Atıkların kaynağında ayrıştırılması...

Ahmet Baybars GÖĞEZ

İzmir'de yaşadığım yıllarda bir sosyal grupta, atıkların geri kazanımı konusunda yaptığımız fikir alışverişi hakkında düşüncelerimi sizlerle de paylaşmak isterim. Güncelliğini hala koruyor.

NOT: Bir çevre derneği için yazdığım ve REC Türkiye tarafından kabul edilerek, danışmanlığını yaptığım "Atıkların kaynağında toplanması ve ayrıştırılması" projem, İzmir valiliğince ödüle layık görülmüştü.

Günümüzdeki en önemli konulardan biri olan atıkların kaynağında ayrıştırılması konusu her ne kadar bazı çevrelerce, atıkların toplama yerinde ayrıştırılması olarak tercih edilse de, toplum bilincinin geliştirilmesi ve çevrenin temiz tutulması yönünden kaynakta ayrıştırma disiplininin kazanılması çok daha öncelikli olarak ele alınmalı düşüncesindeyim.

Ninelerimiz ve dedelerimiz bize yerde bulduğumuz bir gazete parçasını dahi alıp kenara koymamızı öğütlememiş miydi?

Yine yerde bulduğumuz bir ekmek kırıntısı ve pirinç tanesini bile alıp kenara koyan bir ulusun devamı değil miyiz biz?

Neden kaybettik bu güzel hasletlerimizi?

Bu kadar müsrif ve duyarsız olmak zorunda mıyız?

Üstelik İslam görüş ve felsefesi de bize tasarrufu, temizliği telkin etmiyor mu?

Bize ait ve bizim düsturumuz olan bu alışkanlıklarımızı manidardır ki şu anda batılı ülkelerdeki uygulamaları örnek alarak yeniden öğrenmeye çalışıyoruz. Hani onlara biz öğretmiştik temizliği?

İşte bana duyarlı bir toplum önderi ile saygın bir gazeteci tarafından sorulan sorular ve cevaplarım;

“Sn. GÖĞEZ,

Basit, ama basit olduğu kadar da organize bir yöntem gerektiren atık toplama projelerinizde ki yöntem nedir acaba?

Türkiye’de henüz bu konuda yeterli koordinasyonun sağlanamamasındaki idari ve teknik sebepler olarak neleri görüyorsunuz?

Geri kazanımda, özellikle cam eşya, plastik malzeme ve kâğıt artıklarının toplanmasındaki mevcut sokak toplayıcıları yönteminin rasyonalizasyon oranı hakkında bir çalışmanız oldu mu?

Bu konuya benim de merakım var. Çevre korunmasındaki çabaları çok önemsediğim için, grubumuz bünyesinde bir çalışma grubu kursak mı diye aklıma geliyor?

Ben, şu an yurt dışındayım. 3-4 Eylül gibi döneceğim, İstanbul’da ki işim sonrası 12 Eylül akşamı İzmir’de olacağım ve sonrası için bir toplantı organize edilirse, katılmayı çok isterim.

Selam ve sevgilerimle,”

VERDİĞİM CEVAPLAR;

Sayın ………,

Sorduğunuz sorular ve yaklaşımınız gerçekten bu konu hakkında birikimli olduğunuzu gösteriyor. Tabiri caizse damardan girmişsiniz konuya.

Bazı soruların cevaplarını gruptaki arkadaşlarla da paylaşmak adına vermeye çalışacağım. Takdir edersiniz ki bu cevaplar hap çözümler değildir. Önemli olan proje ile çerçevesi çizilebilecek ve belirli bir disiplin altında ama özellikle de yerel yönetimin tutarlı stratejisi ile projenin başarısı için ortaya irade koyması şart. Aksi halde bazı örneklerde olduğu gibi başarılı bir proje yapabilirsiniz ama proje bittikten sonra kimse (Yerel yönetim) bu projeyi sahiplenmeyip, proje sahibi bir dernek tarafından, yürütüleceğini düşünürse sonuç fiyasko olur!!!

Ne kadar başarılı bir yatırım yapsanız ve günün en ileri teknolojilerini bölgenize taşısanız dahi en önemli şey bilinçlendirme ve denetimdir. Bu amaçla bazı tespitlerimi ve projelerimde öne çıkarmaya çalıştığım taktiklerden püf noktalarını aşağıda maddeler halinde vermeye çalışacağım;

1. Çocuklar çok önemlidir. Genellikle maalesef evlerde çöp atma görevi onlara aittir. Eğer öncelikle çocuklarımızın bilinçlendirilmesine önem verebilirsek, ebeveynlerini eğitecekler ve asla ekonomik atıkları çöpe atmayıp attırmayacaklardır.

