Bana 'Bak-Kinsey'!

Murat İDE

Tayyip Erdoğan ve damadı, devletiin denetimini Amerikalı şirket McKinsey'e devrediyor, anladık..

Herkes bir şeyler söylüyor..

**

Diyorlar ki;

-İşe alımlarda bu kadar profesyonel bir şirket bulmak zor.. McKinsey'de öyle bir testten geçiyorsunuz ki,  tavan yapacak öz güveninizle yürüyüşünüz bile değişir..

**

Diyorlar ki;

-Bu şirketin çalışanları dünyanın en önemli şirketlerinin en kritik pozisyonlarına transfer oluyor.. Bakınız Türkiye'de 'Yabancılara satılmış bankaların' tepe isimleri..

**

Diyorlar ki;

- Bu şirket gözünün yaşına bakmaz.. Eksiği gediği gördü mü, gerçeği  yapıştırıverir yüzüne..

**

Diyorlar ki;

-Gerçeği yüzüne yapıştırır diye bilinir ama dünya devi Enron'un 'Muhasebe kayıtları değiştirildi, borçlar gizlendi, altı boş varlıklar sağlam gibi gösterildi..' Sonuçta Enron gibi bir dev iflas etti.. Bu işte sorumluluğu üstlenmese de Mc Kinsey'in büyük payı vardı..

**

Diyorlar ki;

-Enron gibi bir devin sürekli 'ZARAR' yazan bilançosunu dünyaya 'KAR' diye pazarlayanlar, Türkiye için nasıl bir hazırlıkta.. Fareye fil mi dedirtecekler?

**

Diyorlar ki;

- Amerika'nın İstihbarat Örgütü CIA'in, 2014 yılında 'Yeniden Yapılanma' için anlaştığı şirket de McKinsey.. (Bu işbirliğine karar veren CIA Başkanı'nın nasıl gittiğini hatırlatmama gerek yok sanırım)

**

Diyorlar ki;

-McKinsey'in en tepesindeki adam, yönetici olduğu banka ile ilgili sırları paylaştığı dostuyla birlikte milyonlarca dolar haksız kazanç elde etti..

**

Ben de diyorum ki;

Bir bankayla ilgili sırların milyonlarca dolar değeri olduğunu düşünürsek, Türkiye'nin sırları da riskte değil midir? Ve bu sırlara ne fiyat biçilir?

**

Ben de diyorum ki;

-Tayyip Erdoğan'ı, "15 Temmuz'un mimarlarından" dediği CIA ile ortak atıl ve tercihte buluşturan nedir?

**

Ben de diyorum ki;

-Enron gibi, yıllık bilançosu Türkiye bütçesine yaklaşan bir dünya devini iflasa sürükleyen danışmanlık çarkı, acaba bizi feleğin hangi çarkına sokacak?

**

Ben de diyorum ki;

-Hani şu meşhur Davos var ya Davos.. Onun organizatörü kim? McKinsey..

"Daha da gelmem Davos"a diye caka satan seni, üstüne de para vererek, aynı Davos'un organizatörünün ayağına götüren nedir?

**

Ben de diyorum ki;

-İki lafın biri "Devleti bir şirket gibi yöneteceğiz" diyordun.. Ee bugün gidip devleti denetlesin, süreci yönetsin diye Amerikan şirketiyle anlaştığına göre, demek ki senin akıl, şirketi batırdı.. Peki, pılıyı pırtıyı toplayıp, dükkandan ayrılmak için daha neyi bekliyorsun?

**

Ben de diyorum ki;

-Bu icraat, bu şartlarda, bildiğin, devlete 'Kayyum' atamaktır..

Hem kayyum atayıp hem de "Ben yöneteceğim" deme..

Hem şoför mahalli, hem 5 kuruş, hem Horasan'da inecek var.. Yok öyle bir minibüs..

Üstelik halamgilin yokuşta da durmuyor ki el öpesin, hacı abi..

***

Kalbinizi sevin.. Memleketi de..

Memleketi dert eden kalp çabuk yoruluyor..

Malumunuz, iki yıl önce şöyle esaslı bir sarstı kalbimiz..

Demek daha vade dolmamış, demek daha göreceklerimiz varmış, atlattık..

Kardiyoloji Derneği'nin bir sloganı vardı;

-Kalbinizi Sevin..

Böyle bir hadise yaşadıktan sonra belirgin hale geliyor, kalbinizle ilişkiniz..

Daha önce o işle memur sayıp, "Ee at dur işte orada" deyip geçtiğiniz kalbinizin, aslında her şey olduğunu anlıyorsunuz..

Oysa bunu anlamak için illa da bir sorun, bir kriz yaşamanız gerekmiyor..

Şiirlere kulak verin, şarkılara kulak verin, sevinçlere, hüzünlere dikkat kesilin,  hepsinde kalp var..

Bir cerrah yaklaşımı değil, bir kardiyolog yaklaşımı değil elbette..

Ama duygular söz konusu olduğunda bile nefesinizi kesen kalbiniz, bir tık etse, nefes toptan kesiliyor..

**

Niye yazıyorum bunları..

Dedim ya, memleketi dert edenlerin kalbi daha hızlı yoruluyor.. Bir başka ülkede de böyle midir bilmem.. Ama Türkiye'de, hele de son 16 yılda, memleketteki kalplerin büyük bölümü fazlasıyla yorgun..

Yönetenin de, yönetilenin de..

İşte o yorgunluk bu aralar yine hissettiriyor kendini.. Yine kulak verdik birbirimize..

Kalbimin hissedarı annemin kontrolleri yapılırken, Dr. Yener Yıldırım abim ve Dr. Savaş Açıkgöz'ün kumpasına geldim, "Anjiyo" dediler.. Muhtemel ki kalbe yeni malzemeler bırakıp çıkacaklar..

Siz bu satırları okurken, ben onlara teslimim..

"Atmazsam hikaye biter" diyerek o benim için endişeleniyor.. "Yine kurcalayıp rahatsız edecekler" diye ben onun için..

Bu satırları yazarken kulağım da Tayyip Erdoğan'ın konuşmasında..

Kalbimi de beni de yine basıyor mu bir efkar..

Aynı şey için sevinip aynı şey için hüzünleniyoruz; Memleket..

**

Kardiyologlar doğru söylemiş;

-Kalbinizi sevin..

Ve memleketi de en az kalbiniz kadar sevin..

***

Günün Sözü: Hangi bağımsızlık vardır ki yabancıların nasihatlarıyla yükselebilsin! / Mustafa Kemal ATATÜRK