AKP'li Başbakan'a bile medya ambargosu

Ruhittin SÖNMEZ

“Son üç yılda ilk defa kamuoyuna sesimi böyle duyurabiliyorum. Mesela Nisan 2017 Anayasa Referandumu öncesinde yeni anayasa paketi ile görüşlerimi, kaygılarımı iletmek için defalarca girişimde bulundum, doğrudan TV kanallarına. Hiçbirisi olumlu cevap veremedi. Vermedi değil veremedi. Bir tek gazete mülakat yapmayı kabul etti o da benim kaygılarımı yayınlamadı. Kendi partisi iktidarda olan bir Başbakana sansür uygulandı. O günden sonra da basın benim görüşlerimi kamuoyuyla paylaşmam için imkân vermedi.”

Bu yakınma cümleleri eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na ait.

Bütün bu engellemelerin “mağduru” olan eski Başbakan Davutoğlu yeni parti kuracağı söylenen isimlerden biri. Dolayısıyla basın için eski Başbakan'ın görüşlerini açıklaması haber değeri yüksek olan bir durumdur.

Buna rağmen Ahmet Davutoğlu ile röportaj yapmak için hiçbir gazete ve TV kanalı bırakın teşebbüste bulunmayı, eski Başbakandan gelen ricayı dahi kabul etmemiş, edememiş.

Rusya menşeli RS FM (Radyo Sputnik)'de doğru gazetecilik ve dürüst habercilik yapan dört gazeteci vardı. Bunlardan üçü Yavuz Oğhan, Akif Beki ve İsmail Saymaz bu gazetecilik olayına talip oluyor. Fakat RS FM yönetimi bu röportajın yapılmasına izin vermiyor. Onlar da kendi Youtube kanalında ilkel şartlarda röportajı yapıyor.

İşte Ahmet Davutoğlu yukarıda bahsi geçen ve aşağıda bahsedeceğim diğer görüşlerini bu programda dile getirebiliyor.

Fakat hemen ertesi gün bu üç gazeteci ile sabah programında yorumlarıyla iktidarı rahatsız eden Zafer Arapkirli RS FM’den kovuldu.

Ahmet Davutoğlu’na sempati duyup duymamak ayrı bir konu ama medyanın içinde bulunduğu durumu görmek açısından dehşet verici olaylar bunlar.

Biz MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin muhalefet yaptığı dönemde yaşadığımız “Alo Fatih” olayını unutmamıştık. Bizzat Recep Tayyip Erdoğan Devlet Bahçeli’nin sözlerini yayımlayan TV kanalının yöneticisini arayıp yayını durdurmuştu.

Bahçeli AKP ile kader birliği yapınca bu ambargo kalktı, Bahçeli’ye bütün TV kanalları sonuna kadar açıldı.

Kuruluş aşamasında ve kurulduktan sonra İYİ Parti’ye ve lideri Meral Akşener’e TV kanallarında uygulanan ambargo devam ediyor. Halen merkez ve yandaş medyada hiçbir TV programında İYİ Parti temsilcilerine yer verilmiyor.

*********************************

GÜÇSÜZLEŞTİRME VE İTİBARSIZLAŞTIRMA

Ahmet Davutoğlu’nun anlattıklarına göre kendisine sadece medyada engelleme yapılmamış. Başbakanlıktan ayrılmasına sebep olan AKP içindeki Pelikancılar grubu ve troller canını çok yakmış.

Eski dava arkadaşları O’nu hedef almış. Doktor olan eşinin tıpla ilgili bir konferansı iptal edilmiş. Kendisiyle birlikte çalışan teknik kadronun tamamı devlet görevlerinden uzaklaştırılmış. Davutoğlu’na yakın olduğu düşünülen il başkanları görevden alınmış.

Bosna Hersek’te Alaca Camiinin ibadete açılması sebebiyle oranın Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu davet etmiş. Çünkü bu tarihi caminin yeniden inşası için Unesco’dan izin alınmasını ve inşasına kaynak aktarımını Davutoğlu yapmış. Ancak daha sonra “sizin hükümetiniz tarafından sizin katılmanız uygun görülmedi” denilerek davet iptal edilmiş.

