durup bir daha sayılması,kendini önemli ve değerli hisseden vatandaşın oyunun denetlenmesi adına elbette gereklidir.

Ancak hukuk sisteminde sandığa yansıyan oyların çifte standartla sadece iktidara yansıması diye bir kural yoktur.

Hak, hukuk, adalet, sadece 'hep bana rabbenâ' diyenler için işlemez.

Muhalefetin itirazına 'hayır', iktidarın itirazına defalarca 'evet' denilmesi asıl seçimlerin üstüne şaibe getirir.

Sonuçta kazanana kadar oyların sayılması, seçimlerin yenilenmesi diye bir şey, hukuk sistemimizde yoktur.

Kabul etmek  gerekir ki seçim sonuçlarının iktidarın aleyhine olması sürpriz değildir.

İşte bunu kabul edemiyorlar.

Oysa ülkemizde varlık kuyruklarının sandığa gittiklerinde varlıklarını ortaya koymaları, ucuz patates soğan alarak, varlıklarının üstüne varlık eklemeleri beklenirdi seçimlerde mantık olarak.

Öyle değil mi?

Yok öyle olmadı. 

Varlıklı olmak yerine var olduklarını, 'buradayız' diyerek yansıttılar sandıklara.

Oysa refah içinde yaşıyorlardı.

Ucuz sebze alarak bütçelerini kâra geçiren halk, neden sandıkta bir ders vermeyi gerekli gördüler iktidara, işte bunu anlamlandıramıyorlar.

Habire oyları saymaları, 'yatcaz kalkcaz, yatcaz kalkcaz, yazcaz kalkcaz hooop' demeleri bu yüzden.

Üstüne basa basa  söyledikleri Milli iradenin değişebileceğini akılları bir türlü almıyor.

İki traktörü olan köylü bir o kadar gelirden pay, bankalardan düşük faizle kredi alarak ektikleri ürünlerinin ellerinde kalmadan tüketiciye aracısız ulaştırdıkları halde, neden kulak çekerler ki?

Anlamakta zorlanıyorum...

İkinci yarı da, yok yok üçüncü çeyrekte ekonomi düzelmişti. 

Alınan önlemlerle dolar düşmüştü.

Türbülans olacak elbette ekonomide.

Fiyatlarda güncellemeler de olur, bunda ne beis olabilir ki?

Akıllı telefonunuz bile kendi kendine güncellenmiyor mu?

Hiç bir uçak havada kalmaz ki sonuçta.

'Kemerlerinizi bağlayın inecez işte sağ salim' diyor ekonomiden sorumlu bakan, daha ne istiyoruz ki?

Parmakla gösterilen gelişen bir ülkeyiz.

Anlaşılan o ki halk türbülansı, fiyatlardaki güncellemeyi anlamadı ve sevmedi.

Kabullenmek lazım.

Halkın iradesine baskı kurulamaz.

Bunu istemiyor muydunuz?

Tamam işte bu seçimde halkın iradesi baskın geldi sandıkta.

Eyt liler bas bas bağırdı mitinglerde, provakasyon yapmayın, dinleyin alkışlayın dediniz, mazlumun sesini kıstınız.

Onlarda ALLAH ın mazlumun yüksek seslerini sevdiğini  bildikleri için sandıkta seslerini yükselttiler.

İstediğimizi karşılamadı deyip, dönüp dönüp itiraz ettiğiniz sandıklardan istediğiniz sonuç çıkmaaaz.

Gelin kabul edin Milli iradeyi.

Geçersiz olan oy değil.

Nasıl desem alınmazsınız bilmiyorum ama kabul edin ki zorlansanız bile, ilk defa yenildiniz.

İlk defa biz kazandık.

İmam eşliğinde, yavaş yavaş yolun sonu görünüyor.

Aşağıdan yukarıdan tekrar tekrar saydırsanız bile değişmiyor sonuç.

Yolun sonu görünüyor.

Ununuzu elediniz, eleğinizi asmakta sıra.

Seçimleri yenileseniz bile yenilgi kaçınılmaz görünüyor bu yolun sonunda.

Kabul edin zorlansanız da.

'Zillet, illet' dediğiniz, 'topal ördek' dediğiniz, teröristlikle suçladığınız Millet İttifakı kazandı...

Bu kadar hakarete kim sessiz ve kayıtsız kalırdı ki?