Boğaziçi Üniversitesi

Nazım PEKER

Üniversiteler bilim yuvasıdır. Öyle de olmalı ve kalmalılar. Üniversitelere rektör atamaları eskiden, her üniversitenin akademisyenlerinin katılımıyla yapılan oylama sonucu ilk üç sıraya giren Rektör adaylarının YÖK tarafından Cumhurbaşkanına sunulması ve Cumhurbaşkanının da atamasıyla olurdu. Burada da haksızlık vardı. En düşük oyu almış 3. sıradaki aday rektör atanabilmekteydi.

Ama her üniversitenin kendi akademisyeninden olması bir gereklilikti.

AKP her kurum ve kuruluşun yapısıyla oynadığı gibi rektör seçimlerinin de yapısını değiştirdi. Şimdi üniversitelere rektör adaylığı için müracaatlar yapılıyor. YÖK’de bunları Cumhurbaşkanına sunuyor. Cumhurbaşkanı da atamayı gerçekleştiriyor.

Ülke; Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile yönetilmekte. Sn. Erdoğan aynı zamanda AKP’nin de Genel Başkanı. Yani siyasi bir kimliği var ve tarafsız değil.

Tarafsız olmayan bir cumhurbaşkanının atadığı rektör, vali, emniyet müdürü, büyükelçi, yargı mensubuna tarafsız denilebilir mi?

Köklü ve saygın üniversitelerimizden biri olan Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan Prof. Dr. Sn. Melih BULU, üniversite de kabul görmedi. Öğrenciler ve akademisyenler isyanda.

Haklı olarak:

“Biz, atanmış, kayyum rektör istemiyoruz, üniversitemizden seçilmiş rektör istiyoruz” demekteler. Bunun neresi kötü?

Amaç, eğitim kurumunu siyasallaştırmak ve bilimden uzaklaştırmak mı? Sn. Melih BULU bu atamayı gönül huzuru ile nasıl kabul edip o koltuğa oturacak? Kaldı ki AKP, Sn. BULU’yu ne vekil yapmış ne de belediye başkanı. Belli ki Sn. BULU kullanılacak.

Bu dışarıdan atama, üniversitedeki değerli akademisyenlere bir hakaret sayılmaz mı?

Üniversite de hiç mi AKP sempatizanı akademisyen yoktu ki de dışardan bir atama gerçekleştirildi?

Son atamalar gösteriyor ki AKP’ye, bilim adamından ziyade benim adamım gerekli imiş. Üniversitelere atanan pek çok rektörün uluslararası, yayımlanmış bir tek makalesinin olmadığı da, çoğunun da AKP’den mv. olduğu ortaya çıktı.

İlimden uzaklaşan eğitim kurumları, liyakatsız ellerde dünya üniversiteleri ile yarışmada nal toplamaz mı?

İstenen bu mu?

Cahil kalmış bir toplum, cehalete teslim olmuş bir nesil mi?

Cumhurbaşkanının bu atamayı iptal etme olasılığı var mı?

Hiç sanmıyorum. Sn. Cumhurbaşkanı yaptıklarının, doğru olduğuna inanmakta!.

İnsan fıtratı, doğru yaptığından geri adım atmaz.

Pek çok hukuk fakültesine de, hukukçu olmayan rektör atanmıştı. Hukuk fakültelerinin sesi soluğu çıkıyor mu?

İstenen bu ise kalkınmışlıktan, çağı yakalamaktan, reformlardan bahsetmek suya yazı yazmak gibidir. Ya da davulcu yellemesi gibi!.

Görelim Mevlâm neyler, neylerse güzel eyler.

Esen kalınız.