Saraybosna İş Forumunda Davutoğlu’na “şükran ödülü” verilmek istenmiş. Orada bulunan TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Davutoğlu’na ödül verilmemesini ve törende konuşma yaptırılmamasını istemiş. Bu yüzden ödül verme 2. Oturuma bırakılmış. Ancak Davutoğlu’na ödül verilirken TC yetkilileri salonu terk etmiş. Davutoğlu şahsının değil “devletin itibarını sarsan bu olaya” da çok üzülmüş.

*********************************

BAŞBAKANLIKTAN NEDEN ALINDI?

Davutoğlu 1 Kasım seçimlerini kazanmasına rağmen, 6 ay sonra Başbakanlıktan alındı. Üstelik kendi ifadesiyle “Asgari ücrete enflasyonun beş katı zam yapılmış. Buna rağmen bütçe açığı yüzde 1,8'lere inmiş, ÜFE yıllık yüzde 3,2 idi. Şimdi aylık o düzeylerde. Avrupa'da vize muafiyeti aşamasına gelinmiş” iken.

Davutoğlu MHP ile ittifaka ve mevcut şekliyle Başkanlık Sistemine karşı olduğunu söylüyor.

Ve bahsettiğim yayının belki de en dikkat çekici kısmında “Başbakanlıktan alınmamın, başkanlık sistemi ile ilgili kapsamlı bir planın eseri olduğunu düşünüyorum” dedi.

“Son derece özünden koparılan bir başkanlık sistemiyle Türkiye'nin yüzde 50+1'e muhtaç edilerek yürütme erkinin, gizli-açık koalisyonlara zorlanmak gibi bir senaryonun çıkması için benim devre dışına bırakılmam gerekiyordu. 

Acaba kim/ kimler yeni sistemi istedi ve engel olacağını varsaydığı Davutoğlu’nu tasfiye etti? Açıklığa kavuşması gereken çok önemli bir soru bu.

*********************************

PARTİ KURACAK MI?

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu her ne kadar yeni parti kuracağı söylense de, kendisi henüz böyle bir ifade kullanmadı. Yani AKP içinde mücadele ederek bir siyasi etki alanı yaratmaya çalışacak gibi.

Öncelikle “siyasette yeniden aktif olma” çabası içinde. Bu çabasını AKP içerisinde etkin olmak hedefine göre belirlediği anlaşılıyor.

Tayyip Erdoğan’a rağmen bu mümkün değil. Bu yüzden Erdoğan ile ilgili cümleleri çok dikkatli ve özenli.

Abdullah Gül / Ali Babacan ikilisinden farklı olarak hedef kitlesi AKP içinde “küskünler ve partiden ümidini kesmişler” değil. Davutoğlu AKP’nin sadık kitlesine sesleniyor. Mücadelesini AKP içinde yapacağı mesajını veriyor.

***

Ahmet Davutoğlu Türkiye’yi bugüne taşıyan AKP politikalarından birinci derece sorumlu bir isim. Dış politikadaki sıkıntılar (Suriye politikası, Kobani konusu, kuşatılmışlık…), ekonomideki yanlış tercihlerin getirdiği tıkanma, hukuksuzluklar vd konulardaki hatalarından özür dilemedi.

Ancak 3 temel konuda Erdoğan’ın politikalarına itirazı var:

·  Davutoğlu AKP’nin MHP ile ittifak kurmasını doğru bulmuyor. Bunun AKP’ye zarar verdiğini iddia ediyor.

·  Cumhurbaşkan Erdoğan’ın AKP Genel Başkanlığından vazgeçmesini istiyor.

·   Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailesinin (damat Berat Albayrak’ın da) devlet içinde etkin olmamasını gerekli görüyor.

Bütün bunlar ve anlattıklarından edindiğim kanaatim şu: Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlık sorunlarını da hesap ederek, “Erdoğan sonrası” için yatırım yapıyor.