Ava giden avlanır...

Hülya SEZGİN

Gökyüzü dün geceden beri dibi delinmiş gibi akıyor. Daha doğrusu ağlıyor. Çünkü bu gün İzmir kahraman şehidi Fethi Sekin'i  toprağa verdi. Arkasında üç yavrusu yetim kaldı. .. Babasızlık ne demek iyi bilirim... erkek çocuk için de zordur sanırım ama kızlar için biraz daha zor sanki bence... Babasızlığımın bana en çok dokunanı ise gelin olduğumda kırmızı kuşağımı babamın yerine amcamın takmasıydı.... Bu ona da, bana da çok zor gelmişti...

Neyse... Gündüz gelen kalabalık arkadaş grubum gitmiş, akşam yemeğimiz yenmiş, eşim Hikmet bir divanda, ben karşı divanda uzanmış yorgun ve miskin televizyon seyrediyorduk. Laf ola işte... can sıkıntısı... ağzımızda tat mı kaldı? .. Her gün terör korkusu...

Uyumaya gitmeden önce gün içinde bakmaya fırsat bulamadığım elektronik postalarıma bir bakayım dedim. Rutin basın bildirileri, reklamlar... vs... Derken İngilizce bir mail dikkatimi çekti. İçinde bir de tarih yazılı olunca meraklandım. İngilizcem olmadığı için gene imdadıma çok bilen google amca yetişti. Kimi zaman abuk subuk şeyler tercüme etse de en azından konuyu kavrayabiliyorsunuz. Maili kopyalayıp tercüme kısmına yapıştırdım. Tercümeyi okudukça hem şaşırdım, hem sevindim... diyordu ki:
"Texas Houston'da 20/24 Mart 2017 günleri arasında yapılacak çocuk ve kadın istismarı ve tecavüzü  ile ilgili sempozyuma sizi davet ediyoruz. Üniversitemizin davetlisi olduğunuz için vize gerekmeyecek ve bilet ücretleriniz komite tarafından karşılanacaktır... ... şuraya mailiniz bekliyoruz...

Prof. Hally Theron
Director of Human Welfare"

Bir yandan "Ne güzel Amerika'yı da göreceğim, hem de cebimden hiç para çıkmadan" diye sevinirken, diğer yandan da aklımda dedi deli sorular...

Beni nereden bulmuşlar?..

Anında yanıtlıyorum kendime:
Hülya bu Amerika!.. her şeyimizi biliyorlar. Üstelik bunu da facebook aracılığı ile biz gönüllü yapıyoruz zaten...

Ama ben ressamım... aynı zamanda yazıyorum ama bu konu ile ilgili sanırım yazmadım. ..
E peki... ben gelen maili bile google amcaya sorarken orada nasıl konuşacağım?.. Bu konu ile ilgili onca akademisyen, yetkili kimseler varken üstelik niye ben!..

Düşündükçe hevesim kaçmaya, görmeyi hayal ettiğim kovboy kasabasının ve at üstündeki kovboyların görüntüsü tek tek yok olmaya başlamıştı...

Mektubu yollayan Prof. amcanın adını yazdım bu kez google... "haydi bunu da bil, gözümün yağını ye!.." dedim... bildi vallahi... çıkan sayfada bana gelen mektubun aynısı vardı ve dolandırıcılık diye uyarıyordu. ..

Hayallerim bir anda suya düşmüştü ama diğer yandan da büyük bir tehlikenin eşiğinden dönmüştüm...

Evet ben sık sık yurt içi ve yurtdışına festivallere gidiyorum ama beni davet eden yerler ile ilgili mutlaka aracı, güvendiğim bir arkadaşım, ya da referans veren yakınım oluyor. Bilmeden, etmeden canımı emanet etmiyorum. .. Yerli yabancı hırsızlar her geçen gün taktik değiştiriyorlar. Dikkatli olmak gerek...
Demek ki neymiş. ... her davete balıklama atlamamalı, sazan olmamalıymış.
Yoksa ava giden avlanırmış!...

Hülya Sezgin/hulyasezgin@hotmail.com