1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırısının sebepleri, olası sonuçları ve tedbirler...

Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırısının sebepleri, olası sonuçları ve tedbirler...

Yeniden Aydınlanma Derneği, "Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırısının sebepleri, olası sonuçları ve tedbirler" başlıklı yazılı bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

A+A-

Ermenistan, 1992 yılında Azerbaycan topraklarının üçte biri büyüklüğündeki Dağlık Karabağ’ı büyük katliamlar yaparak ele geçirdi. 12 Temmuz 2020 tarihinde de  Azerbaycan’ın Tovuz bölgesine saldırdı, ancak Azerbaycan ordusunun karşılık vermesiyle ağır kayıplar vererek geri çekildi. 

ERMENİ SALDIRISININ NEDENLERİ 
Günümüzdeki uluslararası siyaset dikkate alındığında; Türkiye'nin Irak, Suriye ve Libya'da üç cephede aktif bir savaş durumunda olduğu; Ermenistan'ın saldırısıyla Azerbaycan hattında da dördüncü bir cephe açmaya zorlandığı ve hatta Mısır'la çatışmaya itilmeye çalışıldığı görülmektedir. 

Saldırının yapıldığı Tovuz bölgesi Türkiye'yi Hazar'la buluşturan Bakü – Tiflis - Ceyhan Petrol Boru Hattı, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı ve Gürcistan – Kars - Azerbaycan Demiryolu Hattı projelerinin geçtiği bölge olması, saldırının Türkiye’ye bir mesaj verilmek istenildiğini ortaya koymaktadır. 

Bu bakımdan; Ermenistan’ın gücünü aşan bu saldırının küresel güçlerin bölgedeki kirli oyunları çerçevesinde ele alınmasının isabetli olacağı değerlendirilmektedir.

KÜRESEL GÜÇLERİN OYUNU NASIL BOZULABİLİR? 
Azerbaycan ve Ermenistan, aynı coğrafyada iyi komşuluk ilişkileri içinde yaşamak zorunda olan iki ülkedir. Ancak; ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ve Rusya’nın bu bölgede çatışmaların sonlandırılmasından ziyade sürmesini istedikleri ortadadır.

Ermenistan'ın bu saldırılarıyla İran'daki Türklerin de kışkırtılması ve savaşın çok daha geniş bir bölgeye yayılmasının planlandığı hesaba katılarak Türkiye’nin bu konuda çok dikkatli adımlar atması gerektiği değerlendirilmektedir. Türkiye’nin İran'la birlikte hareket etmesi ve Rusya'yı da ikna ederek gerilimin daha da büyümeden önlenmesini sağlaması halinde bu oyunların bozulması mümkün olabilecektir.

BU SALDIRI RUSYA'NIN AYASOFYA MİSİLLEMESİ OLABİLİR Mİ?
10 Temmuz 2020’de Danıştay’ın 1934 yılındaki Bakanlar Kurulu kararını iptal ederek Ayasofya’ya yeniden cami hüviyeti kazandırması, içeride ve dışarıda pek çok çevreden tepki almıştır. Türkiye’nin bu kararı almasından sadece iki gün sonra Ermenistan’ın ateşkesi ihlal ederek Azerbaycan’a saldırması akıllara Rusya’nın Ayasofya misillemesi olabilir mi sorusunu getirmektedir.

ÇATIŞMALARIN DEVAMI HALİNDE BÖLGEDEKİ DENGELER NASIL DEĞİŞİR?
Burada ortaya çıkacak savaştan en olumsuz şekilde etkilenecek ülke Ermenistan olacaktır. Bu nedenle Ermenistan’ın doğrudan bir savaşın içinde olmak yerine bu tür çekişmelerle kendisine destek veren ülkelerin dikkatini çekmek ve içeride yaşadıkları ekonomik ve siyasi istikrarsızlığı bu şekilde kullanmak istemektedirler. Ortaya çıkacak bir savaş ne Rusya ne Türkiye ne de bir başka ülkenin yarına olmayacaktır.

ÇATIŞMALARDA TÜRKİYE'NİN KONUMU 
Azerbaycan’ın içinde bulunduğu her türlü sorunlar Türkiye’nin ulusal çıkarları ile yakından ilgilidir. Türkiye her türlü olayda Azerbaycan’ın yanında yer alacağını ve Azerbaycan’ın alacağı her kararı da destekleyeceğini ilan etmiştir. Geçmişten bu yana devam eden silah, teçhizat ve askeri yardımlar daha da artarak devam edecektir. Türkiye’nin sürece aktif müdahil olması, işgalci Ermenistan ve bu ülkeyi askeri açıdan destekleyen, çözümsüzlükten çıkar uman ülkeler için risk kaynağı olmaya devam edecektir. 

İran hali hazırda Ermenistan’a en büyük desteği veren ülkedir ve ülkede yaşayan 30 milyon civarındaki Azerbaycan Türkü’nün Azerbaycan ile sınır komşusu olmasını asla istememektedir. Ama daha önemli bir durum ise İsrail’in Türkiye ile bağlarının zayıflaması üzerine İran’a yönelik operasyonlarını genel olarak Azerbaycan üzerinden yönetmesi önemli bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. İran bu konudan dolayı da oldukça rahatsızdır.

Ermenistan özellikle Azerbaycan’ın sürekli gelişen modern silahlı gücünden ciddi olarak endişe duyuyor ve işgal altındaki Azerbaycan topraklarının bir gün asıl sahipleri tarafından kurtarılacağının korkusunu ancak kendi topraklarında garantör olarak gördüğü ve iki ülke sınırının tamamına yerleşebilecek Rus askerleri ile yenebileceğini düşünüyor olmalı."

Suriye, Libya, Doğu Akdeniz hatta Afrika’daki Türkiye ve Rusya’nın gelişen dış politika ve güvenlik inisiyatifleri, Kafkaslarda karşı karşıya gelmelerinin de önünde denge sağlayıcı bir unsur olma potansiyelindedir.

ÇÖZÜM BEKLENTİLERİ 
İngiltere, Fransa, Almanya, İsrail gibi ülkelerin de desteklediği ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin beli kırılmadığı müddetçe; Fas’tan Afganistan’a kadar uzanan ve halkları Müslüman olan ülkelerin kan ve ateşten kurtulmaları mümkün görülmemektedir.

Türkiye, bölgedeki bu ülkelerle diplomatik ilişkilerini sağlamlaştırıp bölgesel ittifaklar kurarak, ABD, İngiltere ve Fransa'nın bölgede çatışma yaratma planlarını bozmaya çalışmalıdır. 

Burada en önemli husus; Türkiye ve diğer bölge ülkelerinin yerli ve milli devlet adamları tarafından yönetilmeleridir. Başka ülkelerin maşası durumundaki siyasiler, dünya barışı ve insanlığa en büyük zararı veren unsurlardır.

Yeniden Aydınlanma Derneği (YAD)
Yönetim Kurulu

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.