Bir telaş... bir telaş...

Hülya SEZGİN

Bu günlerde bir telaş, bir telaş içindeyim ki sormayın... Mordoğan'da yazlık evimdeydim ya... Eşim her hafta sonu Cuma günü geliyor, Pazartesi sabah kahvaltıdan sonra İzmir'e dönüyordu. Eee adamın işi var... çalışıyor... Ben emekli... Köpeğim efe ile hafta içi orada yalnız kalıyorum. Bol bol resim yapıyorum... Denize giriyorum... Arkadaşlarımla yarenlik ediyorum... Adı üstünde tatil...
 
Geçtiğimiz hafta seçim için İzmir'e geldim. Vatandaşlık görevimi yerine getirdim. Hemen arkasından otobüsle Mordoğan'a dönmeye ne gerek var? Kaçmıyor ya, bu hafta İzmir'de kalayım dedim. Çünkü yapmam gereken işlerim var...

Dişlerime çok önem veririm. “En iyi takma diş bile kendi dişin gibi olmaz” diyenlerdenim. Hiçbir dişim çekilsin istemem. Yirmi yaş dişlerim bile durur. Çürüse bile çektirmem dolgu yaptırırım. Gittiği yere kadar gitsin derim. Çünkü diş çekilip de yerine yenisi yapılmazsa diğer dişler zamanla o yana doğru boşluğa kayıyor ve araları açılıyor. Kötü bir görüntü oluşuyor... Iıı-ıh!.. İstemem... Ramazan başında işte bu yirmiliklerden birinin dolgusunun bir yanı düşmüş. Oradan hava aldığı için sızlıyordu. Bir türlü İzmir'e gidememiştim. Ama onarım faktörü olan iyi bir diş macunu ile de fırçaladım hergün...

Neyse işte bu yüzden ilk iş dişçiye gittim. Çok şükür düşen dolgu dışında bütün dişlerim sağlam. Güzel bakmışım... Dişçimden bir de “aferin” aldım. Eski dolgu söküldü, yerine yenisi yapıldı...

İkinci gün ise farklı bir şey bekliyordu beni, bir iş görüşmesi. Bizim İzmir'i bilenler bilir. Bir Alsancak semti vardır. En hareketli yerlerden biri. Burada Kıbrıs şehitleri caddesine açılan bir sokakta Afrodisias Sanat Merkezi var... Sahibi Prof.dr. Ali Küpelioğlu. Ali beyi diğer yazılarımı okuyanlar anımsarlar.  Hani geçen ay Karacasu'da  Dandalos Hotel-Küpelioğlu Konağı'nda bir resim çalıştayı düzenlemiştim... İşte oranın da sahibi... Bana Afrodisias Sanat Galerisi'nin yönetimini teklif etti. Ben de sevinerek kabul ettim. Çünkü resim yapmayı da sanatla ilgilenmeyi de seviyorum.

Eh patronum derseniz... ailece tanıdığım sevip, saydığım kimseler.
Neyse işte ikinci gün Ali beyle görüştüm. Neler yapabiliriz? Neler yapmalıyız? Bir bir konuştuk... Allahım bende bir heyecan, bir heyecan... İçim pır pır... kelebekler gibi... kafamda yapacağım projelere ilişkin kırk tane tilki... kuyrukları birbirine deymiyor... O derece yani... Yalnızca resim ya da heykel vb. sergilenen bir galeri olsun istemiyorum. Çeşitli sanat etkinlikleri de olsun... ne bileyim... kitap imza günü de olsun... söyleşiler de... şiir dinletileri de...

Zaten güzel bir sanat merkezi. Çeşitli kurslar veriliyor. Mozaik kursiyeri arkadaşlar bir mozaikler çalışmışlar, bayıldım... Fotoğrafçılık kursu da var... resim kursu da...

Sosyal medyaya bayılıyorum. Doğru düzgün, kuralına göre hareket ettiğiniz zaman sayısız faydaları var. Ben öyle kullanıyorum... Öyle kullanmayanları ise anında arkadaşlıktan siliyorum. Gene öyle yaptım. Hemen bütün ressam ve sanatsever arkadaşlarıma duyurumu yaptım. Sergi takvimim şimdiden dolmaya başladı bile...

Yani anlayacağınız bundan sonra çook çalışmam gerek çook!.. Allah utandırmasın diye duamı edip “Bismillah” deyip giriştim işe...

Hepimize hayırlı, uğurlu olur inşallah...

Sanat merkezimizin “Aphrodisias Sanat merkezi” facebook sayfasını beğenirseniz bundan sonra tüm etkinlik ve bildirilerimizden haberdar olabilirsiniz...
https://www.facebook.com/aphrodisias?fref=ts

Hülya Sezgin/hulyasezgin@hotmail.com