2. Emekliler de çok önemlidir. Evlerde boş zamanı olan ve hayatı yaşamış deneyimli insanlar, aynı çocuklar gibi çöplerini bizzat atan gruptur. En duyarlı ve kolay eğitim kabul edebilecek bu kişileri çok kolay kazanabiliriz.

3. Diğer gruplar içinde bölgedeki STK’lar basta olmak üzere, kamu kuruluşları, ofisler, iş merkezleri ve apartman yöneticileri sayılabilir.

4. Ayni trafik denetimlerinde uygulanan fahri müfettişlik sistemi gibi basta emekliler, kamu görevlileri, ev hanımları, üniversite-orta öğretim öğrencilerinden oluşturulacak fahri müfettişlerle de belediye ve büyükşehir bölgesinde maliyeti neredeyse “sıfır” olan bir denetim sistemi oluşturulabilir.

5. Tüm bu faaliyetler için yerel yönetimlerin ortaya koyacağı irade ve atıkların toplanmasında ki disiplinli-planlı çalışmalar çok önemlidir. Gerek fahri müfettişler, gerekse halkın bu konudaki başvuru ve talepleri karşılanmalı, düzenli atık toplama faaliyetlerinin sürdürülebilirliği aksatılmadan ve başlangıçta büyük bir sabırla karşılanmalıdır.

6. Yerel yönetimlerce bu konuda halkın katılımcılığını arttırmak için önerebileceği bazı profesyonel promosyonlar da çok önemlidir. Örneğin belirli atık hacmine ulaşıldığında vergilerde indirime gidileceği, su faturalarında iskonto yapılacağı gibi duyurular katılımcılığı artıracaktır.

7. Yerel yönetimlerce alınan bu kararların samimiyetine inanan özel girişimler, hiçbir karşılık beklemeden belediye bölgesinde ihtiyaç duyulan her türlü konteyner, atık torbası, depone tesisi, atık toplama araçları vb. yatırımları koşa, koşa yapmaya hazır olacaklar, “çöpten hurda-atik toplayanlar” ile kendi kurdukları denetim organizasyonu birlikte mücadele ederek belediyenin hiçbir müdahalesine gerek kalmadan başarıya ulaşılacaktır. Çöpten hurda- atık toplayan kişiler ne kadar az ve/ veya yoksa, yerel yönetimler o kadar başarılıdır diyebiliriz.

ONEMLI;

Bu sistemin kurulmasında yerel yöneticilerin tutumu çok önem kazanıyor. Türlü mazeretlerle bu işi savsaklamak yerine “Katı atık yönetmeliğine” uygun lisans almış şirketlere yeterli güvenceyi vererek ama denetimi de ihmal etmeden yatırıma girmelerini ve arkalarında duracağını hissettirmelidir. Halkın katılımcılığını da sağlayarak bu girişimcilerin karşılaştıkları dirençleri kısa zamanda çözmesi gerekir. Ayni şekilde yürürlüğe girmiş olan kanun ve yönetmeliklere göre, atık toplama ve geri kazanım konusunda yeterli tedbirleri almayan, köklü çözüm üretmeyerek göstermelik ve reklam kokan davranışlarla güya çözüm ürettiğini savunan yerel yönetimler, ilgili bakanlık (Çevre ve Şehircilik) ile müfettişleri tarafından da denetlenmelidir.

Aslında yurt dışı örnekleri yasayan ve üst seviyede birikime sahip siz ve sizin gibi toplum önderlerinin de bu konuda yapacağı telkinler ve yazınızda belirttiğiniz gibi kurulacak sivil insiyatifler mutlak başarının kazanılmasında çok önemsenmelidir.

Grup içinde basta çevre mühendisliği mezunları olmak üzere, genç arkadaşlarımızın konuya sahip çıkması halinde her turlu desteği vermeye hazırım.

Tüm grup arkadaşlarımı, bu konu çerçevesinde özgün bir İZMİR modeli yaratmaya davet ediyorum.

Sizinle de dönüşünüzde tanışmak ve bu konuları geliştirmek adına görüşmekten büyük zevk alacağımı ifade etmek isterim.

Saygılarımla...